- 860 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
toplummsal varoluş [serdal şahiner-Alanya ]
yaşamsal var oluşumuzun odagında toplumculugumuz yatıyor gibi. bir belirsizlikten habersizce var oldugumuz yaşamda sosyal ve toplumsal çemberlerin içinde ölümcül sona kadar katlanılası zor bir yaşam sürecinde gün tüketirken, niçin ve neden sorusunu sormaya çekinceli insan ruhlarının hapisinde gibiyiz.dogrusu bu yaşam ölüm gelip bizi bulana kadar hep çekinceli ve kavgalalı geçeceken bize ögretilen ögretileri sorgulama başarısını gösteren insan yıgınlarının oldugu sosyalleşmelerin çagsal analizlerde daha yatkın oldugunu gözlemlemekteyiz. bilmeliyizki ölümlü olmak bize oldukça özsel beklentiler sunmada.din,in böylesine etken olmasının temelinde belkide bu özsel beklentilere kavuşma içgüsdüsü vardır.mantık ve göreceli bilimsel analizdense inan ötesini boş ver mantıgı. dünya üzerinde milyarlarca insanı kıskaca sokarken ölüm sonrasının beklentilerine kavuşma hayali belkide bu yaşamdan vazgeçme yanılgısının en yogun yansı
ması olmaktadır.ölüm, nederece keskin bir dönemeçtirki hepimizi kalıplara sokmanın ana kelepçesi olabilmektedir. belki onun için ahlaksal yanılgılarımız ahlak adına törpülenirken sinirceli itelenmiş cinselligimizde namuslu insanlar olmayı sevişmelerden sakına bilmekte görebiliyoruz.ne büyük bir yanılgı.ahlak belkide en büyük dürüstlük olan gerçekligin potasındaki en anlamsız karanlıkken niçinlere yanıt verememenin mahzunlugu bilinçsizce yaşamın tozlu kavgalı çöküntülerinde tükenen gençlik umudculugunu yaşamlardan kopartıp giderken birilerinin gelipte düzeltmesini bekledigimiz bu sömürü düzeninin dünyanın neresinde hangi toplumsal bilinçle ötelenebilecegini hiç birimiz kestiremiyoruz.belkide onun için korkagız.mutsuzuz ve yaşamın beklentilerine karşı yaşama mahkumuz.ne demiş şair ’ ölüm uslandır beni. ’N.H.
evet ölüm bizi bizim gibi ölüm karşısında bilinmezlik okyanusunda tükenen din adamlarının giri dünyalarına mahkummu eder bilinmezken.kapitalizmin güncel hükümdarlıgında özgürce sevişmeyi beceremiyen halk yıgınlarının zırhsal hükümdarlıgında ölüme sırt çevirebileceklerini ummak çok büyük bir yanılgı olsa gerek.o zaman nedir yanılgı bu dünyada var olmakmı. kültürel bilinçmi. ürkeklikmi özgürlükten. var oluşumuzun ana potası ney. niçin bu toplumsal sütatüler.tanrı milyarları bulan halk yıgınlarına cenneti vaad ederken bu dünyayı önemsemeyin diyebilmiş olabilirmi.nerede sitatü sahipliginin diktalıgının temel taşı.yaşam sokak aralarında dolaşır orda bulur kendine nefes oksijenini. belki korkunun olmadıgı kavgaları yaşar ömür.insan olmak vardır serde. düşünmek vardır. azınlıkta olan kapital odaklarını ve çogunluktaki halk yıgınlarını. ölüm onlara cenneti bahşettimi bilmiyorum.halk yıgınlarına ölümü heran hatırlatan baş egiş kimi nerede toplumsal var oluştan soyutlayacak oda meçhul. ve izliyorumda yaşam yaşanılmak istenmiyor.birileri korku salıyor.her duygu sömürülüyor.çıplak olunamıyor. üzerlerimizdeki kişiliklerimizi baglıyan örtüler yaşamıda perdeliyor. boş kadın kahkahalarında yaşanamamış cinsel çöküntüler gelip sizin ruhunuzu sarsıyor. ve bu ülkenin genç ereklerini izliyorum genç kadınlarını gözlüyorum. boş bir mudsuzluk duygusu gözlerine sinmiş.artık onurlu bir ırkın evlatları olmak yetmiyor. bedensel ruhsal sosyal yaşanılmak isteniyor. dev kapitalist reklamlarının ardında sokaklarda dolaşırken bu başarılamıyor. toplumsal var oluş anlamsızlaşıyor. ve aşk ahlaka mahkum oluyor.belki keskin ahlaksal itelemelerinde yalanın .hiç sevişmemiş bedenleriile insan yıgınları öldükten sonra cenneti umarken.çagın görkemli rezidanslarında öpüşmeyi başara bilenler. yaşamı da ömürebilenler olsa gerek diye düşünürüm.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.