Şiir Günlüğüm/ 6. BÖLÜM( Şiir Dedikse..!)
Gizemli şiirler başlamışız.. Benzetmelere özellikle… Hep şiir diye adlandırıyorum ama aslında bir çoğunda şiirden eser olmadığının da farkındayım… Herkes şair olmak zorunda değil ya! Güzel yazmayı onlara bırakıp biz, bizim naçizane şiirlerimize dönelim…
Habersiz yakalı ansızın kara illet
Bedenimin içinde inim inim eziyet
Ruhum pişmanlık dolu nerde eski keyfiyet
Dolaşıyor etrafta hastalık nöbet nöbet
Gelir ölüm meleği dolmuşsa eğer müddet… (1990)
Şiirden anlaşılan odur ki anlamsız boşluk anlaşılmaya ve nefise seslenmeye başlanmıştır.. Asl olana yöneliş ve hatalardan yüz çevirmeye davetiye niteliğindedir…
Daha önce deftere yazdığım bazı şiirlerimi tozlu sayfalarından çıkarıp yayınlamıştım biri de ‘’Ben neredeyim’’ şiiridir. Onda da sorgulama hakimdi , kendimize yönelik.. ‘’Kimsin sen! Nerden gelip nereye gidiyorsun hesabı yapılarak…
Gül bağında açan gonca güllerde
Dibinde biten yaban otlarda
Bazen burada bazen yâdlarda
Arıyorum kendimi ben neredeyim?
Kimi bülbül dedi kimisi karga
Kimi meltem dedi kimi kasırga
Neydim, neyim diye kalmışım darda
Arıyorum kendimi ben neredeyim?
Defteri okudukça hüzünlenmeye başladım. Bırakma noktasına geldim neredeyse fakat böyle orta yerde bırakmakta olmazdı… Bazen ‘’Keşke hiç defter tutmasaydım’’ dediğim oluyorsa da yazmış olduğum içinde pişman değilim… Bu biraz tuhaf bir ruh haliyeti… Belki biraz bocalama ve belki de fonda çalan müziğinde etkisiyle garip bir iç çekiş yaşıyorum… İyi ki sadece şiir günlüğü demişim yazıları tekrar okumaya herhalde kalbim dayanmazdı…
Tabi ki devam edecek:)
İnşallah..!
Not:
Yukarıda ‘’ Tabi ki devam edecek’’ yazdığım anda kafama sanki bir taş düştü. Hemen akabinde ‘’ İnşallah’’ yazdım.. Çok keskin bir dil kullanmış olmaktan ürktüm.. Yaprak bile Allah’ın (c.c.) izni olmadan kıpırdamazken bu kadar keskin ve kesin bir dil kullandığım için üzüldüm… Sonra Nasrettin Hocanın hikayesine dönemesin işimiz dedim kendi kendime…
Bir akşam hanımına;
-Yarın yağmur yağarsa evdeyim Yok eğer yağmazsa tarlaya gidip çift süreceğim demiş
Hanımı:
-İnşallah söyle bey inşallah
Hoca:
-Ne inşallahı hanım, bunun inşallahı maşallahı mı var. Ortada iki seçenek var, bir üçüncüsü yok ki, dedim ya, yağarsa evdeyim, yağmazsa tarladayım, der..
… İşler dediği gibi olmaz başına gelmeyen kalmaz… Bu arada tarlaya yolu hiç düşmeden akşam evin kapısını çalar. Hanımı:
-Kim o? Diye sorunca
-Aç hanım aç İNŞALLAH benim der…
Biraz latife olsun diyerek düzeltmeden sizlerle paylaştım…
selam ve dua ile..
YORUMLAR
Aysel Hanım bazen geriye dönüp eski şiirlere baktığımızda değişik duygulara kapıldığımız oluyor efendim.Bazen bir tebessüm yapışıyor yanaklarımıza bazen kaşlarımız az da olsa çatılıyor."Keşke şurayı şöyle yazsaydım" falan diye...Ama sonuçta nostaljik geliyor insana geçmişe dönmek...
Değişik bir yazı türüydü yazınız.Ama okunası güzellikteydi...
Yürekten kutlarım...
Saygılarımla...
Gül Şehri
Mevlüt GÖZDE
Selam ve saygıyla Aysel Hanım...