- 779 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
HİÇBİR ANLAMI YOK HEDİYELERİN!
Ben diğerlerinde de olduğu gibi, bu başkasına ait günü kutlamayı sevmiyorum. Anneme ihanet gibi geliyor bir başka annenin ölüm gününü kutlamak(!) Bu yanıyla da hoş değil, ölüm gününde kişiler anılır, kutlanmaz o gün.
Her kadının anne olduğu gün kutlanılmalı bu güzel gün, yani doğduğumuz gün. Hepimiz ayrı bir günde doğduğumuza göre de, annelerin günü her gün bence. Bir güne sıkıştırılmış sevgi gösterileri, el öpmeler, adet yerini bulsun hediyelerle değil, her gün elleri öpülmeli, her gün saygıda kusur edilmemeli, her gün sevgi dile getirilmeli.
Yaşlanmışlarsa hele, daha bir özenli ve hassas olunmalı. Malumumuz ki yaşlanma süreci, aynı zamanda çocukluğa yeniden dönüş dönemidir de. İnsanlar gençliklerini bir kez, çocukluklarını iki kez yaşarlar.
Bebeklik dönemimizi demeyeceğim, hatırlamamız mümkün değil, ancak anneler, çocukları dolayısıyla bilirler o dönemi, babalar da kenar köşesinden hatırlarlar. Uykusuzdur o süreçte geceler, günler yorgun, bitap, dayanılmaz…
Tam uykuya yenik düşmüş, bitap bir şekilde yastığa başınızı koyup yeni dalmışlığınızdan, feryat figan bir ağlamayla nasıl da uyanmışsınızdır endişeyle. Hele de o soğuk kış gecelerinde, o tatlı uykunuzdan ayırıp da sizi, sıcacık yataktan hiçbir kuvvet çıkartamazken, ne büyük sevgi ve şefkat sarmalıyla şikâyetsiz kalkarak, emzirmiş ya da buz gibi mutfağa giderek mama hazırlamışsınızdır. Kendiniz hazır yemeği bile ısıtıp yemeğe üşenecek boyutta yorgunken, evcilik oynarcasına hazla, o minik yavrunuza minicik kaplarda, her meyveden minik bir dilim ilavesiyle meyve püreleri hazırlamışsınızdır. Her sebzeden birer miktar, minik bir parça et ya da tek bir köfte yoğurup pişirerek laboratuar hassasiyetinde yemekler hazırlamış, yoğurdunu hiç üşenmeden, her gün yeniden mayalamışsınızdır.
Şimdi nispeten kolay olsa da, eskilere dayanıyorsa biraz anneliğiniz, gece yarısı kalkıp bez değiştirmeler, gerekirse hatta banyo yaptırmak zorunda kalışlar yanı sıra, ertesi gün, bir de bez yıkamış, kaynatmış, ütülemişsinizdir.
Kim bilir kaç gece endişelerle, başucunda ateşini düşürmek için sabahlamış, kim bilir kaç kez gece yarıları hastane acillerine koşmuşsunuzdur.
Öğrenme sürecinde, nasıl da bunalmışsınızdır sürekli yinelenen sorulardan, bir türlü, suyunu içmeyi, yemeğini yemeyi beceremeyip üzerini, yerleri kirletişinden, üzerine ve oturduğu yerlere ya da halılar üzerine tuvaletini kaçırmasından. Hatta bunu dışarıda, hele de başka evlerde yaptığında, nasıl da üzülmüş, sıkılmış, zor durumlar yaşamışsınızdır!
Daha sonrasını da düşünün; eğitim süreci, ergenlik sorunları, erkekse askerlik sürecindeki korkularınız, iş bulma sürecinde birlikte yaşadığınız sıkıntılar, üzüntüler, evlenmesi ve sonrası…
Düşünün şimdi bunları ve ardından da annenizin yerine koyun kendinizi ki gün gelecek, bu gün onun bulunduğu yerde olacaksınız siz de, beklemez misiniz çocuğunuzdan hiç değilse kısmen sizin ona gösterdiğiniz, hassasiyet, özen, sabır, hele de sevgiyi, tıpkı bu gün annenizin sizden beklediği gibi!..
Annesi hayatta olanlar, kıymetini biliniz lütfen bu güzel ve anlamlı günlerinizin. Üzmeyiniz, incitmeyiniz, kırmayınız onları, sabırla, şefkatle sarıp sarmalayarak esirgeyiniz. Hizmette, ilgide kusur etmeyiniz, ihmaller, hasretler, vefasızlıklar, acılar, üzüntüler yaşatmayınız.
Çok seviniz ama kanıtlayarak, hissettirerek, olabildiğince çok mutlu ederek.
Hediyeler mi?
Yukarıda saydıklarımı veremiyorsanız, hiçbir anlamı yok ve son derece değersiz verebileceğiniz en değerli hediye bile!
Tüm annelerin her gününü kutluyor, ölmüş olanları da Allahın merhametine emanet ediyorum. Rahmet ve nuruyla bezesin her birini…
p.r.alkan
YORUMLAR
En güzel hediye her zaman sıcacık bir bakış ve küçük bir buse'dir anne'ye
Tek bir güne sığdırılmasına da karşıyım
"Anneciğim seni çok seviyorum" demek bu kadar zor ise, sene de bir kez söylemenin hiç bir anlamı olmaz dolayısıyla
Anneler gününüzü can-ı yürekten kutluyorum
Hürmetle