- 2654 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kürtler'in Rûspîleri ile Rûreşleri
Ak yüzlü anlamına gelen “rûspî” kavramı Güneydoğu Anadolu bölgesinde söz sahibi, büyük bir etkinliğe ve saygınlığa sahip, insanlar arasında ki sorunları gideren bilge insanlar içim sıkça kullanılır.
Toplum içinde adaletli kimlikleri ile ön plana çıkan bu kişiler bölgede yaşanan kan davaları, aile içi sorunlar, miras paylaşımı, kavga eden aileleri barıştırma vb birçok sorunlarda çözümleyici rol üstlendiklerinden bu kişiler (rûspîler) için tabir yerindeyse “kendi bölgelerinin savcısı ya da hâkimi de demek yanlış olmaz” diye düşünüyorum. Zira yaşanan bir olaydan sonra bölge insanlarının ilk önce devletimizin savcısı ya da hâkimine değil de rûspîlere koşmaları tezimi doğrular nitelikte.
Rûreş ise rûspinin zıttı olan kara yüz anlamına gelmekle beraber halk nezdinde genellikle kirli işlere bulaşan, hayatı yalanlar üzerine kurulu olan, yanlış davranışlarda bulunan ve çelişik durumlar sergileyen ikiyüzlü insanlar için tanımlanır.
Bukalemun kişilik olarak da tanımlanan ve bence bukalemuna bir hakaret sayılan bu tanımı izah edersek renk değiştirmek bukalemunun doğasında olan bir gerçek ve aynı zamanda Allah’ın bir emri… Ya peki insanlardaki bu rureşlik neyin gerçeği ve kimin emri? Bölge insanlarınca hoş karşılanmayan bu tip olumsuz davranışlar birçok insanı toplumdan izole etmiştir.
Bir toplumda, bölgede ya da köy veya kasabada rûspîlerin çok olduğu kadar rûreşlerinde o kadar çok olduğu gerçeği herkesçe bilinmekte…
“Peki, bu iki zıt kutbun bir ortası da yok mu?” diye bir sorunuz olacaksa
Cevabı “evet” var.
Yer Diyarbakır Silvan;
Daha dün akşam bir davayı sonuca bağlayan ve bu akşamda bir olayı çözüme kavuşturacak ya da kavuşturamayacak yaşlı bilge rûspîlerimiz oturdukları çay ocağının önlerinde başlarıyla beraber bedenlerini de 180 derece döndürerek genç, yaşlı, evli ve çarşaflı demeden yoldan geçen bütün bayanları gözlerinin süzgecinden geçirerek günlük rutin kontrollerini hiç ihmal etmezler. Bu da yetmezmiş gibi daha birkaç saat önce dikizledikleri bayanların evlerine giderek sözde rûspî olarak onların davalarını çözmek için tüm ağırlıklarını kullanarak din ve edebiyat dersi vermeye kalkışılar. Bu ikiyüzlülüğün adını ne koydunuz bilmiyorum ama ben bu densizliğe “akşam rûspî gündüz ise rûreş sendromu” adını verdim.
Elbette bütün bir şehir ya da köyün rûspîlerinde böyle bir sendrom yok ama olanlara da “rûspî” değil de “rûreş” diye isim verirsek belki bu sapık zihniyetler minimuma iner.
Velhasıl-ı kelam
Netice-i meram
Bir, yüzü bir insan değil bin insan yaratır. Yüzü ak olanlar “rûspî” yüzü kara olanlar ise “rûreşler” yaratır. Ama unutulmamalı ki insanlar adlarıyla değil yüzleriyle anılır.
Haftanın sözü: Güzel ve iyi yüz, kötü bir huyla beraber olunca bil ki, kalp akçe bile etmez.
SERHAT PARLAK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.