Gittiğin Andan Sonra
Sen meçhul ve muhayyel iklimlerin ceylanısın. Yaralı, gönlümün gül suretinde mihmanısın. Kayboldun gittin gecelerin siyahında. Tebessümünle sesin kaldı yâdımda.
Karanfiller, alev alırken dudaklarında, hayal ülkesinin iklimlerini abat edersin. Oysa, sen gideli, bir tebessümünün bir de dilindeki peltek (s) nin esiriyim.
Senin de bildiğin gibi, nisan sensiz geldi bu bahar, sanırım o yüzden mahzun erguvan açan dallar…
Dudaklarından yâdigar, karanfil kokulu katreler hayal iklimimi süsler. Zamana dip not diye hasretin düşer. İtikadımca Allah’tan dır “hayır ve şer”.
Bu minval üzere geçip giderken günler, yokluğunun çölleri hayallerimde vuslat serapları üretir oldu. Baharda erguvan dalları donandı, benim iklimimin güllerin emsal olmak için can attığı gülü soldu.
Gittin, gamzen andaç kaldı. Güllerin usaresi kayboldu. Artık sen, meçhul iklimlerin muhayyel ve bedelsiz perisisin. Nefesin başka iklimleri ısıtıyor. Bırakıp gittiğin iklimler kahroluyor…
Ankara,08.04.2010 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.