Yunus Emre (GÜLCE-BAHÇE)
Yunus Emre (GÜLCE-BAHÇE)
-I-
Yunus diye görünen,
Ete kemiðe bürünen.
Tasavvufun ve hoþ görünün piri,
Sultanlarýn sultaný.
Türk halk þiirinde
Heceye, aruza ve divana iz düþüren
Þaire öncü ozan.
Deryalara sýðmayan Koca Yunus.
Ýlden ile dilden dile
Gönülden gönle yüzyýllarý aþýp gelen
Derviþ Yunus.
Ýster misiniz kendi dilinden,
Kendi anlatýmýndan tanýyalým O’nu.
Özüm ile bil eyledim,
Halk dilini bal eyledim,
Gelip gitmez cemre ile
Dikenleri gül eyledim.
Gönüllerde açan benim,
Kanatlanýp uçan benim,
Adýmýzdýr Yunus Emre
Hak þarabý içen benim.
Nefisten önce gidenim,
Topraða girmiþ bedenim,
Seksen iki yýllýk ömre
Âlemi sýðdýran benim.
Türkmen ola köyüm ilim,
Bu dünyaya geliþ yýlým,
Bin iki yüz otuz sekiz
Rivayetçe söyler dilim.
Garip derviþ bu abdala,
Malum olmuþ ise kula,
Yýl bin üç yüz yirmide
Hak üzere bindim sala,
Ha Sarý köy ha Karaman,
Geliþ yönümüz Horasan,
Doðum, ölüm tarihimiz
Önemli mi yer ve zaman.
Ben bildiðimi yazarým,
Deðmedi kula nazarým,
Gönüllerin sultanýyým
On yerdedir bir mezarým.
Âleme ayan durumum,
Vahdet-i vücut yorumum,
Tanrý’nýn özüne varmak
Iþýðý sönmeyen bir mum.
Söylenceler bana yakýn,
Velâyetname’ye bakýn,
Anadolu köylüsüyüm
Yabana atmayýn sakýn.
Zaman on üçüncü yüzyýl;
Savaþlar, iþgaller, yaðmalar, aðýr vergiler,
Can ve mal kaygýsý, kýtlýk, kargaþa…
Anadolu’da çöküntü dönemi.
Ve Moðol akýnlarý sebebiyle
Horasandan akýn akýn Anadolu’ya gelen erenler;
Maneviyat erlerinin can veren sesi,
Ve tasavvufun filiz filiz yükselmesi…
Bir yýl kýtlýk olunca fakir düþtüm iyice,
Heybeme alýç alýp vardým Hacý Bektaþ’a.
Eþiðine yüz sürdüm koydu beni misafir,
Boþa koydu almadý buðday diye direndim.
Keramet ve inayet O’nda idi bildiðim,
Daha ýsrarcý oldu dinlemedim sözünü.
Aldýðým buðday ile geri teptim himmeti,
Aklým geldi baþýma döndüm geri dergâha.
Býrakýp buðdayýný dedim isterim nefes,
Nasibin O’na geçti Taptuk Emre’de kilit,
Büyük pir büyük veli beni özümden yakýp,
Git istersen sen O’na diye gösterdi yolu.
Söylenceye devam dilden,
Dere tepe aþýp belden,
Yunus’u Yunus yapacak
Taptuk’a erdim gönülden.
Her
Derviþ
Bir görev
Üstlenmiþti,
Kýrk yýl süreyle
Doðru olanýndan
Ben de odun taþýdým,
Üþenmeden yorulmadan
Her gün Bektaþi tekkesine.
Mürþidim olmuþtu Taptuk Emre,
Piþerek, hoþ görüyle dolup taþtým.
En güzel teslimiyet örneði vererek,
Görev aþkýyla yanýp memleketler dolaþtým;
Ve Azerbaycan yurdundan Þam’a kadar ulaþtým.
Sohbetim oldu Mevlana ile.
Dedim ki:
Mesnevi’yi
Uzun yazmýþsýn
Ben olsaydým eðer
Þu söze sýðdýrýrdým:
‘Ete kemiðe büründüm, Yunus diye göründüm’
-II-
‘Bu dünya bir gelindir, yeþil kýzýl donanmýþ
Kiþi yeni geline bakýbaný doyamaz’
Bu denli dünyaya baðlý iken,
Mecazi aþktan gerçek aþka eriþtim.
Ve dedim ki:
‘Canlar canýný buldum, bu caným yaðma olsun
Assý ziyandan geçtim dükkâným yaðma olsun!’
Sözden öze, ayrýlýktan vuslata, þeriatten hakikate,
Kulluktan sultanlýða ulaþtým.
‘Taptuðun tapusuna
Kul olduk kapýsýna
Yunus miskin çið idik
Piþtik elhamdülillah’
‘Benem ol aþk bahrisi denizler hayran bana
Derya benim katremdir zerreler umman bana’
Diyerek;
Renkten renge boyandým:
Kâh Âdem’le Cennet’ten kovuldum,
Kâh Nuh’un gemisine bindim.
Miraca çýktým kimi zaman...
Ateþte Ýbrahim oldum, Ýbrahim’e de ateþ,
Mansur’la asýldým, ama ona urgan olan da kendim oldum...
Bazýlarý okuryazar olmadýðýmý söylese de;
‘Dört kitabýn mânâsýn okudum hâsýl ettim
Aþka gelince gördüm, bir uzun hece imiþ’ dedim.
Gerçeðe, Tanrý’ya, evrensele,
Her þeyin özüne varmak için;
‘Þeriat-tarikat-marifet-hakikat’ ile
Tasavvuf felsefem ve görüþlerimle
Ben kendime yakýn durdum.
Hamuru pak yoðurduk
Sizi siz eden olduk
Anadolu Türkçesini Karacaoðlanlara,
Pir Sultan Abdallara ve Âþýk Veysellere
Varýp devreden olduk.
Ve dedik ki:
.’Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaratýlaný hoþ gördük
Yaradan’dan ötürü’
Bakýn bir söylence daha:
Molla Kasým diye biri vardý.
O’na þiirlerimi yazýlý olarak götürdüler;
Baþladý okumaya.
Her okuduðunu yaktý dine, þeriata aykýrý diye.
Binlercesini yaktýktan sonra suya atmaya baþladý;
Yaktý suya attý, yaktý suya attý,
Attý attý attý...
Derken:
‘Yunus Emre bu sözü eðri büðrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla Kasým gelir.’
Bunu görür görmez titreyip tövbeye geldi.
Yakmadýðý suya atmadýðý þiirleri bir hazine gibi sakladý.
Ýþte bunun için, binlercesini göklerde melekler,
Binlercesini denizlerdeki balýklar,
Kalan binlercesini de insanlar söyler dururlar.
Ve sahte derviþlere þunu dedim:
‘Derviþlik olaydý tac ile hýrka
Biz de alýrdýk otuza kýrka’
Kimi aruz kimi hece þiirlerimden oluþan,
‘Divan’ adlý bir eser var sevenlerimle buluþan.
Mesnevi tarzýnda,
Beþ yüz yetmiþ üç beyitten teþekkül eden
Bin üç yüz yedide yazýlmýþ
Bir de‘Risaletü’n – Nushiyye’ öðütler kitabým var.
Yunus Emre dýþýnda,
Yûnus, Yunus Dedem, Miskin Yunus,
Âþýk Yunus, Bî-çare Yunus, Tapduk Yunus,
Koca Yunus, Derviþ Yunus
Mahlaslarýný kullandým þiir þiir gönül gönül.
-III-
Deðil isem okuryazar,
Mýsra mýsra bakýn bana,
Ayet hadis dini ilim
Bilin benden yakýn bana.
Bulunmaz bizlerde vehim,
Aruz hece aldý sehim,
Arapça Farsça da yazdým
Halk dili Türkçe tercihim.
Mevlana’nýn çaðdaþýyým,
Ýnsanlýðýn yol baþýyým,
Ilgýt ýlgýt çaðlarým ben
Dertlilerin gözyaþýyým.
Hak Tanrý’nýn aþýðýyým,
Dost yolunun eþiðiyim,
Kaynaþmýþým ben benimle
Geleceðin ýþýðýyým.
Ýþte benim görüþüm;
Tasavvuf anlayýþým, inanç sistemim:
Yaþayýþým sistemim Kuran’da öze gitmek;
Beni ben kýlan Hak’ka aþk ile gönül verip,
Tek bildiðim gerçeðin sýrlarýný keþfetmek.
Ýlmin adý tasavvuf Vahdet-i Vücud olup;
Zatýndan sýfat sýfat tüm evreni doldurup,
Bilinen bilinmeyen tecellisine yetmek.
Tek varlýk olan Allah, önsüz ve sonsuz görüp,
Eþi ve benzeri yok, zýddý yok bunu bilip,
Âlemlerde oluþu her ismiyle fark etmek.
‘Baþtan ayaða deðin, Haktýr ki seni tutmuþ
Haktan ayrý ne vardýr, Kalma guman içinde
Âdem yaratýlmadan can kalýba girmeden
Þeytan lanet olmadan arþ idi seyran bana’
Bilinmekliði bildirdi Ýlahi kudret ile
Ve ilk tecelli ilk cevher ilk hakikat Muhammed
‘Yaratýldý Mustafa, yüzü gül gönlü safa
Ol kýldý bize vefa, ondandýr ihsan bana
Þeriat ehli ýrak eremez bu menzile
Ben kuþdili bilirim, söyler Süleyman bana’
Sonra aþikâr kýldý Misal Hayal Âlemi,
Toprak daðlar aðaçlar en sonunda Âdemi.
‘Mani evine daldýk, vücuda seyran kýldýk
Ýki cihan seyrini, cümle vücudda bulduk
Yedi gök yedi yeri, daðlarý denizleri
Cenneti cehennemi, cümle vücudda bulduk
Tevrat ile Ýncil’i, Furkan ile Zebur’u
Bunlardan beyaný cümle vücudda bulduk
Yunus’un sözleri hak, cümlemiz dedik saddak
Kanda istersen anda Hak, cümle vücudda bulduk’
Ve dedik ki:
‘On sekiz bin âlemin cümlesi Bir içinde
Kimse yok Bir’den ayruk, söylenir Bir içinde
Cümle Bir onu Birler, cümle ona giderler
Cümle dil onu söyler, her Bir tebdil içinde’
Özümüzde olan Hak’týr,
Canlýya deðiþim haktýr,
Varlýk yokluk bize göre
Gerçekte bir ölüm yoktur.
Tüm evrenler insan için,
Farklý yapý farklý biçim,
Âdem’den önce ne oldu
Sorguladým niye niçin.
Ýnsaný kâmil olmaya,
Bulup da öyle kalmaya,
Böylece yöneldim cana
Arandým Hak’ký bulmaya.
Benliðinden kim sakýndý,
Þah damarýmdan yakýndý,
Allah’a ulaþmak için
Bu can kendine bakýndý.
Dostun sevdasýyla soldum,
An geldi ben beni buldum,
Korkularýmdan kurtulup
O’nu görüp mesut oldum.
Gizli olan Allah deðil,
Ýnsanoðlu ilah deðil,
Yaradan’ý bende gördüm
Bunu demek günah deðil.
Âlemle kaynaþýp bittim,
Hak’ký müþahede ettim,
Evrendeki asýl aþkla
Her þeyin özüne gittim.
-IV-
Bir can olsam düþün ile buluþan,
Alýr aklým âlemlere doluþan,
Maþukuna eriþmeye çalýþan,
Çileli bülbül olurum.
Ýkilemler düðümüne ulansam,
Çöze çöze encamýna bulansam,
Varlýk ile deryalarda dolansam,
Her gönülde gül olurum.
Selam olsun selam alýp salana,
Der Vuslatî artý olsak kalana,
Bulduðumu vermek için alana,
Yunus dilli tel olurum.
Osman Öcal
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.