Bir tutam sen
Sevmek hayal etmek kadar kolay,
Peki ya unutmak; Kurduğun hayallerin gerçekleşmesi kadar zordur... Elimi şair kılan üç şey vardı; Gelişin, Var oluşun, Ve gidişin. Ve bu şairliğimi elimden alan bir şey vardı; Yokluğun, yok oluşun... Gidişin de yokluğundu aslında ama, Gidişinde, dönüşünün umudu vardı. Bu sebepten devam ettim yazmaya. Ta ki yokluğunu hissedene dek Dönüşünün umudu tükenene dek... Öyle şiirler yazdım ki, Gelişine, Var oluşuna, Gidişine, Yokluğuna yazacak bir şey kalmadı sonra, Aslında o hüzünlü gecelerde, Geliyor aklıma bir kaç kelime, Yazacak bir şeyler buluyorum ama, Korkuyorum, Titriyorum, Ve sonra, Anla işte yazamıyorum... Ardından şafak söküyor, Son buluyor o hüzünlü geceler, Sonra önümde o beyaz sayfaların, Kara satırlarına bakıyorum. Her günkü gibi yine temiz değiller. Ama bu kez satırları kirleten, Mürekkep değil, kirli gözyaşlarım... Şiirlerime bakıp, Hayatında biti mi var yoksa? diyenlere, Hayatımda biri yok, Birinde hayatım var, diyesim geliyor aslında... Ve eğer unutmam gerekiyorsa seni, Bırak sindire sindire yapayım bunu. Çünkü korkuyorum, Aklımın zamansız öldürdüğü, Yüreğimde amansız dirilir diye.. Sonra mahvolurum, Ne sen beni tanıyabilirsin, Ne de ben seni... Günlerden pazartesi bugün, Aylardan aralık, Sonbaharı bitireli bir ay oldu ama, Ben hala sonbahardayım, Ben hala kasımdayım... Yokluğun küresel ısınma misali, Hala sonbaharı yaşatıyor bana, Hala bir kaç yaprak düşüyor dalından. Her şey sonbahar gibi yokluğunda, Anılar da sonbahar gibi, Hepsi öylesine koyu ki, Her biri birer birer dökülüyor dalından. Bir ben dökülmedim, kışa inat, Bir ben kaldım bu sonbahara direnen... Ben; Ruhumun sonbaharında, Dalında kalan tek yaprağım. Ben düşmedikçe dalımdan, Ne kış gelecek, Ne de sonbahar, son bulacak... Neden mi inat ediyorum? Çünkü bekleyemem bir sonraki sonbaharı. Bilirsin beklemeyi pek sevmem ben ama, Kimseyi de beklemedim sen kadar... Hani gidişin ve yok oluşun dedim ya, O vakit söyle bana, Bu bir gidiş mi? Yoksa yok oluş mu? Çünkü bilirsin giden beklenir, Yok olansa unutulur. Tabi o da nasıl olacaksa artık... Bir sonraki sonbaharı bekleyemem dedim ama, Sen yoksan, bana her mevsim sonbahar, Sen yoksan, ben tek mevsim yaşarım. Sen yoksan, yeşil çiçekler de yok, Mavi gökyüzü de. Sen yoksan, tek renk var benim için, O da sonbaharın rengi. Sen yoksan, her şey koyu kahverengi., Sen yoksan, her şey soluk, Ben gibi... Bu da son şiir olsun, Yokluğuna yazılan, Hüzün ve gözyaşlarına karışan. Demem o ki, Dön artık olur mu? Ben yine beklerim... Musa Yalçın |