Bıçaklar ve Uzaklar Değmesin Azize!
.../Mehmet Pala’ya
1) Azize yüreğime uzattı ellerini Kalbimin bir kenarına bıçak sürdü Diğer kenarına uzak… Niye bıçak dedim Niye uzak… Bıçaklar ve uzaklar değmesin kalbine dedi… Ve fısıldadı kulağıma nefesi ağlamak kokarak: “Bana değenler sana değmesin.” Bir Mıtrıp ağladı; o günden sonra hep kapımızda. Annem saçlarımı çırptı balkondan Dedim: ne oluyor? Herkese ne oluyor böyle? "Sus" dedi Azize. "İyilerle ol. İyi ol." O günden sonra o günler bir daha gelmedi. Haşimiye’de Pala’nın kuşlarını sattılar; yok pahasına… Günler hep taklaya geldi; teneke çaldılar arkasından dostlukların. Birbirinin çocuklarını kendi çocuklarıyla büyüten annelerin şehrinde Babalar hep İbrahim sustular… Şıh Maksud’a çıktım; bir Yakubiye meselidir; “Allah’ım babamı ıslah et” yazdı bir kareçi, duvarına türbenin. Uyudum sen geldin Bir çiçeği koklamalıyım dedin Kokladın uzun sonra onu alıp okula yazdırdın beni. Kalbimi çıkarıp yerine post cihazı taktılar. Kaçtım duvarlardan, nereye gelsem evimiz değilmiş Uyandım, kabus, ter, yoksun. Tuz sürdüm yüzüme. 2) Kal’a boynundan koştum Anzelha’ya… Her kim ki Cuma günü kırmızı tüylü balığı görürse üç duası kabul olur dedi; bir adam. Üç duamı ettim. Amin dedim. Bekledim günlerce. Kırmızı tüylü balığı gördüğümde salıydı. Bir ümmeti olmayana Salı günleri de Cuma’dır dedi Azize; ve ekledi: Madem ki ümmetin kardeşliğinden payımıza düşen vergiler ve red. Öyleyse iman eden ve dağlara gidenlere andolsun ki Öze Dönüşümüz tavafımızdır. Anladım; öyle mi dedim. Gerçekten öyle mi? Kobani Suruç arasında yedi kere koştum. Kadınlar hep “şir” dedi… Allah’a yalvardık karaborsaya düşmesin diye mamalar. “Müslümanlara bir mesajın var mı” diye sorduk sınırın ardındaki Fatma anneye “Müslümanlar kalbim ruhum yüreğim bedenim” üstüne dedi. Sınırın bu tarafında dindarlarımız fısıldadı birbirlerine ; “bunlar teröristlere yardım ediyorlar” diye Sınırın o tarafında çocuklar, yıkılmış evler, ve Amerika! Biz dedik; gideceğiz bekleyerek Bekleyerek gideceğiz kardeşlerimizi… Onların aklı başına gelene kadar gideceğiz Ve kalplerini hatırlayıp peşimizden gelene kadar bekleyeceğiz Beş dağın kayaları arasından ıslık çala çala akıp kavuştuğunda nehirler Barzan dulları ile beraber Enfal söyleyeceğiz. Bizi hayat verecek şeylere davet ettiği zama dağlar. Serçawa diyeceğiz. Ve dua edeceğiz: rabbim kardeş halkları ıslah et ve halkların kardeşliğini bize bağışla Ya sonra? “şu adamları dinleri aldattı” diyen kalabalıklar arasında mağrur. Kardeşlerimin kalbine bıçak ve uzak süreceğim. Bıçaklar ve uzaklar dokunmasın diye Kıyametin kopmakta olduğunu bilenlerle beraber siyaseti bırakıp fidan ekeceğim. 3) ...Sonra sen geleceksin Heqim Dede mahlesinde kötülük bilmeyen çocuklarla ve kuşlarımızla büyüyeceğiz. Geceleri gözlerimizi göğe dikeceğiz Ve soracak Azize; “Sabah yakın değil mi?” Kadir Bal 17.05.2015 / namazgah-Üsküdar 04:16 |
Şiirin olduğu yerde her güzellik vardır
Her güzelliğin olduğu yerde şiir vardır,
Yaşam bitmez şiirdir, şiirde hayat vardır
Şiiri doğuran aşktır, şiirin anası aşktır.
---- 25.04.1960 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul