YA KISMET
YA KISMET
Karanlık bir gölge Buz kesmiş nefesi Ölüm ensemizde sevdiğim Adım adım takip ediyor beni Evden çıkıyorum bazen Görüşmek üzere desem Biliyorum Ya kısmet diyeceksin Arkama bakmıyorum Sadece soğuk nefesini hissediyorum Mırıldanıyorum bazen Ne demek istedi “Ya kısmet” derken Kafam karışık Hangi sokağa girsem Teneşir kokuyor Ankara Köşe başında eli tırpanlı biri Şuursuzca buduyor insanlığı Düşüyor kiminin dalından oğlu Kiminin nişanlısı Kiminin daha doğmamış çocuğu Ve ben ilerliyorum Nihayet Kızılaydayım Caddeler Kaldırımlar dükkanlar dolu Dolu dolu yaşamak istercesine Güven diyerek oturuyorlar Oysa ben Güvenemiyorum artık Sadece adının güven Parkta oturanların güvensiz olduğunu görüyorum Her bankta oturan bir Azrail Her çantalı bir bomba Her kahkahaya boğulan çocuk bir ölü gibi Suratlar asık Kaybolmuş tebessümleri Temkinli iyimserlikle birine merhaba desem Üfleniyor anında ensem Rüzgar mı desem Azrail mi desem bilemiyorum Herkesten kuşkulanıyorum Evime geri dönüyorum Çıkarken ya kısmet diyenler Hoş geldin değil de Çok şükür diye karşılıyorlar Hangi lehçeden konuşuyorlar anlamıyorum Ve Tanrının bir bildiği var diyorum. Efkan ÖTGÜN |
Kalemine yüreğine sağlık
_____________________________________Selamlar