ATEŞKİ AŞK SORMA
Ateş ki ..
Özlemin şakağıma tetik kestiği vakit Bulut olup yağdığım karlı dağlar başı Hele bir de baktıysan gözlerime Hiç sorma Ulu bir orman gibi yanar kanlı çay gibi çağlar Donardım Şu fani dünyada yalandım Eskimiş ahşabıma yama tutmayan senli sevda Kirpiklerimde üşüyen damla Bağrımı dağlayan mağma Hiç sorma Yanardım Ateş ki.. Önce kuyu,kuyu benlerimi sildi Tan kızılını gözlerime serdi Ve aklımı derin mavi dalgalara Fikrimi sana verdi Öylesine mahşer yeriydin ki çığlık,çığlık Beni ateşinle Güneşinle derdin Bambu ağaçlarından bir melodi ki Başımı vurduğum senli sevda Sonu kestirilemeyen yürek sancısı Ah sorma Ve hasretim sana türküsü İçim fragmanından Henüz bulutuna bürünmemiş düş Yağmasını unutmuş bulut halim Can alıp veriyordu sabaha Vuruldum sana anla Bilinmez yolculuktu kimyamı değiştiren senli yanışım Henüz güdülmeyen yıldızlarıma kayan gök yüzü Ve çocuklar kadar saf Görünce aktı gözlerim sevda okyanusu Yoruldum Oysa dokunmazdı eskiden Bağrımı hırpalayan gönül sancısı O bir türlü dinmeyen hüzünlerin kirpik,kirpik ıslaması Yanmazdı suyum Böyle hain vurmazdı Vurmazdı sevdam duysaydı Duymadı Sevgiyi hamlara sormamak gerek Olmadı Şimdi sil baştan vurgunum Duvarına örtünmüş sarmaşık ölüsü üstüme örtündüğüm Yüreğimde binlerce fil sürüsünün ağırlığı Ve tüm aydınlıklar şafakta ıslak O yıldızlanmış saçlarımın türküsünü sürüyordu Yeni bir güneşe sallanan beşik Ve yıkıldı da çin setti çınar,çınar hasret Sayfalarca öldüğüm şiir Ve şimdi hasretim sana Sen ilmek ,ilmek bağrımdaki mavi Okyanusunda boğdun ya beni Gözlerini dikmişken yandığım mevsimi Eskimiş künyeye paslar sermişsin Okunamayan çehre Dikilemeyen sökük Ne şairleri öldürdün Ne sevdaları perdelerinde boncuk,boncuk kestin Ara şimdi satır aralarında beni Eskimiş siyah beyaz kartpostallarda Yalnızlığım acılarla tanımlansın Ve ayrılıklarla buğula gözlerini Yazgımı çizen sen Yaşamın kıyısında öldüğüm ben Beni sevdalarda anla Ayrılıklarda Ve karanlık kuyulara çığır beni Zulümlerinde gör bıraktığın eserini Ve bil bir orman kadar gür sevda selimi Yalnızlıklarda sınandığım bu mevsim Beşinci boyutunu sunan mevsim Peşimden ağlama Ve özleme ben gibi Kıyamamki sana Bir bakirenin eteğinde çehre Ellerinde çivi kes tetiğimi Artık hiç bir güzelle geçmez bu yaz Hep bahar da demlenirdik bir zamanlar Tam da bir şiirden alıntılar ektiğimiz dilimiz Sevdalardan yaylalarca hep birlikte geçmiştik seninle Kuzuların sessizliği gidişin Kalışınsa mavimde çığlık Çığlığa içimi yırtan çehren Sustu gözümüzdeki damla Bir takvimin kıyısında şimdi ayrılık Kirpiklerim ıslak kaldı sabaha Şimdi bilmem hangi bahara bakarsın benlerinle Takındığın duyarsız kimliğinle Kaç canı daha yakarsın O mavi, mavi çoban aldatan güneşinle Ve kapattığın kapıların ardından Beline sarıldığın şalvar Sönmüş ateş Külüm savrulmuş Hangi güzele versem kimliğimi Tanımlanırdı ismin Dokunsan iyileşir miydi sahi Yollarına düşmüş gözüm arpacığı Duvarıma çakılmış sözlerinki Açılmış yaralarımın curcunası Susar mıydı kanaması Şu aşkın bendeki baş bağlaması Hangi mahzende şaraba vursam kendimi Hangi filize Ve sarhoş düşerdi şarabımda sensizlik olmadı Baş ağrılarım ondan mı beni sakınacak Sarhoşum içmeden sarhoşum sana Saç tellerinde ellerimi ara Rüzgar gibi estiğinde gözlerin gözlerime Her yanım mağma Tenim üşüyor oysa kirpiklerim üşüyor Bir aşkın son sayfalarında Ağlama.! KAMİL SÖYLEMEZ |
Süpersonik bir hızla aşkın menzilini geçti bu şiir.Ustaca dil,evrilmiş duygular hiç yabancı gelmedi bana...
Son cümlem bir şiirimi anımsattı kendime,yazmadan geçemiyeceğim;
Yabancı değil
bu çılgınca şarkılar,
bu masmavi deniz
bu (z)amansız fırtına
dönen başım;
içtiğim şarap
hatta birinde geceleyin
soyunup çırılçıplak
denize girdim
kollarında bir güzelin
doyasıya serinledim
hatta o gece ayağıma
deniz dikeni batmış
canımı
fena halde yakmıştı...
Sevda yolculuğunda şiirin, nice şiirlere derin mavi...(..Hiçbir maviye atamadım kendimi böyle derin.. Ş.A.)
Tınılar yakın birbirimize...
Şaban Aktaş tarafından 3/26/2008 11:22:20 PM zamanında düzenlenmiştir.