Soyunuk Yaralarımı Kapatır Zelalin
hayrettin taylan
*Tutuklu kalmak ilmi okuyan dudak uçlarında.Öpmek seni kitabın ortasından.En kutsal hazine gibi korumak seni bilincin kulesinde.
-Her şeyden ve her öteden önce , öncelerini ütülemek, kırılmışlığın kırışıklarını düzeltmek istedim.
*Leyla’nın eteğini giyip çölmüş gibi metropolümde gezme.
-Sevmişim bunu ilim açıklayamaz. Giyinik özlemler yaşamışım ,soyunuk yaralarımı hor görme zelalim.
*Helalinde kök salan düşlerimden düşkünlük sayfamı yırtma.
-Git şimdi! Şimdiler gitti. Belkilerle bir süre yaşarım. Amalarım, zaten ama. Ama demek zaten mutsuzluk, belki bir teselliye teslim olmaktır. .Sakın aramıza ve ya da ile ekleyecek hatalar yapma.
Senle bir başkasının zulmünü taşıyamam.
-Yamacına yaşama amacımı yamaladım, yırtık özlemlerimle. Kayıtsız değilsin biliyorum. Sen kendi acılarına adanmışsın. Onca acı arasında yüreğini toplayacak aşk toplamaların. En kolay olanı seçtin, çıkarma. Dört işlemden yalnız çıkarmamı biliyorsun.Beni hayatından çıkarmakla çıkarmayı değil, bütün işlemleri.
-Ben ile sen artık toplanmıyor. Ben ile sen pay ile payda değil.Sağlamasını ağlamalarınla yaptığın aşk bölünmelerimiz yok.
-Bunca tutkunun tuvalinde ritmik sözlerin yok.
Kırık bir kalbi en çok ne incitir biliyor musun? Can kırıklarının üstüne candan kırılmış sözler söylemektir.
*Sus konuşma bari. Nefretlerinin dırdırını dinlemek istemiyor bülbülüm. Kanadımın ortasına
Kırık mızrapları taşıyan gülünü bağlama.
- Yalnızlığımın kalabalığından ,demkeş bir hale Ali olup kaldım. Kerbela kadar mistik belalar sarma yarama.
- Yara üstüne yarayı tutmaz aşka yamalı sevdam bilesin zelalım.
*Sesini değiştir acılarımızda. Şiirsel bir nida ile seslen.Benzersiz özneler çeşnisinde suskun ödevler ver.
- Sana bir romans anlatayım.
-Meyve nedir bilmezdi. Lise birde babası manav olan bir kıza aşık olur delikanlı.Yetim, öksüz, yoksul anneannesinin barakasında yaşıyordu. Ders çıkışı simit satıyordu. Bir gün kendi sınıfından mana kızı Perizer’e aşık olur. Önce onla arkadaş olur, kızın babasının yanına gider. Malta eriği yıkar genç kız, hayatında böyle bir meyve duymamış, bırak yemeyi.
-Meyveleri görünce orada bayılmış.Onca meyve, onca güzellik, onca tat. Uyanınca başında ellerini tutan sevdiği kızı görür.
-Bir tane malta eriği yedirir.
Delikanlı:
-İstifini bozmaz, neden bayıldığını kimse sormasın diye.
Malta eriği asıl Malta’da dalında yemek lazım.Ben orada yemiştim, burada dalından koparılmış görünce yüreğim eridi bayıldım der.
Kızın babası:
-Öyleyse haydi , iki kızım bir de sen.Bir haftalık Malta geziniz benden.Dalından yemek kısmet olsun.
-Geziye çıkarlar.Kasaba dışında hiçbir yere çıkmayan fakir gururlu gençle manavın kızları Malta’ya varır.
*Haydi Marihan ,gezdir nasılsa daha önce gelmiştin.
Marihan:
-Ben köyüne gelmiştim, malta erikleri orada sanırım.Bayağı değişmiş, rahmetli babamla geldiğimizde Malta küçük kasabaydı.Şimdi devlet olmuş, çok değişmiş.Pembe yalanlarla olayı kurtarır.
Yedinci gün ,sevdiği kızın kız kardeşi denize gider,onlar otelde kalır.Aşk kendini ısıtır, bir bütünleşme filmi çekilir. Kızların babası , kızlarına çok düşkün onlara sürpriz için gelir.Sahilde küçük kızıyla karşılaşır, otele gelirler. İkisini samimi görünce, babası belinden çıkarır tabancayı, ikisini orada vurur.
-Dalından kopardığı malta eriklerini atar üstüne.Malta’da erik , acıymış, aşkmış, lanetmiş der, aklını sıyırır.
Şimdi dönüşü sende saklı hangi meyvenin tadısın.Hangi yemediğin meyve kokusuyla seni anlatayım.
K’alemi yakılmış yazgıların yazısında kaç berzah uzaklarımdasın.
-S’onsuza yakın mısın? Açlığını unutan acılarının hangi küresindesin.Yanı başında yanılgılardan kaçıp gelen sevi penguenlerin yok mu? Güney kutup ile kuzey değişmiş duydun mu?
-İstanbul diye bir şehir yok.Sen yoksan bu şehri neyleyim ki?
Urağanlarım urganlarını umuda sermiş.Sere serpe serkeş olmuşsam ser pençelerin neye yarar .
-Kuşanmış imgelerin dilindeyim, derin manaların abasıyım.Yakıyorum
Kimsenin anlamadığı derin anlamları.Ben anlasam yeter diyorum ;ama bazen seni anlamakta zorlanıyorum Zelalım.
Helalimden zamana aktım.Akrep sol yanımda, yelkovan yara başımda durur.
-Saat şimdi tam seni geçiyor, ben gidiyorum kendimden.
Beni saniyelerinden de çıkarma, baştan çıkardığın gibi bırak ki dünya uyumasın bensiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.