Bilmeyenler
Bilmiyorsun ne yazdığımı,
Bilmiyorum nasıl yazdığımı, Bilmiyorlar neden yazdığımı, Bilmiyorlar... Cahil değildik hiçbirimiz oysa, Sadece bilmiyorduk işte, Bilmiyorduk. Nitekim ne çok bilmiş var aramızda, Bilmediğini bilmeyen bilmişler. Bir de cahil bilenler var aramızda, Bildiğini bilmeyen bilenler. Ben ise; Ne bildiğimi bilmiyorum, Ne bilmediğimi biliyorum. Biz bilmiyorduk işte... Yüreğimize düşen ilk cemrenin Gözlerimizden süzülen ilk yaş olduğunu, Gelgitlerin çekildiğinde Bir yıldız kaymışcasına Bir aşkın toprak olup Bir hüznün doğacağını, Kırık kalplerin tazelenip Tekrar aynı saflıkla kırılacağını, Yakılan her limanın Bir gemiyi sahipsiz bırakacağını, Doğan her güneşin Sonunda aynı yıldızlı geceleri getireceğini, Doğan her ayın ise Sonunda kızıl bir şafağın sökeceğini, Her aşkta bir ayrılık Her ayrılıkta da bir vuslat olduğunu, Her işlenen günaha bir tövbe Her tövbeden sonra yinr aynı günahın işleneceğini, Sevginin cahillere dahi şiirler yazdıracağını Ve sevgi bitince o şiirlerin yazıldığı gibi silineceğini, Kendimizi yaşama kaptırırken Yaşamın bir günden ibaret olduğunu, Ölümün uzaklığından öte bize yaşamdan daha yakın olduğunu, Bilmiyorduk... Ve ben bu şiiri yazarken, Bilmiyorsun ne yazdığımı, Bilmiyorum nasıl yazdığımı, Bilmiyorlar neden yazdığımı, Bilmiyorlar... Moses |