Ne Zaman Dönsem Bir Zamanlara
Ne zaman dönsem
Soğuk ve kuru bir bahçe gülüyor arsızca Belki yeşil, belki sarı bilinmez. Kocaman bir tahta kapı Ne zaman açsam bir kahır Çırpınan hayallerim yarı esir Ne zaman dönsem bir zamanlara. Ne zaman dönsem Anılar geçiyor dost sohbetlerinde Yarı pembe yarı sarı Her şeyden yakın,hiçbir şeyden uzak Bilinmedik kıyılarda kağıttan gemilerim Bir anda alabora Tam yüreğimin orta yerinde şeytanın fırtınası Ne zaman dönsem bir zamanlara. Ne zaman dönsem Upuzun köprüler, ateş nehirlerinin üzerinde Yolculuk, dağ başı uçurumlarında Hazan yaprakları ülkesinin bilinmezine Firari hüzünlerim, gri bulutların girdabında Bir tutam kor ve bir demet gözyaşı Upuzun yollar Ne zaman dönsem bir zamanlara. Ne zaman dönsem Umutlar eylül Yırtılası zamanlarda Toprağın döşünde, mavi beklemeler Kuytu karanlıkların gölgesinde bir gül kokusu. Yine de yürüyorum aldırmadan zemheriye Üç beş dostun yüreğiyle Tutunarak ellerine Yedi renk martları uçurarak göklere. Ne zaman dönsem bir zamanlara. Yüksel Beyocaktan. |