Seyid-dülbahirRüyalarıma gelme! Ağlak bir yalnızlık içinde olmasın başın/ Bil ki; Alnı öpülesi alnım Kan revan içine dolsa da Ve kursağımda serçe telaşı Üstümde kilomdan ağır Yâr bedelleri var/ Hani demirci mehmed’in İki diş arasında döktüğü Karanfilden gülle… Aşk nefesi gibi/ Bedenimde… Ve gönüme yüklendiğinde Ayaklarım toprağa berdes oldu Yüzü ablak yaralar açıldı yerin dibinde Beni vefasızlık öldürür Bir çiçek gülüşünde mezar taşım Avurtlarımda son ciğara telaşları Ve vatanım Irmağım Taşım Toprağım Dualı gömleğim Tabakam Mintanım Tanınmaz bir yaranın Işığında gözlerim Kemikler üryan Kemikler meçhul Hani her şey varken Değeri bilinmeyen ekmek Cephede katmerlidir Nefer terinden… Üzümler çürüse de Nefesler çürümez Boğaza tıkanan Son lokmada… Yaralanmış bir martın Saçlarına yorgan oluruz Hacer kızın şalı basılır Trakyalı kâmilin Göğsüne… Ve kürt niyaz’inin Yarasını diker Laz Mehmet… “Canı cana sararlar Kandan kına yakarlar…” |
Bir çiçek gülüşünde mezar taşım
Avurtlarımda son ciğara telaşları
Duyarlı yüreğinize sağlık kardeşim. Kutluyorum, selam ve saygılarımla.