Kışı Aradan ÇıkarmakO çınarı öne alışı Kaçmadı demek ki gözünden Bulutu erken çağırışı Olası eski bir hesap Hayli oldu zaman Almış gitmişken onca yaşı Şiirdeki hazır cevap Dönmez bir türlü sözünden Bana sorarsanız suçlu hazan Hep dem vurur hüzünden Kasımpatılara inat Öylesineyken güneşin yakışı Eylülün sırtını sıvazlayan Şairlerdeki bitmez hitap Malum hepsinin ruh özünden Ondan böyle gururlu bakışı Sanki ayaza yol açacak O kocamana sıkılışı Yapraklar mı inat Yoksa dallar mı anlamadım Bu cüret başına iş açacak Belki serçelerin yüzünden Hani onlara kıyamamışsa Bak nasıl hepsi de bitap Diyecek bir şey bulamadım Baktım keyfi kaçacak Ses seda yok gökyüzünden Bir ara aldırmadım Ne ara yakınmışsa Uzunca sürer bazen bu azap Meşe kayın dişbudak Hani desek başka güzden Neyse fazla uzatmadım Biraz geç dökülmüşse Yıkılır mı ortalık Nisana ben mi yarandım Ayazın sabrı yokmuş anladık Kar yumağı sökülmüşse Ucunu kim tutacak Çiçekler özlenmişse Biz de çok baka kaldık Yağmur az mı ıslatacak Yukarısı delinmişse Durdum birkaç şiir taradım Hani yarım kalmış şarkı Sarı sayfalar ki yırtık Çokça demli çay kahve Birkaç akşam oyalandım Oyalar mı hiç koca kışı Zar zor aklımdaki o nağme İlk busenin utanışı Bir olup o resme fısıldadık Geceler uzuyor kapalı kaç hane Pencereden bir iki mazi bakışı Çoğu bildiğin serap Aslı astarı hepsi bahane Anlar mı ki rüzgâr Üstü kalan çay parası Uzun kollu bir gömlek Yakası hani birazcık dar Bir de şair yarası Göz ardı edilmişken köknar Aceleye gelir mi sevmek Bizce külliyen avarelik tasası Baharda hava o mu kokar Açılır mı ki umut kapısı Bir an evvel gökkuşağını görmek Mehtabın doyulmaz sarısı İyi hoş da ya tükenmek Nerde kime sorar Umurunda mı senin ekim palası Nedense boş yere kızar Hoş mu düşenin üstüne gelmek Kapıdayken asır yarısı Ne zor bilsen aşksız ölmek Dr.süreyya burak önder |