Aşkın Acımasız Uçurumu
Uzun süredir düşünüyorum.
Başarılı uyumlu ilişki nedir diye?
Bence bunun genel bir tanımı yok. Her ilişki kendi içinde analiz edilmeli taraflara verdikleri ile.
Bugün Kıvanç Tatlıtuğ ile Azra Akın’ın bir barışık bir küskün ilişkilerinin, 2 ay sonra yeniden kaldığın yerden devam etmesi düşündürdü bana bu konuyu.
Tabii ki benim de üç yıldır bu tip bir ilişki yaşıyor olmam da algı da seçilik yaratıyor olsa gerek.
Madem ayrılıp ayrı yollara gidemiyorsun, gittiğinde hep bir yanın eksik kalıyor, peki neden bir düzene oturmaz ilişki böyle gel-gitli uzar gider ?
Hani Model’in şarkısında; biz hiç beceremedik sevmeyi de, terketmeyi de dediği gibi...
Nedir paylaşılamayan bu ilişkideki kozlar? çözülemeyen sorunlar? oturmayan diğer bir sürü mini mini ayrıntı?
Tabii ki, Kıvanç_Azra ikilisi için bu sorulara cevap veremem... Ama inanın ki kendi ilişkimde de bu sorulara net cevaplarım yok.
Paylaşılamayan kozlar şıkkına bakıyorum; geçmişte birbirine verdiğin zararların, kırdığın gururların eşitlenmesi olabilir mi diye? Ama burda zaten berabere değil miyiz?
Çözülemeyen sorunlar? güven bunalımı... bence zaten her ilişki de bir miktar güvensizlik olmalı paranoyakça olmamak üzere... şahsen ben her zaman ilişkide bir gözün en azından aralık olması gerektiğine inanırım... Ama paranoyakça sürekli bir konu eski defterler karıştırılarak temcit pilavı gibi önümüze getiriliyorsa da bunu kendine güvensizlik adederim ben. Ve bence karşı tarafa bir şekilde güvenmeyi öğrenirsin ya da güvenmek istediğin için yanında kalırsın ama en baş edilmezi kendine karşı güvensizliğindir ki, bunun için kimsenin yapabileceği birşey yoktur ve sonunda karşı tarafı yıldırır ve kaçırır... Kendine güvensizliğini ona güvensizlik olarak yansıtır karşı tarafı boğarsın sonunda... Havasız kalan taraf biraz oksijen diye en minik kavgada nefes alma içgüdüsü ile kendini dışarı atar... bu başkasına gidiyor demek değil... işte bu git-gel dönemindeki nefes almadır. Soluklanma ve savaş alanına (ne komik değil mi? mutlu olduğun yeri savaş alanı diye tanımlamak) geri dönersin...
mini mini ayrıntılar ki bunlar aslında ilişkinin sosudur... tadıdır tuzudur... olmaz ise olmazı da ... karşındakinde kendi değerini ölçme biçimi... ilişkiyi dinamik tutma yolu... ateşli bir sevişme için neden yaratma... karşı tarafa naz yapma şekli... herşey olarak kullanabilirsin... ama bu şık değildir ilişkiyi belli düzene oturmasına izin vermeyen...
ilk iki şıktır düzene oturtmayan...Aslında iki tarafta isterse bu ilk iki şıkka rağmen herşey yerine oturur... ama iki taraftan biri mutlaka istemez ilişkinin oturmasını... kalmayı da beceremez... gitmeyi de... çıkmaz burdadır...
ve bu çıkmaz her iki tarafı da hırpalar... tüketir... yıldırır... ilişkideki saygıyı zedeler... yüzgöz olunur... ve en acısı içinde kocaman bir boşluk bırakır...
seviyorsundur, onsuz hayat akşam üzeri karanlığındadır... biri ışıkları yaksın istersin... ışığını ve güneşini yitirmiş hissedersin ama artık inancın kalmamıştır geri dönemezsin bir gün nefes almak için çıktığın kavgaya...
Hayatındaki herşey onunla anlam kazanıyordur hayatın anlamı gitmiştir ama artık içinde de birşeyler gitmiştir... ışıksız güneşsiz bir hayat seni beklese de artık kendince artık geriye dönüp baktığında keşke diyeceğin birşey kalmadığın için arkana bakmamaya çalışarak tünele girer kabullenir yürür gidersin ... tünelin ucunda bir ışık var mıdır bilmeden...
Aşkın acımasız uçurumudur bu işte...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.