Bildiri(m)
Bir ceninim yüreğinde, ne zaman doğuracaksın?
Yosun yatağında boğuluyor yüzümün sen hâli. Ayağını kaydırma sana süslenen ben hâlinin Menengiç kadar acıdır intikamım bilirsin. Üst üste koyduğun taşların koynunda yenileceksin bu anlamsız gidişlerinde. Kaldır elini, dokun artık maskesiz yüzüme. Ceninliğimin destansı replikleri kara bir mola vermekte. Kucağıma işlenen kanaviçelerin hesabı sorulduktan sonra varlığımın kauçuk kabartmalı bir nefes olduğu gerçeğiyle yüzleşince diğerleri, yaşsız nazarlarıma vuku bulacak ne bekleniyorsa adımdan. Esmer gelir susuşlar sandıklara, emanet edemeyeceğim örümcek ağlarına... Sana dair ne varsa o sandıkta. Yokuş aşağı iterken katilleri, bir sen biliyordun oysa nasıl diri tuttuğunu gözlerimin aşkını. Seyircisi olduğum her olayda tek tanık olmak... Kıyımlara… İllegal savruluşlarda yorgun düşerken bedenimiz. Bir sen biliyordun, _sen benim tek yasal acımdın_... Manzarasızlıkta kanlı heykeller biriktiriyorum. İçi boşaltılmış evleri çerçevelettim içimin surlarına. Gitmeliydim belki ama hiç avuçlarımı resmedebilecek gücüm olmadı. Karında donup kalmıştım o gün hatırlatırsam eğer, utançtan hiçbir fide yeşermez bir daha. Bilirsin, harikalar dünyasının hangi cesetlerden meydana geldiğini. Roda Uyanık 12 Eylül 2007 |