ne zaman bu þehre gelsem
ömrümün yarýsýný bir martýnýn dudaðý zehirler
gözlerim beyazýndan yer verir ayaklarýna
bir derviþin dilinden sabrýna yatarým beklemenin
iki dudak arasý bir vardiyadýr artýk
tek nefeslik nikotin
zamana düþen gonca gül olur
ellerinin ikliminde dolaþan sevgililer
ve dili aþktýr ayný bakýþta seviþmenin
ahh! taze uyandýrýlmýþ sabah kokusu
martýlarýn boðazýnda ýslanan susam yaðmuru
ve ikiz bir kadere soyunan yalýn fotoðraf karesi
nasýl da kederli kýlýyor bu sancýlý yolculuðu
hasrete gebeyim ilk doðumumdan beri
yanýmdan bir an uzaklaþan gölgeni bile özlüyorum
ama en çok seni
biraz da seninle çektiðim sigara zehrini seviyorum
ne zaman bu mavi þehre gelsem
daðýlýr içimin odalarý
önce eceline susadýðým bir þefkate kurban düþer yüreðim
sonra içimdeki kurbanla ruhumun bitmez kavgalarý
ayrýlýða yaslanýr yelkovan
ve kaybeder akrebini zaman
bak!
yine öldürdüðüm saatleri gömecek bir þiir yazýyorum
hep cebimde bir dönüþ biletim
dönmek için bir sebebim
ve öldüðümü söyleyen bir ayrýlýk þarkýsý dinliyorum
ahh! deniz tuzu bulaþmýþ satýrlarým
nasýl gider ayaklarým
orta yerinde demirlemiþken sana kalbim
ve nasýl bir ihanetin rehberliðine soyunur
kendiyle çeliþen bedenim
ne zaman Ýstanbul giyinsem
hüzün toplayan bir sevgilinin daðýlan saçlarýna döner aklým
ve gözlerinin yaþýndan arýnýr suskunluðum
iki yaka bir köprüdür artýk hayatým
bir ayaðýnda aþk
bir ayaðýnda acý
durmadan üzerinden kervan yüklü özlemler geçiririm
ahh! gamzende ecelini bekleyen dudaklarým
nasýl da tipiye yakalanmýþ titriyor öpmeden
içimde çalýntý tebessümle gelen karanfil kokusu
gözlerimin siyahýný mesken tutan yeþil yosun
ve bir çiçekçinin içimize iþleyen çýplak sözleri
bak!
nasýl da sevdayla karýþýk ayrýlýk yaðýyor inceden
Þiirin Ölü Çocuðu
Faik Danýþman