Yalnýzlýða alýþmak;
karanlýðýn içinde,
simsiyah bir elbiseyle kendi gölgenden ürkmek gibidir...
Biraz kendimle yalnýz kalayým diye yola çýkmýþken,
dönüþünü kaybettiðin labirent misalidir Yalnýzlýk...
Öyle ustalýkta gerektirmeyen bir meslek’tir,
emek gerektimeyen,
sermayesiz’dir...
Yalnýzlýða ç/alýþýlmýyor zaten,
yalnýzlýk kýyýda köþede bir baþýna kala kala öðreniliyor...
Öyle çok susulur’ki,
kendi sesinin týnýsýný unutursun,
duyarsýn,
tanýyamazsýn...
Hep birilerinin yokluðunun bedelini ödersin,
eksik hikayeler,
elinden kaybedilmiþ tek doðrular,
derdine deva istersin,
yepyeni yalnýzlýklar’ý kundaklarýsýn,
kucaklarsýn...
Ciðerlerine dek çekersin nefes nefes,
yakýn ahbap gibi,
darmadaðýn olursun, týpký Libya gibi,
ve her yeni doðan karanlýklarda yeniden filizlenir,
ellerinde açar,
gözlerinle sularsýn...
Dün de kalmýþ kýrýlganlýklarýný temizlemeye çalýþtýkca,
diplerde batýþtýr yalnýzlýk...
Cam’a vuran her yaðmur damlasýnda,
dönecektir diye kendi kendine yalan söylemektir yalnýzlýk...
Masaya kalabalýk görünsün diye her çay demlenmesinde,
iki bardak koymak,
ve ayný anda ikisinden de içmektir yalnýzlýk...
Daraðaçlarýnýn boynuna dar gelmesidir...
Ýlmek ilmek sökülmektir,
hayatýn üzerine ördüðü kalabalýklarýndan YALNIZLIK...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.