Yazı/tura
Havaya bir kahkaha attım yere düşse tıngırdayacak...
Metalden sağlam;yazı gelse bir kahkaha daha tura gelirse vah halime!
’ Meçhulse sonu bu yolun
Daha çıkmadan anladım bu yokuş..!’
Amaçsızca elimi sallayarak yürüyorum iç sesim çevremdeki insanların sesine ağır basıyor.
Kendimle mücadele etmekten deliriyorum...deliriyorum..delirdim!
Aklıma üç beş cümle geliyoraklımda tutacağım diye paralanıyorum.Yolun ortasında bu eylemin işi ne!
Hayır her paragrafın sonuna ilişmese şu ’’nokta’’ denilen herif armağan sayacağım cümlecikleri...
Ben daha yokuşun başında nefes nefeseyim.Devam etsem kalbim sıkışacak etmesem aklımda kalacak.
Her işe bir terslik girecek madem;aşağı tükürsem bıyık yukarı tükürsem sakal!
Top sakal.
Komik değil hayat sen sadece köşede otur yapma şaka!
Havaya bir kahkaha fırlattım istemeden,alakasız insanların kulağında sesim çınlamış.
Aman da pek güzel.Aman da pek tiz.
Bulutlarda asılı kalsın kahkaham,yazısı turası işlemesin taşlara.
Gökyüzü tutsun sözümü bileyim bende,bırakmayayım şansa.Temiz kahkaha devirmek zor şu çağda hani...
Anlasan da olur anlamasan da,senin paran fazladır onu atarsın bakarsın yazısına,turasına.Metalik yok ki cebimde işte dudağımda fazladan bir kaç kahkaha
/ Eiffel
Bir yaz hatırası /