zemheri bir kýþa soyunuyor ellerim
bütün günbatýmlarý eski bir iskeleden kalkarken
vedaya yeltenen her sözcüðün ardýndan
boðazýma oturan sýkýlý bir yumruðu öpüyorum
dilimde acý bir ýsýrgan tadý
ve kalbimde ayrýlýðýn zehirli miadý dolarken
sana kavuþmayý dileyen dualarýn zikrine duruyorum
uykuya düþman bir gecedir artýk yalnýzlýk
yelkovan gözlerinde
ay suretinde yýkanýyor
iç çekiþen cümleler
ve solgun sayfalar çevrilirken
sana yazýlan bir roman oluyorum
þimdi sýkýlganlýðýmý açýða vuran cümlelerin piþmanlýðý çýkýyor
içime özlemini düþüren ayrýlýk kokusu her sabah yenilenirken
moda’da sahili kesen bir çay bahçesinde sessiz bir tiyatro oynanýyor
ben Ýngilizce öðreniyorum
sen gülümseyerek de olsa çocuk kitabý
Aya Yorgi’ de gözlerimizi kapatarak dileðine durduðumuz
hayallerimizin adýydý Lila
baðdaþ kurup sevinçlerimizi toplarken bir uçurum kenarýna
yaðmurlu bir ülkeye umutlu düþlerimizi armaðan ediyoruz
gözlerimizde maviden seyreden martýlarýn çýðlýðý
yüzümüze isteyerek tuttuðumuz aynada seviþiyoruz
aslýnda
uzun lafýn kýsasý seni seviyorum
hangi þehirde bir orman yangýný baþlasa
yanýp duran kalbime yoruyorum
Tanrý bir günahkarý bir Melek’le tanýþtýrdýðýndan beri
cennete bile inanýyorum
___F.D____