NİZAMA GELSİN!...Sipahiler vardı,çoğuysa yaya, Yürürdü yürüdük ta viyana’ya, Diktik o hilali,yarında aya, ****************Hazırlan bayrağı dikecek elsin, ****************Sen dik dur ki dünya,nizama gelsin! Üzülme gelecek bol talihin var, Göğsünde Muhammed,Nuh,Salih’in var, Onlarda olmayan bir tarihin var, *****************Gürle!Şark’tan Garb’a esecek yelsin, *****************Sen dik dur ki dünya,nizama gelsin! Geçmişten güven al,dolu bin sırla, O Selahaddin’e bak da hatırla, Mümin kesilirken yol’da satırla; ******************Tarihte Haç’a kırılmayan belsin, ******************Sen dik dur ki dünya,nizama gelsin! Mevlana gibi sevgiyle bağan, Yunus Emre gibi aşk ile doğan, Mazide batıyı bunlarla boğan, *****************Bükülmez kırılmaz tunçtan çengelsin, *****************Sen dik dur ki dünya,nizama gelsin! İşlesin bu kollar çağda yol alsın, Tekbirle o erler dağda yol alsın, Bereket fışkırsın bağda yol alsın, ******************Çalış ki yarını bağlayan telsin, ******************Sen dik dur ki dünya,nizama gelsin! Bu vatanda devler hala uyurlar, Hayalleri gibi yıkılmış surlar, Cevherden eser yok kararmış nurlar, ******************Bırak!İman Nur’u göğsünü delsin, ******************Sen dik dur ki dünya,nizama gelsin! Lale hep hatırlat dinde ki penci! Sevin ki Türk olmaz asla dilenci! Duy ve uyan şimdi bu yurdun genci! *******************Kendinle kendine tek sen engelsin! *******************Sen dik dur ki dünya, nizama gelsin! |
-Padişahım, frengistanddan elçiler gelecek. onlara devletimizin ihtişamını göstermek için şöyle şatafatlı giyinseniz olmaz mı? diye sormoşlar, Yavuz Han:
- Olur, demiş. günü gelince yine sade kıyafetleriyle çıkmış tahtına fakat bu sefer elinde parıl parıl parlayan bir kılıçla. elçiler huzurdan çıkınca vezirlerine dönüp:
-Gidin sorun bakalım bizi nasıl bulmuşlar? demiş
vezirler hep birden elçilerin yanına gelip:
-Padişahımızı nasıl buldunuz? el-cevap:
- Kılıcının ucu o kadar parlıyordu ki dışardan gelen güneşle gözlerimiz kamaştı. göremedik kendisini.
elçilerin anlattığını padişaha iletmişler. Yavuz Han demiş ki:
"Kılıcımızın ağzı kestikçe düşman bize bakmaya bile cesaret edemez, ama Allah esirgesin, bir gün kesmez olursa hem bizi görür, hem tepeden bakmaya bile yeltenir.
selam ile...