- 914 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Baharla Beraber Yaşamak
Yaşamak bazen istemeden gaza gelmektir. Eǧer biz biraz olsun günlük sorunlardan uzaklaşıp kendimizle başbaşa kalmak istersek. Onun kollarına kendimizi bırakarak çınar aǧaçlarının, ıhlamur veya akasya aǧaçlarının sıralar halinde uzayıp giden bir bulvarında… Hani bazen radyoda, plakta, teypte ve cd çalarda kulaǧımıza hoş gelen minik bir melodi duyarız ve tebessümle tempo tutmaya başlarız. Hafif aşık olmuş bir haliyeti ruhiye çöker bünyemize. Öyle sevimli sevimli gezeriz, en imkansız şeyleri bile yapabileceğimize inanarak kendi hayallerimizle sevncimizi yaşayabiliriz.
Nisan ayları her yılda böyle duyguların, imgelerin uyanmaya başladıǧı bizi dürtüleyen iç gücümüzün sembolü olarak kendini gösterebilir. Havaların ısınmaya başladığı şu günlerde, kendinizi daha da iyi hisseterecek birşeyler mi arıyorsunuz? O zaman, çıkın dışarı, çekin bahar havasını içinize, takın mini np‘nizi kulaklıklarınıza ve sevda şarkılarını dinleyin. İste o zaman göreceksiniz ki bir anlıǧına da olsa sevgili baharın kollarına sarılaralk yaşamak, yeniden aşık olmak gibi bir duygu olarak karşınıza çıkacaktır.
Ayrılıklar olsada buna aldırmadan yaşamak veya bunu denemek uzun soluklu bir romanın satırlarında kaybolmanıza şüphesiz katkıda blunacatır. Ormanlarda aǧaç arılarının vızıltıları kulaklarınıza melankolik bir melodi olarak gelecektir. Tarla kuşları, karakuşlar, toygurlar, kuǧular birbirleriyle flört ederek çiftleşmenin ve yuva yapmanın hazırlıǧını yaparken yankılanan seslerde kendinizi bulmanız kaçınılmaz olacaktır. Her yıl biraz daha ölen monotonlaşmış şehir yaşamından koparak tekrar öze dönmek içinde bir adım olacaktır bu aylar bize. O kendi saçlarını uzatıp beliklerini örerken ertesi güne yoǧun olarak hazırlanan sevimli canlılıǧı doǧa bize kendiliǧinden armaǧan edecektir. Ya da yaǧan yaǧmur ve çakan şimşeklerde kendi yaşantılarımızdan inişli çıışlı gümbürtü ve gürültülerin patlayışını duyacaksınız istemeden. Yaǧmur yaǧıyorda olabilir bu havalarda, körkütük ve delicesine… varsın yaǧsın! Diyerek ayakkabılarımızın çamrlanmasından da korkmamalıyız. Onlar bize içinde yaşadıǧımız hayatın çeşitli zorluklarını simgeleyerek bize aǧladıǧımız günleri hatırlatacaktır. Siz yinede ilerideki bir ızgara kulübesine giderek biraz soluklandıktan sonra ne yapacaǧınıza karar verecek kadar kararlı olmak zorundasınız ve olmakta zorundayız. Bu hayatın deǧişmez kuralını biz kesinleşmiş rollerimize devam ederek oynayacaǧımızında habercisidir aynı zamanda…
Yine de yaǧıyorsa yaǧmur çisil çisil sevineceksiniz, sevinecegız bu duruma. Bırakın yaǧsın felsefesini doǧa anamızın bir lütfu olarak algılayacaǧımız için sevineceǧiz hep birlikte. Çünkü arkasından gelen güneşin binbir rengiyle doǧacak olan gök kuşaǧı yüzümüzü okşayarak çenemize oradan da dudaklarımıza akan aşk öpücüǧü olarak geri dönecektir yüreǧimize… Saçlarımızın ıslaklıǧı bize sprey olarak algılanacak, doǧanın parfümlerini kendi vücütlarımızda mis gibi aromalı kokularla bezeyerek mutluluǧa bir adım daha yaklaşacaǧız bir anlıǧına bile olsada. Biliyorum, bazen zamana inat dinmeyecek yaǧmur, silip süpürecek bütün kışın gripal enfeksiyon saçan marazlarını. Bu an da bir düǧüm buǧulanacak belkide boǧazımızda istemediǧimiz bir düşünceyle beraber, ama buna inat biz bir boing – jetinin hızıyla uzaklaştıracaǧız kendimizi korkularımızdan ve paniklerimizden. Saklamaya gerek yok böyle anlarda kendimizi. Saçaklar saklayabilir bir insanı, saçlarımızdan süzerek inen yaǧmur sularının terimizle tuzladıǧı tenimizi okşayarak. İşte burada bırakmalıyız, bırakmalısınız kendinizi. Bu an da ne kaçmak, ne de göçmek çözüm deǧil olduǧuǧumuz yeri deǧiştirmek. Madem ki, böyle emretmiş „mabud amenna“. Alsı götürsün istediǧini yüreklerimizden. Vermeyen mi var yanı, ya da ona karşı gelen. Tutsun elimizden, istediǧi ve dilediǧi yere götürsün bizi. Gün olur devran döner ve gençliǧimize kendimizde gümeyiz mi? Aynaların bize bir şey söylemesine gerek yok. Onlar bizi sadece bizliǧimiz, birliǧimiz ve gerçeǧimizle yansıttıkları için aǧlamakda çözüm deǧildir bu buǧulu havalarda kendi kendimize…
Burada en güzeli olan meleklerle bir sözleşme imzalayarak beraber bir anonim şirketi kurmaktır. Çünkü yaşarken bizim hayattan edindiǧimiz tecrübelerimiz kendi kannlarımızı koyduǧu için onları aşmakda zor olacaktır. Örflerimiz, adetlerimiz, törelerimiz ve normlarımız diye kendi kendimize yutturarak inandıǧımız zamanı geçmiş kavramlarıda söküp atmamıza yardımcı olacaktır. Baharla beraber hoşgörümüz işte bu saaten sonra kendiliǧinden deǧişerek adım adım hayatımızı da güzelleştirecektir. Ve bütün duygularla yoǧrulu zihnimizdeki ayrılık day ok olacaktır böylelikle… Evet, Nisan’ın ikinci haftasındayız şimdi. Belki siz bir kaç gün sonra bulunduǧunuz şehiri bird aha görmemek üzere terk edeceksiniz. Buna da istemeden hazır olmak zorundasınız. Yapacaǧınız tek şey zaman denen alkoholü yudum yudum su yerine içmek olacaktır baharcasına, baharın tadını alarak. Çünkü geçip gidenler belki bir kaç gün, ya da bir kaç ay sonra hayal olarak beyninizin bir yerlerindeki cd’iye kayıtlanarak ebediyet yolculuǧunun kütüphane kayıtlarına geçerek kalacaktır. Patlıcan kızıllıǧıyla batan güneş renklerin tümüyle şevişirken, yerini açık ve mavi bir gökyüzüyle yeşile çalan ayın rengi geceye düşerek yoluna devam edecektir. Siz sadece geceleri de sevebilirsiniz uzun bir kır ve koru gezintisi pikniǧinden dönerken sevip yaşadıklarınızla… Dertlerimizi üç çekimlik bir sigaranın kıvrılan dumanlarında üfleyerek zamanı bedavada satabiliriz, satabilirsiniz. Ama hiç bir şeyden son dakikaya kadar kopamazsınız, kopamayız. Şu benim sandıǧım odam, şu saksıdaki çiçeklerim, masam, bilgisayarım hele dost yüzlü güleryüzlü dostlarım terddüt etmeyeceklerdir ne kendilerinden, ne de benden. Hele şarkılar, baharın tüm güzelliklerini dizelerinde saklayan duygu yüklü şarkılar bana hep Hümeyra’mı söyleyecekler binlerce kere… Ak masal ülkesinin suskun perisi, benim perim, gönül fatihim. Paylaştıǧın kalabalıklar, makas tutan ellerin, bensiz paylaştıǧın zaman gözlerde eriyerek yok olacaktır senin için. Hangi yönden eserse essin rüzgar, bütün esişlerinde seni hep, her gün ve yeniden kalbime taşıyacaktır sevgiyle… Nerede olursa olsun, yaptıǧın bütün sohbetlerde yüreǧini yüreǧime yaslayacaǧın için kulaklarımı çınlatacaksın. Kimi zaman gülerken, kimi zaman aǧlatacaksın. Ama olsun, varsın aǧlayayım, kayma noktası taşma noktası olsun bütün geceler. Bu gece bütün noktaların birleştiǧi bahar olarak ebediyen yaşayacaktır.
Ben bu yüzden bu günden itibaren kendimlede barıştım. Günlerdir beni acıtan aǧrılaraıma baharın ve senin sevginle rest çekerek bir isyanı gerçekleştirdim bu gün. Elim bilgisayarın tuşlarına dokunarak satırları imla kurallarına uymadan yazıyorum. Yazdıklarımı korkudan yüzlerce kez okumuyorum.Çizmiyorum, eklemiyorum, çıkarmıyorum. Her geçen saat peyderpey bir rahatlama, bir iç ılıması yüreǧideki, bir boşalma stressten. Gide gide bir de bakıyorum sabah ve agır aǧır odama inen dışarının tanımsız beyazlıǧı. İşte diyorum; dünkü hava ile bu günkü hava karşı karşıya gelerek bir aşkında ilk adımlarını da atıyorlar. Zaman bu zamana kadar melodiler söyledi, ama artık ninniler söyleyecek ve çalacak. Yeni bir bahar gününün balkondan içeriye dolan mis gibi temiz havası aǧır aǧır ok gibi dökülüyor üstüme. Iki saatliǧine de olsa uyumalıyım diyorum.
İyi uykular, hasan hüseyin arslan, 14/15. Nisan 2009 gece 23:00 – 01:40’da
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.