ruhum bir gemi olamayacak kadar yelkensiz
ve Nuh
bu seferde ölmüþ olmalý !
hayýr,
unutuyorum
Nuh bin yýldan elli yýl eksik bir süre yaþadý
II
asýrlara yaslanýrken kaç asýrlýk ömrüm olduðunu bilmiyorum aslýnda
bir yaným Irak’ta
bir yaným Cudi Daðý’na oturan geminin yelkenlerinin sýrrýný araþtýrmakta
yani
her iki yanýmda
yok galiba
III
bu nasýl bir sancý
kemiklerim birbine geçiyor
unuttuklarým uyuttuklarýmdan beter
gece oluyor
güneþ küsmüþ de deðil hani
deniz görünmüyor ve
O’nun fýrtýnasýna eþ bir rüzgar semayý kolluyor
bu dizeler için söz verdiðim adam
þehirlerden geçerken
kanatlarýndan habersiz
sürünüyor
ve ben ayaklarýma takýlan prangalardan kaçak
yeni bir esaret arýyorum kendime
ruhum bir yelkenli olamayacak kadar kýyýda ...
Aðrý Daðý’na ne olmuþtu
ne diyordu o yazar
zirvesine düþen sis mi aklýný oyalamakta
hiçbiri deðil
belirsiz bir sýfat gibi tamlamalar kurarken
cümlenin düþüklüðünü anlayamacak kadar gizli bir özneyim aslýnda
sorular sor ve bul beni
seni kandýrdýðým zamirler birilerine ait olur
ve
yýkar bizi
IV
ki
yýkýldýk
batýk bir yelkenliyiz þimdi
beyazýmýzý maviye terkedeli çok olmadý ama
gece olunca kararýyor
ve gözlerim sancýyor zamanla
tuzdan...
deme bana
açýk yara deðildi açýk deniz için an
ruhani bir yaþamak belki
belki de
birilerini beklerken ölmek
ya da balýklara biat eden bir mucize
gömülmek
...
ruhum yüzemeyecek kadar ölü
yüzgeçler yaratýlmalý
ve Nuh bu þiirin içinden geçmiþ olmalý