- 1825 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Toplum Olarak Eğitime Nasıl Bir Katkımız Olabilir?
Evet! Toplum olarak, eğitime nasıl bir katkımız olabilir? Bir birey olarak bizim, etkin bir iletişim aracı olarak medyanın, anne - baba olarak ebeveynlerin, nasıl bir katkısı olabilir?
Adeta attığımız her adımda, yetişmekte olan körpe beyinlere sahip gençlerimizi apansız ve amansız bir şekilde içine çeken ciddi tehlikelerin açık bir şekilde göz önünde olduğu bu çağda ciddi ve önemli bir konu olan eğitim olayının ağırlığını sadece ve sadece öğretmenin omuzlarına yüklemek ne kadar doğru olur?
Bir eğitimci olarak, bundan büyük mutluluk ve gurur duyuyorum.Atatürk’ün de,
"Muallimler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır!", dediği gibi, bize böyle güven duyulması
gurur verici ama, öğrenciyi okuldan çıktığı anda öğretmenin kontrol etme şansı yok, evden çıktığı anda da ailenin...Artık orada dış etkenler devreye girmeye başlıyor.
Bu anlamda medyaya da ağır sorumluluklar düşüyor.Basın - Yayın en etkili araç, o nedenle bireyin ruhsal, duygusal ve zihinsel açıdan doğru şekilde gelişimine katkıda bulunabilecek en etkili paya sahip... Sanatçılarımız, gençlerimizin idolü olan ve bizim gönlümüzde taht kuran sanatçılarımız da çok etkili bir paya sahip... Kullandıkları dilden, yaptıkları şarkıların içerdiği mesaja kadar herşey anbean küçük büyük bütün insanlarımız tarafından örnek alınmakta.....
"TV’ de program yapıyoruz!" diye, Türkçe katlediliyor. Bir milleti, millet yapan en önemli unsurlardan biri dildir.Dil, yozlaşmaya başladığı anda toplum da yozlaşmaya başlar ve bu gidişin sonu yoktur, sonunun nereye varacağı bellidir.Dildeki lehçeler tabi ki canlandırmalarda kullanılabilir ama, sokak ağzıyla konuşmamak gerekir.
Ve Şiir yazan bizler de bunun sorumluluğunu taşımalıyız. Bu sitede şiir yazıyorsak ve insanlar bunu okuyorsa,kullandığımız dile, verdiğimiz mesaja dikkat etmeliyiz.Ola ki, insanlık hali, hepimiz insanız ve her an hata yapmaya açığız.Böyle bir durumda iyi niyetli bir şekilde birbirimizi uyarmalıyız.
Bugünümüz ve yarınımızı iyi inşa etmek istiyorsak,"Nereye gidiyor bu memleket, ne olacak bu memleketin hali!", demek istemiyorsak, hepimiz kendi çapımızda katkıda bulunmak zorundayız. Bütün bunlara kayıtsız kalıp da sonra çıkıp; "Eğitim laçkalaştı, eğitim düzeyi düştü!" demeye hakkımız olmamalı......
Düşünsenize herkesin ufak ufak katkıda bulunduğunu, bunlar bir araya geldiğinde nasıl etkili olabileceğini,"Damlaya damlaya göl olur!" misali....
11/08/07
Perihan METİN
Not: EĞİTİM: Kişide, ruhsal, duygusal ve zihinsel açıdan olumlu davranış özellikleri kazanmasına, bu olumlu özelliklerini davranış şekline dönüştürmesine ve alışkanlık şeklinde yerleştirmesine yardımcı olmak ve rehberlik etmektir.
ÖĞRETİM: Milli Eğitim Bakanlığnın, belirlediği müfredat doğrultusunda hazırlanan Yıllık ve Günlük Plan paralelinde, öğrencilerin algılayabileceği ve kavrayabileceği düzeyde derslerin öğrencilere aktarılmasıdır.
Öğretim ve Eğitim, Okullarda öğretmen tarafından verilir.Ama, Eğitime her Kurum ve herkes, önce kendini eğitmekten başlayarak ciddi anlamda katkıda bulunabilir.İnanın, bu çok da güzel olur ve çok ummadığımız düzeyde olumlu sonuçlar verir.
Bu yazıyı dikkate alacağınız inancıyla,
Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla....
YORUMLAR
Perihan Hanım,öğretmenler olarak biz buradayıs,diğer meslektaşlarımız,kendilerini geliştirip,bilgi alış verişi yapmak için neredeler...Hassas ve çok önemli bir konuya değinmişsiniz...Duyarlılığınız için çok teşekkür ederim..Keşke aynı duyarlılık herkeste olsa,yaşam ne kadar güzel olur değil mi?
harika bir konuya değinmişsiniz,
kutluyorum..
eğitim sistemimize bir kaç ekleme yapmadan geçemeyeceğim.
dünyadaki eğitim sisteminin aksine farklılıkları ve insan yeteneklerini bulup geliştirmeye yönelik değil, farklılıkları yok etmeye yönelik galiba..
ilkokul öğrencilerine internette araştırma yapma ve bunu yazıcıdan çıktı alarak öğretmenlerine sunma şeklinde bir zihniyet gelişmekte.
bize haklarınızı öğretmiyor. hakkımızı nasıl arayacağımızı da öğretmez. bir şekilde neyin hakkımız olduğunu öğrendiyseniz bile yapabileceğiniz bir şey yoktur bu yüzden. 16 yıl okuyup bu sistemin içinde eğitildikten sonra fakülteden mezun olursunuz ve mahkemeye nasıl müracaat edilir, hiçbir fikriniz yoktur..
şimdi de altyapısını hazırlamadan aktif eğitime geçilmeye çalışılan bana göre karmaşık bir eğitim sistemini içindeyiz ve bunun ne yazık ki ne çocuklar ne de ebeveynler farkındalar..
anlatmak istediğim, altyapısı olmayan bir sisteme bizim gibi altyapısı olamayan ebeveynler de dahil olunca, olan çocuklara, dolayısıyla geleceğimize oluyor..
sevgiyle kalınız..
baileys17 tarafından 8/12/2007 2:32:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli Perihan hanım...Karaman'lı Mehmet Paşa'nın dil konusundaki fermanını hatırladım bir anda bu güzel ve yapıcı, eğitici yazınızı okuyunca...çok güzel ve güncel bir yazı...size katılıyorum...Konfüçyüs'e sormuşlar.".devlette işbaşına geldiğinizde ilk icraatınız ne olur?" diye...Konfüçyüs cevap vermiş: " ilk önce halkın dilini düzeltirdim...dile önem verirdim..dil olmadıktan sonra hiç bir iş olmaz.." türünden cevaplar vermiş...şu kullanılan dilimize bir bakın..bir sürü uyduruk ve kaydırık, çoğunluğun ne anlama geldiğini bilemediği, adına yenilik dedikleri ama halıkın kavramakta bin-bir zorluk çektiği bir şeye dil denilebilir mi? Ankara'ya giitim..15 günde bir sürü uydruk işyeri adları gördüm..ben görsem ne olacak ki? asıl görmesi gerekenler bunu çözmeli...benim ülkemde bir Türk işyeri nasıl yabancı ve hiçbir anlamı olmayan bir isimle vitrine çıkabilir ? yok mu bu ülkenin sahibi? mutlaka gerekli yasal yaptırmlar ve işlemler yapılmalı...bu gidişle çocuklarımız bile artık birbirlerini anlayamayacak bir duruma gelecekler...ne kadar söylesek, yazsak bunun altından kolay çıkabileceğimizi sanmıyorum...öğrtemenlerimize büyük sorumluluk düşüyor ama ilk önce ailede ve sonra da Millî Eğitim'de bu konuda gerekli yasal düzenlemelere gidilmelidir...yoksa birileri ilerde vebal altında kalacaktır...benden söylemesi...şairler de kullandığı dile çok dikkatli olmalıdır...
güzel ve eğitici yazınızı teşekkürlerimle kutlarım...saygılarımla...