- 573 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TAY
TAY
Hüseyin ilçeye gidecekti. Atı dışarı çıkardı, etrafında şöyle bir dolaştı. Atın bazı yerleri kirlenmişti, ıslak bir bezle kirlenen yerleri sildi. Ata eğerini bağladı, gemini taktı, üzengisini kontrol etti, at hazırdı. Eve girdi. Pantolonunu değiştirdi, beyaz gömleğin üzerine siyah yeleğini giydi. Köstekli saatinin zincirini yeleğin üst düğmesine taktı, saati yeleğin sol cebine koydu. Kapının arkasında asılı duran kırbacı alıp evden çıktı.
At ve Hüseyin ikisi de yola çıkmaya hazırdılar. Ancak onlarla gelmeyi düşünen biri daha vardı. Hüseyin’in atının iki aylık tayı. Hiç yerinden durmuyordu; bir o yana bir bu yana koşup, oynuyor, ele avca sığmıyor. Hüseyin’in tayı götürmeye niyeti yoktu. Yakalasa içeri katacaktı ama yakalayamıyordu. Atına bindi yola koyuldu. Tay da onun arkasında gidiyordu. Tay yolda bir o yana bir bu yana koşuyor, oynuyor, sağa sola çifteler atıyordu. Yolun kenarında sazlık bir yer vardı. Tay yoldan yılkı gibi koşarak geldi o sazlığa girdi. Sazlık aynı zamanda bir bataklıktı. Saplandı kaldı. Hüseyin tayın bataklığa takıldığını görmüştü. Hiç oralı olmadı. Atını kırbaçladı, dört nala sürdü. Köyün toprak yolunu tozuttu, gözden kayboldu gitti.
Tarlasına gitmekte olan Ömer sazların arasında tayın kişnemelerini duydu. Sazlığa yöneldi. Tayın yarı bele kadar çamura batmış olduğunu gördü. Yıkılmış yolun kenarında duran bir ağacı sürükleyerek taya doğru uzattı. Sonra eşeğine ot sarmak için yanına aldığı urganın bir ucunu oradaki bir ağaca bağladı, öbür ucunu aldı. Biraz önce bataklığa uzattığı ağaca tutunarak taya yaklaştı. Urganın diğer ucunu tayın boynuna bağladı. Bataklıktan çıktı. Urganla tayı çekmeye başladı. Yoldan geçen köylülerin de gelip yardım etmesiyle tayı saplandığı çamurdan kurtardı.
Ömer tarlaya gitmedi. Tayı aldı evine getirdi. Onu bir güzel yıkadı. Kendisi de taydan beter olmuştu, üzerini değiştirdi, temizlendi. Tayı kapısının önündeki bir ağaca bağladı, önüne de iki tutam ot attı.
Ömer Hüseyin’in tayın çamura saplandığını gördüğü halde ona yardım etmeyip, yoluna devam ettiğini görmüştü. Onun ilçeden dönmesini bekledi. Hüseyin ilçeden döndüğünde vardı ona; “Taya müşteri olduğunu, onu kendisine satmasını” istedi. Hüseyin dünden razıydı. Konuşup anlaştılar. Tayı Ömer satın aldı. Tay Ömer’in evinde kaldı. Ömer taya gözü bibi bakıyordu. Tay aileden biri olmuştu.
Zaman çabuk geçti. Tay büyüdü. Koşuma gelecek kadar olunca arabaya koşuldu, çifte koşuldu. Artık Ömer’in elinden tutuyordu. Tarlada takımda Ömer’in çok işine yarıyordu.
Aradan yıllar geçti. Ömer traktör alacak kadar paraya sahip olmuştu. “Artık atı yormanın bir anlamı yok” diye düşündü. Gitti bir traktör aldı. Artık tarlaya takıma traktörle gidiyor, çiftte çubukta onu kullanıyordu. Emektar at boşta kalmıştı.
Ömer beş tane kuzu aldı. Şimdi tarlaya giderken kuzuları römorka koyuyor, atı bir iple römorkun arkasına bağlıyor, karısını ve oğlu Ahmet’i de alıp gidiyordu. Ömer ile karısı tarlada çalışırken, Ahmet’te kuzuları otlatıyordu. Bir gün Ahmet hastalandı. Ahmet ile Annesi evde kaldılar, Ömer kuzuları, atı aldı tarlaya çalışmaya gitti. Hem çalışıyor hem de kuzulara bakıyordu. Kuzular yaramazlık ediyor, komşuların bağına bahçesine giriyorlardı. Ömer ikide bir kuzuların peşinden koşmaktan doğru dürüst iş yapamıyordu. Yine kuzular bir bostana girdiler Ömer onları çıkardı kendi tarlasının takımına getirdi, sonra da işe koyuldu. Aradan baya bir zaman geçmişti. İşten başını kaldırdı, kendi kendine; “kuzuları unuttum, kim bilir kimin bağını bostanını bozuyorlardır,” dedi. Kuzuları son olarak bıraktığı takıma baktı. Hayret kuzular hala bıraktığı yerde otlayıp duruyorlardı. Durup izledi. At kuzuların başına geçmiş, onların komşu bahçe ve tarlalara girmelerini, uzaklaşıp gitmelerini engelliyordu. Kuzular komşu bahçe ve tarlalara yöneldiklerinde ya da uzaklaşmak istediklerinde at önlerine geçiyor, onları burnuyla kendi takımlarına doğru itiyordu. Kuzu ısrar ederse at ayağını sertçe yere vurarak onu korkutuyordu.
Atın bu yaptıklarını gören Ömer çok şaşırdı, aynı zamanda da çok sevindi. O günden sonra Ömer, karısı ve Ahmet tarlada çalışırlarken at kuzulara çobanlık etti.
“Başarı, her gün toplanan küçük çabaların tekrarıdır.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.