Derinliklerde inleyen bir sesin
Tatlı melodisi eşliğinde
Gözlerimi kapatıyorum
Ruhumun
Dipsiz karanlıklarına
Neler neler anlatılıp
Neler neler söyleniyor
Ah bir bilseniz!..
Bakıp da görmeyenler
Görüp de farketmeyenler!..

Çocuklar şarkı söyleyip,
Dans ediyor!..
Kelebekler, kuşlar, börtü böcekler
Kanat çırpıyor!..
Yemyeşil ağaçlar arasından,
Sular alabildiğince coşkuyla
Çağlıyor!...
Kurbağlar, kaplumbağalar, kirpiler..
Özgürlüğün doyumsuz ahengin de
Salına salına geziniyorlar!...
Binbir çeşit, boy boy, rengarenk
Çiçekler de arılar yuva kurup
Bal yapıyor!..

Ve siz

İnsanoğlu denen garip varlıklar
Tüm bu güzellikler eşliğinde,
Yorgunluğunuzu atıp,
Ruhunuzu dinlendirirken
Hiç bir canlıyı düşünmediğiniz gibi
Kendi mutluluğunuzu,
Huzurunuzu da düşünmeden
Ciğerlerinizin soluyup,
Nefes aldığı, tertemiz havaya,
Doğanın muhteşem büyüsüne!..
Baltalar atıyorsunuz!...

Sonra başlıyorsunuz

Kendi ellerinizle katledip,
Yok ettiğiniz hayatlar da
Sızlanarak, yakınarak, dövünerek,
Suçlu aramaya!...

Halbu ki,
Kendi yürek, vicdan sesinizi
Bakıp görebilseniz,
İşitip duyabilseniz
Kusurlarınızın farkına varıp
Farkındalık yaratabilseniz!..

Ve

Gözlerinizin hemen önünde,
Her an her saniye sizle olan
Doğayı, canları katletmeyip,
Sahip çıka bilseydiniz
Anlardınız
Cenneti yaşamak için
Ölmek/öldürmek gerek miyor!

12.03.2016 Ankara P.ÇETİN