annem deniz barýndýrýrmýþ gözlerinde
o n s e k i z i n d e öðrendim. öðretti
temmuz yüklenip giderken ömrümden
sonra bittiði yerden baþladý her þey
suya yol oldu kalp kapaðýmýn altýndaki ark
baharlar yeþil kýldý
içeriyi
cennete çevirerek
onulmaz denilen yaramý onardý
y i r m i b e þ i n d e imdadýma yetiþen
bir kýz çocuðunun kulaðýna okunan ezan sesi
üç kez adýný nakþettim adýmýn ucuna
çiçeklendi daðlarýmýn etekleri
kelebek kanadýna asýlý
aþklar
uçuþtu yaný baþýmdan
derler ki “sevmek aðýr bir vebaldir”
bu kadar hafife alýnmamalý. ve de ucuza
büyümeyi erteleyen çocukluðuma
ekmek arasý ihtimaller sýðdýrdým
gözlerinin kahvesinden
k ý r k ý m a yaslanýp bir umut aþýladým
yeniden doðdum ufkuma vuran ýþýkla
bedii duruþuna tutundum
temmuzun þahitliðinde
üzerimize yaðan kuþ sesleri arasýnda
aramýza bir þiirlik boþluk býraktým
kendime yabancý bir ülke deðildim artýk
yokluðun tarafýndan darp edilen günleri
varlýðýna teslim ederken
içi “sen” dolu bir cümleyi
aðzýma çerçevelettim
ne zaman söze baþlasam/önce doðuþunu kutsuyor dilim
Cömert Yýlmaz