Boynundan ensene düz inen güneþler rengi buruk saçlarýný
yukarýlarda uçuruyor rüzgâr
kýsýk lambalara benzer gözlerini bir kez daha göreyim derken
eðri büðrü satýrlarýmda
saatler artýk çok aðýr geçiyor
ne fark eder.
Sadece sandalyemin gýcýrtýsý var gecede
ufku olmayan bir hükümlü gibi ellerim
çýðlýktan iplerle sarýlmýþ dizeler
ve düþünceler bütün baðlardan sýyrýlmýþken
hýrçýn yaðmurlarda kaybolmuþ beyaz gün ýþýnlarý
sonunda canýna tak mý dedi karanlýklarýn.
Pencerelerin gözetlediði bir utanç oldum karanlýkta
_ adýn aklýmda kalmamýþ
kýzýl saçlý rüzgâr olsun _
içinde küçük sinek kuþlarýnýn uçuþtuðu
öyle bir hayalsin ki hep yaný baþýmda olan
þimdide bir gül masamýn üstünde duruyor
düþlerimizin aslý var mýydý?
Bitince kaldýrýmlar artýk gider içerim
deliler gibi yaþarým vaktimi boþa geçirip
kopkoyu umutlarýn alevleriyle çevriliyken kordon
basýk meyhaneler
yorgun argýn omuzlarýma artýk aðýr geliyor
boþa geçmiþ bütün yýllar
býkmýþ bu eski dünya.
Ucuz tarafýndan bir kahve içiyorum sabaha karþý
artýk hatýralardan ne çýkarsa bahtýma fallarda
neþenin kederden sonra geldiðini unutmuþ telveler
rüzgârda yaprak misali açarken güneþ
kararsýzým.