ruhumla konuşmalar_(günlük)
ne kadar zaman geçti en son görüşmemizin ardından inan hiç hatırlamıyorum ruhum...
ne zaman buluşsak, sanki daha dün ayrılmışız gibi hissederim kendimi...
sanki dün ayrılmış gibi sarar-sarmalarız birbirimizi...
"hani öyle ki
daha dün haykırmıştı gözlerimiz aramızdaki seviyi..."
biz ne ara görüşsek, araya onca zaman girmemiş gibi devam ederiz konuşmaya,
gülüşmeye ve tabii ki sevişmeye...
ayrıldığımız da, haftaları, ayları ve hatta yılları devirir geçeriz
ama bir araya geldiğimiz de hep bulduğumuz, o çocuk yüreklerimizdir...
saf ve çocuk heyecanlarımız...
belki de farkında değildik ama hiç yönünü şaşırmayan
ve kimseyle paylaşılamayacak kadar değerli olanımız...
her zaman varlığı hissedilen derinliğimiz, gönül denizimiz...
o çok suskun, öyle ki ben gibi sessiz birini geveze bir yazara çevirdi...
artık ona anlatmıyorum bende :)... sana anlatıyorum, kaleme kağıda sarılıyorum...
sarılıyorum ama biter bitmez yine ilk ona okutuyorum :)...
hani konuşmuyorum, güya susuyorum ya...
böyle olunca da sanırım en çok ben kaçıyorum o denize...
hep iyi geliyor bana onda boğulmak... sussa da sımsıcak...
ne zaman yönümü ona dönsem yaralarımı sarmayı bildi...
ne zaman sinirimi ondan çıkarmaya kalksam acılarımı öpmeyi sevdi...
“bu arada herkesin bir O”su olmalı… :) ”
biliyorsun işte ruhum,
ne zaman daralsam düşüncelerimde bile huzuru getirir bana...
bunun ne kadar farkında bilemiyorum ama...
uzun zamandır ona yazmadığımı hissettim
azıcık ona döküleyim istedim...
yeni yılda geliyor ya,
ona hem yeni yıl hediyesi hem de yeni yıl mesajları vereyim istedim…
(anlayana işte artık :)…)
geri dönüşümünü yazarım ben sana …
bazen, kendi kendime bu duyguları yaşıyormuşum gibi bir hisse kapılıyorum...
hemen susturuyorum kendimi, cezalandırıyorum...
o da nasibini alıyor bu durumdan, tahmin edersin ki önce ona saldırıyorum...
ah o kadar hain ki, o kadar iyi biliyor ki beni...
hiç tınmıyor, hiç bozulmuyor, umursamıyor...
o çekilmez hali/m/y/le beni sakinleştirmesini biliyor...
vallahi biliyor...
“birine kızmak, darılmak ve uzaklaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı…:)…”
öyle de yüzsüzüz ki birbirimize karşı…
kızdığımız yerden sarılmaya devam ediyoruz…
bazen aramızdaki şeyleri.! tarif etmekte gerçekten çok zorlanıyorum…
çünkü bizim aramızdaki çoğu şey yaşanıyor ve hissediliyor,
kelimeler hep yarım ve anlamsız kalıyor anlatmakta…
ki ben hep derdimi ve duygularımı çok iyi ifade edebildiğimi sanırdım kelimelerle…
ve kelimelerim beni çok sever derdim, biz onlarla güzel oyunlar oynarız vs…
yok yok, bazen kelimeler bile kaçıyor…
“ ki bazı şeylerin büyüsü hiç bozulmasın…:) ”
bugünlük bu kadar yetsin ruhum, bugün O”na yazdım çoğunlukla…
kızma, yarın sana yazarım... ama arada O ille de geçer biliyorsun…
“O, yazılarımın baş kahramanı, istese de istemese de …:)…”
not : şşşttt O”cum nice mutlu yıllarımız olsun ve hep daha sıkı sarılalım olur mu .?
hamiş : bu arada bende yeni yıl hediyesi istiyorum(içinde bolca mesaj olan)... :)
2010 ellerimizden kayarken/ Dnzc_
YORUMLAR
ersinbaşeğmez
sonuçta
giderse
zirve de ni
dip te mi gittiği anlaşılmaz :))))))
günaydın
"kendi kendine konuşana deli derler bide,konuşacak kimse kalmamışsa ne yapacaktık "akıllım",en azından dürüstüz birbirimize..."dedim bende kendime...
Denizce
di mi :)
bende hiç yalan söyleyemem kendime, hem eksi hem artı işte...