Günbegün Notlarım 128/DAYANMAK...öykü
................................................
Nupelda, kocasından memnun değildi... Ne hayallerle evlenmişti. Sevgisine hayran kaldığı Roni, ne güzel vaatlerde bulunmuştu biricik dediği aşkına. Mutlu olacaktı Nupelda, prensesler gibi muamele görecekti atlı prensinden. Bir dediğini iki etmeyecekti, hayatını birleştirdiği erkek. Koruyup kollayacaktı sırtını. Kuş sütüyle besleyecekti onu. Çiçeklerini kalbiyle sulayacaktı. Ruhuyla dokunacaktı, merhametle yaklaşacaktı canına. Ellerini sıcak sudan soğuk suya değdirtmeyecekti. Hep sevecek, daim sayacaktı varlığını...
Yıllar estikçe, düşleri bir bir kayboluyordu. Eski günleri arar olmuştu Nupelda…
Onca sabır, onca beklemeler nafile eylemli kipleri topluyordu sadece...
Birbirini tutmayan davranışlarından bezmişti kocasının. Evlilikleri beş yıl olmasına rağmen, eşi Roni hâlâ aynı tas, aynı hamamdı. Sabah tuttuğu sözlerini, akşama doğru unutuyordu. Bir gün önceki dediklerinden yarın olmadan cayıyordu. Çabuk farklı kişiliklere bürünüyordu. Dünya değişiyordu, bir ömre birlikte imza attığı sevdiği değişmekten ayrılmıyordu. Bildiğini okumakla reislik yapıyordu Roni...
Bu vaziyet Nupelda’ya işkence gibi geliyordu. Bu manzara, karanlık kuyuları aklına getiriyordu. Göğsü daralıyor, nefes darlığı çekme belirtileriyle muhatap kalıyordu. İçten içe eriyordu Nupelda. Derdini dinleyen yoktu. Kendini çok yalnız hissediyordu dört duvarlar arasında...
Nupelda, sinesine çektiklerini kusmak üzereydi. Yetti diyordu. Yetti bu adama bu kadar şans verdiğim, yetti bu adam için gecelerce ağladığım, yetti bu adama ümit beslediğim. Daha ne kadar sabredeceğim, daha kaç gün umut bağlayacağım Roni düzelecek diye...
Roni ise, değiştiğini ileri sürüyordu Nupelda’yla tartışmalarında. Az zamana ihtiyacı olduğunu, biraz daha dayanmasını istiyordu. İstemiyordu yuvaları dağılsın, istemiyordu cümle alem gülsün onlara ve istemiyordu kötü durumda olduklarına birileri şahit olsun...
Dayanmak... Nupelda bu sözü duyduğunda, küplere biniyordu. Sinir telleri arıza yapıyordu hemen...
--- Be herif, dayanmak için mi evlendim seninle. Seninle hüzünleri yudumlamak için mi göze aldım her şeyi, seninle acılara gebe kalayım diye mi, herkesi reddettim, sevdiklerimi kovdum başımdan? Soruları birbirini izliyordu...
Sorulara boğuyordu Roni’yi Nupelda. Roni onca soru karşısında lâl kesiliyordu dili. Ne diyeceğini bilemiyordu. Çaresizce dinliyordu mutsuz mutsuz konuşan hanımını...
Her anları sert kavgalarla geçiyordu ikilinin... Rüzgârları gittikçe barış dolu muhabbetlerden uzaklaşıyordu. Evliliklerine gri bulutlar yer kaplıyordu...
Ve ayrılık, kes(k)in bıçak gibi sırtlarında dolaşıyordu. Düşündükleri zaman, ikisini sus pus eden bir ayrılık sessizliği...
…………………………………
Mehmet Selim ÇİÇEK
06.09.20
Mardin