_ Öylesine akýyor dingin ruhum
gönülsüzce
sabahlarýn erliðinden gün yitene dek bu kýzýllýklarda
bu nasýl bir tuzak Tanrým -ki bir tuzak mý anlamadým inan- aymaz yazgý ile aramdaki bu savaþýn adýnýnýn.
_ Eðer kaçarsam gün boyu kendimden
sen kovalýyorsun
usanmadan ýþýklarýnla
yok eðer þaþýp da düþersem peþine -ki güntülü sarar etrafýmý o an- ardýna bakmadan yükseliyorsun sessizce aya, yalnýz gecelerimden.
_ Dur! Soluklanayým biraz izninle
dökülürken perde perde suskunluðum
akþamýn seslerine
elimde bir kitap -ki siyah ve serin dalgalar arasýnda yatan bir kaptanýn anýlarýný okuyorum- avuçlarýma kaderimi alýp, siyah kurþun kalemin karbonuyla altýný çizerek; ne büyük yaygara çýkardý dalgalar bu gün böylesine isyankar.
_ Söyle ey kam! Geleceðimin efendisi miyim artýk
dökülen örgülerle baðlandýðým omuzlardan
düþerken cehennem çukurlarýna
ömrümü içtiðin göz bebeklerinde meftun oluyorum geceye hep ziyadesiyle -ki gözyaþlarýndan gamzelerine süzülür dolunay o an- .
_ Daðlanýyor yüreðim
o öpülesi kor dudaklarýný kadeh kadeh bitirdiðimde
saatin tik taklarý arasýnda kalýp
allak bullak zihnimde yinelenen o yaz geceleri -ki hep duvarlar üstüme üstüme gelir- yamaçtan esen bir meltem gibi yavaþ yavaþ.
_ Eh artýk dönsen diyorum
kendi kendime
þu köþedeki çýnarýn dallarý arasýndan belli belirsiz
bilirsin ben çok üþürüm bu mevsimde -ki birde uzanmýþsam topraða, hele birde ellerin ellerime deðmediðinde-...