- 2334 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
Muhteşem Tarihe Müstekbirce İhanet.
600 yıl dünyaya hükmetmiş olan bir Saltanatı göğsünden vuramayanlar onu ancak arkasından vurarark devirebilmişlerdir.
Şimdi bu büyük Saltanatın ecdadı olarak bilinen bir takım zihniyetin o dönemi çirkin bir müstehcenlik içinde beyaz cama taşıyıp çağımız gençliğine Osmanlıyı hareme mahkum bir lider yönetimi şekliymiş gibi yansıtması, büyük bir saçmalıktır ve acilen bu rezilliğe dur denilmesi gerekmektedir.
Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı devletine en muhteşem dönemi yaşatmış ve yine kendi döneminde dünya çapında yüce bir ululuk örneği sergilemiş emsalsiz bir devlet reisidr.
Bu asil Padişah, bütün ömrünü babası Yavuz Sultan Selim gibi at sırtında koşturmuş ve günümüz dünyasına bir ayna olarak yansıyan o şanlı tarihi bizlere emanet ve bir armağan olarak bırakıp ebed yurduna intikal etmiştir.
Önümüzdeki hafta şov tv ekranlarında gösterime sunulacağı söylenen "Muhteşem yüz yıl" dizisi tümüyle yalan ve saçma bir senaryo ile halkın zihninde bir devri karalamak ve Osmanlıyı küçük düşürmek için hazırlanmış çirkin bir tuzaktır.
Sanat, insan ve hayata dair güzellik ve faydalı eserler bırakmak adına yapılan bir hizmet dalıdır. Oysa bir takım insanlar bu güzel dalı edep çizgisi dışına taşıyıp sırf reytin uğruna görsel bir müstehcenlik ile insanlara enjekte etmektedirler. "Muhteşem yüz yıl" dizisinin senaryo yazarı eski işçi partili Meral Okay ve yapımcısı Timur Savcıdır.
Doğan gurubuna ait olan bu tv şiddetle şikayet edilmeli ve bu propaganda derhal sona erdirilmelidir.
Her Türlü İhtişamın Zirvesinde Dünyanın Kendisini “Muhteşem Süleyman” Sıfatıyla Yad Ettiği Kanuni Sultan Süleyman Han..Osmanlı sultanlarının onuncusudur...
Ve Osmanlının bir vasfı Sultanlık bir diğer vasfı hilafettir. Osmanlı din ve sanat eserlerine inanılmaz bir değer vermiş ve dünyaya Türk İslam kültürü ve yönetim şeklinin görüntüsünü engin bir onur ve gururla resmetmiştir.
Osmanlı,tarihinde din ve sanata verdiği önem ve değerler adına bıraktığı eserlerin görsel diliyle insanlığı bu gün bile kendine hayran bırakmaktadır.
1550 de başlayıp 1557 yılında tamamlanan ve banisi Muhteşem Süleyman Kanuni"nin adıyla anılan ve Mimar Sinan"ın kalfalık eseri olan mehabetli yapı Süleymaniye Caminin restorasyon çalışmalarını yapan bir yetkili,yaptığı arştırmada hayretlerini gizleyemeyerek" Koskoca Camide bir tane örümceğe rastlaymadığını ifade ederek şöyle söylemiştir.
Süleymaniye Camii"nin avizelerine bir bakınız. Hemde dikkatlice bakınız. Kandil çanaklarının aralarında kahverengiye dönüşmüş renklerde yumrular göreceksiniz. Bu yumruların devekuşu yumurtası olduğunu biliyormuydunuz?
İşte örümceği camilerden uzaklaştıran dahiyane buluş bu yumurtalardır. Bir takım araştırmalar neticesinde örümceğin bu devekuşu yumurtalarının neşrettiği kokudan rahatsız olduğunu keşfeden ecdadımız,bundan yüz yıllar önce uzak diyarlardan devekuşu yumurtaları getirterek camilerimizi koruma altına almışlardır. Bu yumurtalar özelliklee Kanuninin emri ile getirilmiştir.
Muhteşem Süleymaniye Kütüphanesi ve bu Muhteşem Mabedin sahibi olan bu yüce Kanun-i, bu gün içkiye ve kadına düşkün sefih bir lider görüntüsüne sokularak geleceğin tarihine kara bir leke olarak çalınmak istenmektedir.
Ve yine Bir Avrupalı elçinin Macaristan ovalarında cuma molası veren osmanlı askerlerinin haşyet içinde cuma namazını kılmasını seyrettikten sonra hayretler içinde kalıp, "Muntazam saflar halinde dizilen 50 bin kişi imamın bir nidası ile el bağlıyor ve durup bir tek vücut haline geliyorlar. Sonra yine bir tek nida ile 50 bin kişi birden Allah"ın huzurunda secdeye kapanıyorlar. Böyle dev bir kitle karşısında perişan Hıristiyan orduları nasıl tutnabilir"?diye düşünceşerini ifade etmesi,Osmanlı yaşam ve yönetim şeklinin en belirgin olan bir örneğidir.
Dansın Fransa’da cinnet haline geldiği bir dönemde Kanuni Sultan Süleyman, Fransa kralına bir mektup yazarak bu tür hareketlere son vermesini istemiştir.
Ey Fransa Kralı Fransuva! Ben ki, kırk sekiz krallığın hakanı Kanuni Sultan Süleyman Han’ım. Sefir’i Kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki memleketinde dans namında ala mele-innas (elalem içinde) fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun.
Hemhudut olmaklığımız dolayısıyle, iş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali müvacehesinde Namei Hümayunum elinize ulaştığından itibaren derhal son verilmediği takdirde bizzat Orduyu Hümayunumla gelip men’e muktedirim!..”
Bu emirname üzerine Rivayet edilirki Fransa’da 100 yıl boyunca dans etmek yasaklanmıştır.
Osmanlı dünya medeniyetinin köprüsü olan bir saltanat ve eşsiz bir idare şeklidir. Bu gün kimin ne söylediği değil tarihin gelecek adına dün ne yazdığı önemlidir.
Osmanlı Devleti dünyanın önünde diz çöktüğü onur ve gurur kaynağı olan bir medeniyettir. Bu topraklar üzerinde kanları ve canları uğruna mücade edip "yaratılanı yaratandan ötürü" sevmeyi şiar edinmiş bu şanlı ecdad,canlı cansız herbir varlığı Allah"ı tesbih eden bir dil olması hasebiyle itina ile korumaya almıştır.
Bununla alaklı olarak Osmanlı topraklarını ziyaretinde gördükleri karşısında hayretler içinde kalan Fransızın şaşkınlık içinde: "Osmanlı ülkesinde verimsiz ağaçların sıcaktan kurumasına meydan vermemek üzere her gün sulanmaları için işçilere para vakfedecek kadar çılgın Türkler görmek mümkündür" demesi Osmanlının ve bu Süleymanın şanını yüceltmeye kafidir.
Var edilmiş her bir varlığa "emanetullah" nazarıyla bakan Osmanlı kerim Devletinin inşa ettiği mimari eserlerin bünyesine hayvanlarında istifade edebileceği bölümler yaparak bir çok mabedin duvarlarına kuşların barınmaları için "kuş sarayları"yapması Osmanlının edep ve terbiyesinin açık bir delilidr.
Yine mezarlıklarda yaşayan kuşlar için de su içsinler ve yıkansınlar diye mermer mezarlara yağmuru toplayabilecek bir biçimde küçük,süslü havuzlar yapıldığı ve mermer kullanılmayan mezarlarda ise,mezarın üzerine seramikten yapılmış veya oyulmuş kapların konulması yine emsalsiz bir medeniyet dersi olarak tarihe geçmiştir.
Yine Osmanlının kurmuş olduğu medeniyetin,tekke-medrese-kışla sacayağı üzerine sağlam bir şekilde oturtup doğruluk ve adalet üzerine cihana ışık saçtığı günlerde,Hollanda Ticaret Odası"nda bir karar alınırken oyların eşit çıkması halinde oda reisinin,"içinizde Türklerle alışveriş eden var mı?"diye sorup ve birinden de "evet" cevabı alması üzerine oyunu imtiyazlı olarak iki oy kabul etmesi Osmanlının dünya önündeki saygınlığının açık bir örneğidir.
Muhteşem yüz yıl dizisine Muhteşem bir tepki gösterip şanlı ecdadın hatırasına sahip çıkmalıyız. Onlar bizim için savaşıp bu uğurda canlarını verdiler. Bizlerde onlar için bu gün vefa göstermeliyiz...
Yazımın sonuna doğru yine Osmanlı Saltanatının eşsiz Sultanlarından biri olan Fatih Sultan Mehemed"in ibretlik bir örneği ile son vermek istiyorum.
Acem şahı uzun Hasan"nın Fatih sultan Mehme"de gönderdiği hediye kutusu açıldığında içinden akrep,yılan ve çıyanlar çıkmıştır.
Bunun üzerine Fatih"in de karşılık olarak Uzun Hasan"a hediye olarak bir kutu bal göndermesi ve daha sonra yakınları tarafından niçin böyle yaptığı Sultan Mehmed"e sorulduğunda ise onun :"Herkes yediğinden gönderir"diye veciz bir cevap vermesi günümüz çağına karşı asıl ve asaletin açık bir göstergesi olduğunun delilidir. Herkez kendi hakkına düşen payı mutlak alacaktır.
26 yaşında tahta çıkıp 72 yaşının içinde Hakkın rahmetine kavuşan ve 45 yıllık Saltanatının 10 yılını ila-yı Kelimetullah için seferlerde geçirmiş büyük Osmanlı padişahı Kanuni"nin tarihimizde cenaze namazı üç ayrı yerde üç defa ( vefat ettiği yer olan Zigetvarda,Belgrad"da ve kendi adına inşa edilen Süleymaniye Camii"nde) kılınan tek hükümdar olması onun Din ve Devlet reisliği yücelğğinin önemli bir kanıtıdır..
Knuninin “Ben karaların ve denizlerin hakanıyım!” demesi iman gücünün ve kudretinin cihana karşı haykırılışı demekti. Evet Bu Osmanlı bu günde dün kadar aydın ve egemen bir medeniyet örneği ve temsilcsidir.
Bu gün bu aydın tarihi çirkin emelleri uğruna kirletmeye çalışanları şiddetle kınıyoruz...
Ey Şanlı ecad: Runun şanlı olarak şad olsun. Amin.
YORUMLAR
Muhteşem Yüzyıl adlı dizinin formatı, niyeti, yapımcısı belli. İşçi Partisi tandanslı bir yönetmenin Avrupa’ya şirin görünerek, onlardan daha pervasız ve arsız bir şekilde Osmanlının en muazzam devrini ve en muhteşem padişahı Kanunî’yi uçkur sevdalısı, saraydan çıkmayan, devletle milletle alakası olmayan, günlük zevk ve eğlencelerle ömür geçiren biri olarak göstermesi, Orhan Pamuk örneğinde olduğu gibi belki onlara bazı ödüller getirebilir lakin tarihi hakikatleri değiştiremez.
Zira Muhteşem Kanunî koca bir ömrü seferlerde geçirdi, muhteşem zafer ve fetihlerle dolu 46 yıllık saltanatında üç kıta hakimiyetinde önemli bir misyon yüklendi. Sadr-ı azam Sokullu Mehmet Paşa, Şeyh’ül islam Ebussud Efendi, Kaptan-ı derya Barbaros Hayrettin Paşa, Mimarı Koca Sinan ve bunlara ilaveten her biri diğerinden derin koca bir ilim irfan ordusundan müteşekkil muhteşem bir kadro kurdu. Her alanda idari görevde bulunan bu kadar büyük devlet adamını, o yüzyılda tesadüflerin bir araya getirdiğini zannetmek ahmaklıktan başka bir şey değildir.
Kanunî Sultan Süleyman’ın vefatı da 1566 yılında hasta hasta gittiği son seferinde Zigetvar’ın fethinden evvel vuku buldu. Vefatı, devlet ricali tarafından usta bir manevrayla ordudan gizlenerek zafer gerçekleştikten sonra ilan edildi.
Diziyi finanse edenler, yapımcılar, senaristler malum bakış açısıyla koca bir tarihi karalamak ve bu iftira virüsünü bu milletin beyin hücrelerine enjekte etmek isterler, normaldir. Akl-ı selim ve tarih şuuruna sahip insanlarımızın verdiği yerinde ve zamanında tepkiden dolayı da yalnız olmadığımızın farkında ve şükürdeyiz. Lakin o menfur ve müptezel dizide rol alan ve rol alma talihsizliğini yaşayan bir tek kişinin bu hale itiraz etmemesi ve bu kepazeliğe isyan ederek otaya çıkmamış olması asıl düşündürücü nokta. Sırf dizide oynamak, rol almak, birkaç kuruşluk menfaat sağlamak ve akabinde Avrupa’dan gelecek rezil ödüllere kavuşmak uğruna bu sinsi projeye alet olmak ne kadar utanç verici bir durum.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada, ümmet kitlesi huzurunda lider konumuna geldiği bu günlerde, tarihi değerlerimize bu kadar saygısız, seviyesiz, pervasız ve hayâsızca saldıran bir dizinin Türkiye dışındaki İslam coğrafyalarında da yayınlanması ihtimali kanımı donduruyor.
Unutmayalım ki tarihini bilmeyen ve tarihi değerlerine sahip çıkmayan milletlerin coğrafyasının başkaları tarafından çizilmesi mukadderdir.
sevgili arkadaşlar...
meramım asla sen ben tartışması açmak ve biribirimizi yermek değidi ocu bucu olarak diye...sadece dizi senaristinin içki ve kadını ön plana alması ve bu neslin zihninde paradigma oluşturma tehlikesine dikkat çekmekti derdimiz...
bu hepimizin acısı olur ve nesiller tarihlerini olduğu gibi emanet alıp olduğu gibi taşıyamazlar ise eğer bir meşale gibi,tarih ellerinde söner ve karanlık bir gelecek kalır istikballerinde sadece..
elbette benimde çok hassas olduğum bazı noktalar var ve belki o uç noktalarda biraz haddi aşıyoruz ancak kesinlikle fikri ve şahsi olarak bir bölünme yok düşüncemde...
zaman zaman uslubumdan dolayı çook yanlış anlaşılıyorum ve bu beni cidden çok üzüyor....bu dizinin yayından kaldırılması zor görünüyor helede bu kadar çok su kaldırmdıktan sonra kesinlikle zor...
ama şu var,biz kamuoyu olarak sesimizi duyurduğumuz takdirde senarist şöyle bir gözlere bakar ve bir ihtimalde olsa dümenini kırar ve tarihe tam istikamet düz adımla koşar...
biz varsak eğer diziler var. izleyici yoksa hiç bir senaristte yok doğal olarak dizide...
saygı ve selamlarımı sunuyorum...
Yazınızı okumak da zamanı gelince o diziyi izlemek de büyük bir sorumluluk olacak...
Ecdadımıza sahip çıkmak tarihimize sahip çıkmak özümüze zenginliğimizi katmaktır...
Duyarlı, uyaran, dikkat çeken yazın için teşekkürler...
Mehtap Yıldız
meramımız elbet üzüm yemektir bağcıyı dövmek değil...
Cumhuriyetimiz ve tarihimiz canımız ve namusumuz kadar kutsaldır ve mutlak manada korunmalıdır....
varlığın güzelliktir....
sevgimlesin daim...
birileri ecdadına saygı duyup sahip çıkmazsa
amatör dizilerle milleti uyutmaya kalkarsa
birileride boşluğu doldurur ve sahip çıkılmayana sahip çıkar kendi düşüncelerini aktarmak için...
yani meselenin diğer boyutuna da bakmalı
neden şimdiye dek başka kanallar sahip çıkmadı ???
hep bir şeyler çamura bulanmaya başladığında mı kendimize geleceğiz biz ???
bir de şu var tabi
daha düne kadar kimlerin ne yandaşlıklarla neleri götürdüğünü gördük
kimleri iktidardan indirdiklerini
ama düzen değişince bir yandaşlık türküsüdür gidiyor
neredeydi bunca zaman bu arkadaşlar
mesela patronun biri başbakanını pijamasıyla karşılarken neden sesleri yükselmedi...
bilemiyorum bu ülkenin heralde en büyük hastalığı kendi hissinden fikrinden başkasına dair olan körlüğü /mü !!!
dizi mi ? ayakta kalması ve haliyle reyting yapması için tartışma yaratacak yalanlara iftiralara sarılacaklar...diğerleri gibi...
tebrikler...
Râzı tarafından 1/3/2011 4:50:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehtap Yıldız
evet geç kalınmışlık....bundan dolayı daim kaybeden değilmiyiz bizler.....dua ve selam üzre...
doğru ya birde böyle bir dizi var ,henüz yayınlanmadı bile sanırsam fragmanları dönüyor,henüz yayınlanmayan bir dizi hakkında bu kadar önyargılı olmak doğru mu bilemiyorum,bir de yandaş basının yaygaraları var bu aralar doğan grubu da benim babamın oğlu değil ki savunayım ama bir yandaş olma durumu var burda doğan grubuna karşı ,
izlemek isterim diziyi gerçi zaman yok oturup izleyecek ama merak ederim yine de kanuni sultan nasıl öldürdü oğlu mustafa'yı çadırında.
Mehtap Yıldız
aşağıda ifade ettiğim gibi kesinlikle önyargılı değilim ve yayımlanıp yaımlanmmamasıda tarihi asla değiştirmez. ama ecdadın ruhuna bir saygısızlık olarak bu günün tarihine düşsün istemiyoruz bizler...
ben böyle bir yazıı yazmayı düşünmüyordum açıkcası ama bir çok prf ve tarihçi yazar yüksek sesle tepkilerini dile getirmelerine şahit olunca, düşündümkü bu tecrübenin sesidir mutlak ve bir vatandaş ve Türk olarak yapmam gerekeni yaptım hepsi bu....
emin ol arkadaşım önyargı ile asla yaklaşamam ve zaten islam dini ve bir Müslüman görüntüsünde bu asla hoş durmaz...
ama haksızlığa sessiz kalamkata bir Müslümana yakışmaz...
izlemek, bilemiyorum benimde dizilere pek müdavimliğim yok belki gerekte kalmaz buna...
saygı ve duamla sevgimlesin....
Aynur Engindeniz
Osmanlı Devletinin, Fatih Sultandan itibaren başlayan nizam-ı alem kanunnamesini biliyorsun. Kardeşlerin hatta amcaların katli icap ediyordu. Sen istediğin kadar tahtta gözüm yok de, şehzadeler kardeş öldürmeye mecburdu. Haremin entrikaları Hürremle tarih sahnesine çıkmıştır. Hürrem zorla esir edilip saraya getirildiği vakit intikam için yemin etmiştir. Başardı da...Kızının eşi Damat Rüstem (Hırvat bir dönme) alçağıyla birlik olup, Sultan Süleymanı Şehzade Mustafaya karşı kışkırttılar. Şehzadenin mühürünü çalarak onun ağzından tehtit mektupları yazıp padişaha gönderdiler. Sultan Süleymanın ona yazdığı uyarı mektuplarını gönderdiği ulakların yollarını kesip onları öldürdüler. Mustafa kendi rızasıyla, İrana sefer hazırlığında olan babasının yanına emrindeki askerlerle gitti. Amacı ona destek olmaktı. Ama ne yazık ki, babasını görmek için girdiği otağda cellatlarca katledildi. Sultan Süleymanın olan biteni perdenin arkasından izlediği söylenir. Ne derece doğru bilemiyoruz. Kaynaklar olayı çok çeşitli şekillerde anlatıyor ama, Sultan Süleymanın oğlunu ölürken izlediğinde neredeyse hemfikirler.
Kardeş katli bize acı ve akıl almaz gelse de, bunu bir iktidar hırsı olarak görmüyorum. Devletin bekası için yaılan bir fedakarlık bence. Çünkü hiç bir insan yüreği kardeş acısına dayanamaz. I.Ahmetle birlikte bu yasa kaldırıldı. Hanedanın en yaşlı üyesi veliaht olarak seçildi.
Hürrem Sultan Osmanlıyı mahvetme yolundaki birinci aşamayı Şehzade Mustafanın ölümüyle tamamladıktan sonra, ilahi adalet kardeşinin ölümüne dayanamayan oğlu cihangir intihar etti. Tahta geçmesini hayal ettiği oğlu da lala'ların kapışmasına kurban gitti. Kanuniden kaçıp İrana sığınan Bayezid oğulları ve torunlarıyla birlikte Şah tarafından idam edildi. Başa geçen Sarı Selimse imparatorluğun felaketinin başlangıcı oldu. Nitekim onun da hamamda cariye kovalarken düşüp olduğu söylenir.
Bunları sen bilmiyorsun diye yazmadım. Son sözün üzerine millet Sultanı katil olarak yargılamasın diye söyleme gereği duydum. Yani şartlar ne gerektiriyorsa onu yaptı ama, herkesin ortak kanısı o ki, Mustafa ölmeseydi Osmanlı biraz daha uzun yaşardı.
Her zaman dediğim gibi, doğrusunu Allah bilir.
Râzı.
ki Osmanoğlu bu milletin refahı huzuru ve bekası için kendi ailesinden birini oldürme vebalini alıp bunun acısını çekme durumunda bırakıyor kendisini
biz kalkıp atalara minnet duymak yerine önü arkası pek düşünülmemiş ve ideoloji kokan cümlelerle onları ufalamaya çalışıyoruz...kökenimiz başka değilken nedendir bu atalara düşmanlık ve sanki yok saymacılık anlamakta zorlanıyorum...
derdimiz nedenini bilmekmidir mustafanın öldürülüşünün yoksa ataların muhteşem eserlerinin ve zaferlerinin önünden gözlerimizi kapayıp geçerken araya bir küçük kıvılcım atmak mı...
lacivertiğnedenlik
Aynur Engindeniz
Bunda kızacak bir şey yok ki. Sen de makul şeyler yazdın herkes de. Bu gerilim sebebi olmamalı. Benden daha iyi bildiğine eminim. O halde kızma vaktin olduğu bir vakit bilmeyenler için yaz. Bilenler sustuğu için ortalık safsatalarla dolmuyor mu zaten?
bence sinir senin gibi duygusal dizeleri anımsatan bir şaire yakışmıyor.İşte bu yüzden siyaset denen çamuıru sevmiyorum. Çünkü ara açıyor hep. Saygılar.
Aynur Engindeniz
Mehtap Yıldız
deli bir fırtına gibi duruşun sevgili Aysu...
bencede Aynur haklı, sen şiirlerinde bir dantela gibisin...
benimde kafamın verkayışı çok atmıştır zaman zaman ve bakki şimdi kaybettim ve bulamıyorum o kayışımı...
sen yazılarımıza düş her vakit ama özellikle şiirlerinle ıslat dimağımızı her daim olurmu....sevgiler gönderdim her iki güzelliğe...
Aynur Engindeniz
Sevgili Mehtap Hanım sayfanı biraz meşgul ettik, mazur gör. Alındığını sandığım kişi Aysu, sayfa sahibi de sen oluınca uzattım biraz. RAZI da sinirlenirse düşünemiyorum buranın halini:) Verkayışı mıdır nedir arabadan anlamam ama, bu ara sakin olmalıyız arkadaşlar. Verkayışlarımıza azami ölçüde mukayyet olalım. Buna en çok benim ihtiyacım var. Sizden geri kalır yanım yok çünkü.
Hepinize ve herkese hayırlı geceler.
yorumlar için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
benim katılıp katılamam çokta önemli değil arkadaşlar.bu geçmiş tarih ve bu günkü Cumhuriyet dönemi hepimizin canı ve malı pahasına yoluna baş koyacağı bir emanet varlığımzdır. varlığımızın asli ve kati sebebidir.
önemli olan "doğru olanı olduğu hali ile gelecek nesillere emanet bırakmaktır tıpkı geçmişin bizlere emanet bıraktığı gibi".
ben açık söyleyim çok fazla tv seyredip dizi müdavimi olan bir insan değilim ama elbetteki zaman zaman izlediğim filmlerde yok değil. ama eğer bir film veya dizi yapılmşsa burada verilen mesajda bir can kadar kıymetlidir çünkü günümüzde insanlık artık tv ve sanal getirller ile şekillenmektedir.. toplumuzun kitap okuma laışkanlığı yok sayfa sayfa tarihler karıştırlmıyor artık ne yazık ki..
tıklandığı gibi sayfa önünde ve yazıcı derhal iş başında. böyle oluncada yarının büyüğü olacak bu günkü çocuklar kati ve kesin bir gerçekle özüne yabancı ve emanete tutarlı olmadan bilgilenip büyümekteler...
bu yazıyı kaleme almamın asıl nedeni, haberlerde araştırmacı ve tarihçi yazarların verdikleri büyük tepkinin etkisi ardından oldu.
burada, Hilafet ve Şeyh-ül İslamlık ile yönetilen ve durşu ve yaşantısı sünnetullaha bağlı olarak bilinen ve gerçektede öyle olan bir hanedanlığın,bu günkü gençlik ve çağ insanının karşısına, elinde içki kadehi ile kadınlara müstehcen bir yalakalık ile resmettirilen bir fragmandan bahsediyoruz. ok yaydan çıkmışsa hedef mutlak bellidir.
bu tarihçileri dahi harekata geçirmiş bir tanıtım olmuşsa eğer, bizlerde kamuoyu olarak bizim üzerimize düşen görevi mutlak manada yapmamız gerektiğni ifade etmezmi.
geçmiş o şanlı tarihte ve bu gün yaşanan Cumhuriyet"yönetimide bizim en mahrem olan kutsalımızdır. ve bizler kutsal olanımızı olduğu hali ile korumalı ve yarınki nesillere meçhul bir bulanıklık ile tarihi emanet olarak bırakılmasına göz yummamalıyız.
benim burada her hangi bir yapım veya kuruluşu hedef aldığım yok ve bunun öyle anlaşılmasındanda katiyyen sakınırım. ama gerçek olan bir şey daha varki bu yapım ve yapımcılarında ekrana koydukları bütün dizi ve filmlerde sürekli bir ahlak çizgisini aşan kareler daim mevcuttur.
örneğin bir çok dizi filmde boynunda haç olan hıristiyan veya ermeni aileler ile içli dışlı bağlar kurulmakta ve gençliğe yanlış ve saptırıcı mesajlar ulaştırlmaktadır.
hatta yanlış hatırlamıyorsam bir manken din değiştirmişti ve bir kaç zaman sonra yeniden gelip Türkiye ye yerleşmişti..
İnanç önemlidir ve insanllık tarihin gelceğe din ve devlet bütünlüğünü koruması için var edilmiş emanetçilerdir.
sonuç olarak her ne olursa olsun diyemiyoruz çünkü davulun sesi daha uzaktan duyulduğu an tarih gürlemey başladı. bizler burada amatör olarak yazan insanlarız.
ama bu fargmanlar dönmeye başladığından itibaren tv haber programlarında ve fece*ok twitter gibi paylaşım sitelrinde sesler yükselmekte bu yapıma dur denilmesi haykırılmakta şu an.
son olarak tekrar söylüyorum,ermenilerin "Türkler soykırım uyguladı" ifadesi nasıl ki bizim şiddetle karşı çıktığımız bir tarihi gerçeğimiz ise,aynı hal ile Osmanlı tarihininde böylesi gerçekten uzak olarak insanların görsel hafızasında ütopik bir görsellik çabaları içinde yürütülen propaganldalarda aynı gerçeğimizdir...
hepimiz üzerimize düşeni mutlak manada yapmalıyız...yoksa bu zehir hepimize dokunur unutmayalım...
saygı ve dua dileklerimle...
Senaryodan haberdar olan tarihciler dizi hakkında ekranlarda hiç te güzel şeyler söylemediklerinden haberdarız.
Tarihci olmayan yabancı yazarların hayali yazdığı harem romanlarını dahi tarih kitabı niyetiyle alıp okuyup inanaların olduğu bir dünyada, fragmanlarından bile anlaşılacağı ticari kaygılarla kotarılmış art niyetlerle hazırlanmış bir safsata dizi... Çok isterim ki bizi yanıltsınlar. Tarihini ecdadını bilmeyenlerin emperyalist gözlüklerle hayata bakanların beğeni ile izleyebileceği bir dizi başlıyor.
Bende tarihte olmayan şeyleri görmek istemiyorum. Bahçesindeki ağaca zarar veren karıncaları dahi yok etmeden önce Şeyhülislama danışan ve gelen cevapla karıncalara dokunmayacak derecede hassas dünyada Muhteşem Süleyman Lakabıyla anılan Şanlı Sultanı, içki, kadın, harem düşkünü vs. gibi gösterilmesine seyirci kalmayacağız.
İlk bölümü izledikten sonra gerekirse kanalın önünde toplanıp tepkimizi vereceğiz Rtük'ünde başını şişireceğiz bize düşen bunlar.
Son olarak bu dizi ile ilgili değil her dem gecerli : Tarihini karalayıp geçmişini Osmanlıyı silmek isteyen soysuzlar eğer Osmanlı olmasaydı ecdadın olmasaydı bugün sen bir Moğol çapulcusu olurdun....
Yüreğinize sağlık , Sevgilerimle
Mehtap Yıldız
yorum ve fikirleriniz daim yüreğim ve başım üzerine...geçmiş ve bu günümüze zarar vermeye çalışan her ideoloji adına
elbet bizlerde komuoyu oluşturup yapılan tüm haksızlıklara karşı görevimizi yerine getirmeliyiz ve getireceğiz inşaAllah..
saygı ve duamla...
Kutlarım kardeşim.
Çok güzel aktarmışsınız meramunızı.
Tarih yalan söylemez elbette, insanlar yalan söyletmese.
Emeğinize sağlık.
Eğitim; kalıcı ve olumlu davranış değişikliği kazanmaktır. Çoğu insan bir şeyler kazanmak için değil, kendisini kabul ettirmek için çabalıyor.
Bu uğurda yalan ve yanlışlardan da medet umuyor. İftiradan korkmuyor.
Evet insanlar değişime ve gelişime daima direniyor.
O sebeple gerçek eğitim çok zor gerçekleşiyor.
Artık olduğu kadar.
Herkes aydın olacak değil ya.
Bazıları da aydın geçinecek.
Yazınızın amacı bir doğruyu göstemek ve yanlıştan dönülmesi için uyarmaktı.
İnşallah amacına ulaşır. Ben çok beğendim. Teşekkür ederim.
Selamlar. 10 numara.
Mehtap Yıldız
Haktan yana haklı olan bütün tesbitleriniz yüreğimiz ve başımız üzerindedir her daim...iyiki varsınız ve Rabbim varlığınızı daim ve hayırlı eylesin...
saygı ve duamla...
Padişahlar ülkeyi sattı sonra kaçtılar diye Cumhuriyet döneminde yalanlarla iftiralarla neler neler yaptılar...artık herşey normale dönüyor....eskiden olsaydı osmanlı padişahının filmini değil adını ağzına alınca içeri tıkarlardı...Şimdilik yanlı yalan önyargılı ve artniyetli bile olsa yavaş yavaş onlarda kaliteyi bulacaklar....artık dünyada Türk ve Osmanlı rüzgarı esiyor...ve dizi sektörümüz dünyaya açıldı malesef...ne kötü...
Mehtap Yıldız
kesinlikle haklısınız ve bu açılım en tehlikeli ve bir o kadarda dehşet olan bir açılım gibi görünüyor şu an...
saygı ve duamla...
İzlemeden bir şey demek istemiyorum. Sadece fragmanlara göre cevap veremem ama, şunu söyleyebilirim, o kanallardan çok da hayırlı bir eser çıkmaz. Biraz ön yargı oldu ama...
Bu zihniyetin insanları doksandokuz doğrunun arasına bir yanlış yerleştirirler ve kimse bunu farketmez. O yanlış nesilden nesile geçer ve gerçek gibi kabul görür. O yüzden herkesin din programı ve tarihle ilgili programları izlenmez. Seçici olunmalı. Ama at gözlüğü takmışçasına değil. Başını yerden kaldırmadan yürüyen bir insan kendisine atılan taşın nereden geldiğini de göremez...
O yüzden önce izlemeliyiz.
İlgiyle okudum her zamanki gibi. On puan benden. Sevgilerimle.
Mehtap Yıldız
yuıkarıdada ifade ettiğim gibi
daha körpe olan bu kısa fragmanlar dahi çok ses getirid ve tarihçilerimiz ve bir çok tv haber ve programlarda tepki sesleri yükseldi hemde ciddi bir anlamda...
ben izlermiyim açık söyleyim izleyeceğimi hiç sanmıyorum çünkü elinde içki kadehi ile kadına yalakalık yapan bir Sultanın görüntüsünün ardında çokta temiz bir görüntünün geleceği imkan dışı bir beklentidir...ve böyle bir beklenti içine girmek mutlak ve muahakkak beni hüsrana uğratacaktır eminim...
saygı ve dua dileklerimle...
Aynur Engindeniz
Sana endişelerinde hak veriyorum. Bu zihniyetle mücadele etmek kanalı çevirmekle olmaz ama. Düşmanın her hareketini her sözünü incelemeli dinlemeli bir insan. Dinlemeli ki, zaaflarını açıklarını yumuşak karnını hepsinden önemlisi savaş taktiğini öğrenmek mümkün olsun. Futbolculara maçtam önce rakip takımın maçlarını izletmek gibi bir şey yani...
Allah kötülere fırsat vermeyecektir eminim. Sizler gibi duyarlı yürekler çoğalsın yeterki...
Sevgilerimle.
Mehtap Yıldız
dilerdim ki her aile senin kadar duyarlı ve naif düşünceli olsun...
toplum evlatlarını kaybetmiş gibi görünüyor sevgili Aynur. bizler ne okulda bulabiliyoruz o masum çocukları ve nede artık o eski masum soakaklarda çocukluğumzu görüyoruz ve bu dönem çocuklarını...
her şey çok farklı...güzel fikirlerin ve Kelamın yüreğim ve başım üzre daim...
ara sıra bende göz atarım demek isterdim ama ben diliyorumki kaldırılsın bu dizi....toplum o kadar duyarlı değil çünkü...sevgimlesin duamla....
Aynur Engindeniz
Ne diyelim arkadaşım. Tarih hakkında söylenebilecek o kadar çok şey var ki...Ne yazık ki biz sadece kaynaklardan ama doğru ama yanlış okuyup öğrenebiliyoruz. Hiç birimiz olanları görmedik. Su-i zan da edebiliriz hüsn-ü zan da...Ama sadece bir şeylere dayanarak "zan" ederiz. Doğrusunu Allah bilir derim hep dara düşünce...
Sevgilerimle...
Mehtap Yıldız
ama tepkiler doğrultusunda belki senarist kendi gelip şöyle bir bakar kitlelerin gözlerine...
eğer insanlar olmaz ise ve izlemez ise senaristte bir hiçtir ve geldiği gibide gidecektir...
yinede olanda hayır var diyerek Allaha havale ediyoruz malumatımızı...
sevgimlesin daim...
Biraz önyargı ile düşünmemişmisiniz? Henüz dizi başlamadı bile. Neyin, nasıl anlatılacağını bilmiyoruz. Saraylarda Harem bölümünün varlığını biliyoruz. Padişah annelerinin çoğunun, hemen hepsinin, yabancı olduklarını da biliyoruz.
1. Murat’ın annesi bizanslı Horofira yani Nilüfer Hanım
2. Yıldırım beyazıt’ın annesi bulgar Marya, yani Gülçiçek hanım
3. Çelebi Mehmet’in annesi Bulgar Olga Hatun
4. ıı. Murat’ın annesi veronika
5. Fatih Sultan’ın annesi Sırp Despina, yani Hüma hatun
6. ıı. Bayezit’in annesi Kornelya
7. Yavuz Selim’in annesi Ayşe takma adli pontus’lu bir rum
8. Kanuni’nin annesi polonya yahudisi Helga, yani Hafza sultan
9. ıı. Selim’in annesi yahudi asıllı Roxalane yani Hürrem Sultan
10. ııı. Murat’ın annesi yahudi Raşel, yani Nurbanu Sultan
11. ııı. Mehmet’in annesi venedikli bafo, yani Safiye sultan
Listeyi uzatmak mümkün. Yazınızı okuduktan sonra, küçük bir araştırma yaptım. Meral Okay'ın TRT Haber’de Nuriye Akman’ın sunduğu Akılda Kalan programda Kanuni hakkında söyledikleri aynen şöyle:
Akılda Kalan’da, Kanuni’nin müthiş bir şair olduğunu ve 3500 tane şiirinin bulunduğunu söyleyen Okay, dizide Kanuni’nin şiirlerine de yer verileceğini belirtti. Kanuni’nin Muhibbi mahlasıyla yazdığı şiirlerin dizide birebir yer alacağını söyleyen Okay, bazı şiirlerin de kendi kaleminden çıktığını söyledi. Çalışırken Kanuni’nin çok farklı yetenekleriyle karşılaştığını belirten Okay şunları söyledi: “Kanuni aynı zamanda bir mücevher tasarımcısı. Olağanüstü bir tasarımcı aslında… Dizide de göreceğiz, müthiş bir zümrüt yüzük yapıyor. Kolyeler yapıyor. Çizime çok meraklı… Çok yetenekli olan adamlar bunlar. Ve okudukça görüyorsun, çocukluktan itibaren o kadar iyi eğitilmişler ki, çok iyi hocaların elinden geçmişler. Dil biliyorlar, dünyayı biliyorlar, felsefe biliyorlar. Eski Yunanca, Latince biliyorlar. Müthiş bir entelektüel aynı zamanda… Etrafındaki kadrolara da baktığınızda onların da çok iyi eğitilmiş insanlar olduğunu görüyoruz. Sadece savaşçı değiller.”
Kulağa çok da kötü gelmiyor? İzleyip, görelim. Saygılar.
Mehtap Yıldız
fikirlerinize ve bilgi birkiminize her daim saygılı olarak şunu açıkca ifade etmeliyimki kati surette ön yargılı değilim.
bunu her daim ifade ettim ve yine ifade etmekteyim. ben bilgilerimi çok nadir netten kopylaa yapıştır yaparım belki hiç yapmam. benim aldığım bilgi ve kaynaklar Ülkemizde ciddi anlamda bir yerlere gelmiş olan tarihcilerdir.
buda çok önemli bir konudur ve sessiz kalamız mümkün değildir.
Listeye gelince henüz o çap bir araştırmam olmadı açıkcası fakat şunu ifade edebilirim şu durum içinde. bir Mümin erkek hıristiyan bir bayan ile evlenebilir ama bir bayan gayri müslim bir erkek ile evlenemez.
bu bizim şahsi düşüncemiz değil Kuranın yüce bir emridir.yani Rabbimiz böyle buyurmuştur.
ve veriğiniz bilgilerdeki yazarlar ve kaynaklarda önemli tabi....o konuda anca bu ıkadarını ifade edebiliyorum şimdilik...
saygı ve dua dileklerimle...
Haticcay
Yavuz Bahadıroğlu:
- Bunun çok basit cevabı var, akraba bırakmamak için. Eğer Osmanlı kadınlarından birileri ile evlenselerdi kayınpederleri, kayın valideleri, kayın biraderleri olacaktı. Onun kayınbiraderinin, kayınbiraderinin kayın biraderi kullanolacaktı. Ben Padişahın akrabasıyım diye ahaliye zulmedebileceklerdi. Bir asiller sınıfı oluşacaktı. Tıpkı Avrupa’da olduğu gibi..
“Ben sizden daha asilim, benim kanım saraydan geliyor” falan iddialarıyla halka zulm edeceklerdi. Onun için bu zulmü peşinen ortadan kaldırdılar. isimsiz kızlarla evlendirler. Avrupalı kralların kızlarıyla falan değil. Esir kızlarla, yani cariye dediğimiz şey savaş esirleriydi.Dolayısıyla hiç akrabaları olmadı.
Dizide elbette herşey tümden yanlış olacak gibi bir mantıksızlığa düşmüyoruz.
Eser Akpınar
Bilgilerinizin ve paylaşımlarınızın ciddi kaynaklara dayandığından hiç kuşkum yok. Ve evet ben kopyala-yapıştır yaptım çünkü 32 hatta 33 padişahın annesinin ismini ezberimde tutmam ( benim için ) mümkün değil. Başarana saygı duyarım. Geriye M.Okay'ın söyleşisi kalıyor ki; TRT de yayınlanan bir program olduğu için bana güvenilir geldi. TRT için de yandaş medya diyemeyeceğimiz düşüncesi ile.
Kaldı ki, her konuda, bir tez ve bir anti-tez vardır. Yani birileri bir görüşü savunur, diğerleri red eder. Her iki tararaf da kendi görüşünün doğruluğunu anlatmaya çalışır. Tartışma dediğimiz de bu'dur zaten. Ve her iki taraf da birbirine göre, konuya, yanlı-taraflı ve tek açıdan bakar. Kullandığı bilgiler ve veriler de, kendi görüşünü savunan kaynaklara aittir.
Dolayısı ile, bir tartışmada, hangi köşeden bakarsanız bakın, görünen manzara değişmez: Yanlı- taraflı- tek açılı.
Yazınızda bahsi geçen dizinin reklamlarını izledim, izliyorum. Bazı bölümlerde padişah namaz kılarken görünüyor. İçki içermiydi? bilemem. Diğer konularda ki görüş ve tutumları neydi? bilemem. Kaldı ki; bu konuların işlenmesi neden şanına ve yaptıklarına gölge düşürsün? Bunu da anlayabilmiş değilim. Her insanın zaafiyetleri vardır. Bu kişiliğini ya da başarılarını gölgelemez diye düşünüyorum. Padişah da bir insan değil mi neticede?
Lafı çok uzattım. Bunlar, benim şahsi düşüncelerim. Son bir söz: Doğan medya gurubunun da taraflı olacak halinin kalmadığını düşünüyorum. Yaşadığı mali krizler ve bazı sebeplerle silinen borçları düşünülürse...Bütün toplumda güvenilriliğini kaybetmiş bir gurup diye düşünüyorum.
Saygılar.