Çok eskiden sýk sýk otobüs yolculuðu yapardým...
Ve her seferinde cam kenarýnda yolculuk için saatlerce tartýþýrdým,
sonunda alýrdým da biletimi ...
Hava karardýðýnda yanaðýmý cama yaslar o zamana kadar yaptýðým geçmiþteki hatalarýmý,
sevenlerimi,
sevdiklerimi,
giderken hemen geliyorum deyip te,
izlerine dahi rast gelemediklerimi,
aþýndýrdýðým yollarý, yolculuklarýmý düþünürdüm...
Bilmediðim bir kentte ineceðim otogarýn, dumanlý çay ocaklarýnda ki
yaþlý ve yorgun insanlarýn arasýndan yavaþça uzaklaþýrken hiçbir yerde býrakamadýðým yalnýzlýðýmýn beni büyüttüðü gerçeðini þimdi olduðu gibi anlayamazdým ...
Gövdemin içinde bir yerde,
iþte tamda þuramda rüzgârda kalan ve zaman zaman üþüyen bir þey vardý...
Üþüdükce içime daha da bir saplanan ,
damarlarýmýn akýcýlýðýný dondurucu ayazlara maruz býrakan,
inceden inceye beni yiyip,
gün be gün bitiren bir þey ...
Onu bulamadýðýmdan huzursuz olurdum...
Ve ben hala üþüyorum ...
Biliyormusun ?
Gece daha bir korkunç, sokaklar dünyanýn en güvensiz yeri gibi gelirdi...
Sarýlýrdým sýmsýký geceye ,
bir o kadar da korkardým ...
Gittiðin an geceydi ...
Buna baðlardým tüm korkularýmý ...
Radyonun sesini açardým...
Kulaklarýma bir Sezen þarkýsý düþerdi ...
’’Ýþte O An Tükeneceðiz ’’ diye;
beynimle bedenimin arasýna sýkýþýp kalýrdý,
þarkýnýn tüm sözleri ...
Aðlardým ...
Bilmediðim kentlerin,
bilmediðim sokaklarýna akýtýrdým yaþlarýmý ...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.