Ömür dediðin ceket
Yýrtýlýyor teðel tuttuðu yerden
Yýrtýlýyor tüm insanlýk
Tüm krallýklar devrik ve dünya karanlýk
…
Ve ben yalnýz ömür dediðim yerden tutunuyorum
Bildiðim tüm kelimeler önce yanlýþ yazýlýyor
Bir ses olabilselerdi eðer
Bu sayfa izlerden deðil
Hislerden bile düþmezdi kalemimden
Ve tek ses olabilselerdi eðer
Ben yalnýz ömür dediðim yerde otururdum seninle
Þimdi senin kalkýp gittiðin kaldýrýmda
Yalnýzlýklar oturuyor tek baþýna
Deli bir yaðmur düþüyor toprak üstüne
Ve Tepeüstü’nde deniz aðlýyor
Simit satan o adam yavaþ yavaþ ilerliyor
Her þey tepetakla oldu yine
Ben eski bir aþka yanýyorum
Paralarýmý harcayabilseydim keþke aþklarým yerine
Veya bir çocuðun gözünden düþen yaþ gibi
Yaþayamamýþ umutlarý gibi
Takýlý kalsaydým ve cebimde taþýsaydým kimliklerimi
Þimdi senin uðramadýðýn o kaldýrýmda
Ben oturuyorum tek baþýma
Yaðmuru hiç göremedim hala
Kurak bir kent üstüne krallýk kurmaya çalýþýyorum
Kendi kendime
Dönüþüm bile ayný yere
Yerde bir senin ayak izlerin yok
Ve býrakýp gittiðin bankta
Bir… Tarancý þiiri var
“rüzgârlarýn en ferahlatýcýsý sende esiyor”
Ve ben desem ki vakit hiç geçmiyor
Hala senin o býrakýp gittiðin bankta
Gelirken ayak izlerinin yazýldýðý o kaldýrýmda
Aþka yanýyor
Ve âþýklar yanýyor kýþ vakti uluorta