- 634 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MESAJ
Bu güne kadar söylenmemiş bazı şeyleri söyledik…
Bu güne kadar açıklanmamış bazı sırlara işaret ettik…
Kurân âyetlerinin işaret ettiği, bu güne kadar pek üzerinde durulmamış bazı derûni muhtevalarına temas ettik…
Takdirimizdeki kadarıyla bunları ele alıp; ortamın ve insanlık bilgisinin kaldırabileceği nispette açıklamalar yaptık…
Ne var ki…
Bazı anlayışı sınırlı veya anlayışı kıt insanlar bütün bunlardan yanlış hükümler çıkardılar!.
Âdeta ibâhaya sapacak oldular!.
Bilgi yüklü bilgisayarlara döndüler yazdıklarımızı ezberleyip!
Sistemi açıklamaya çalıştık; “sistemi fark ettiklerini söyleyip”; sonra da sisteme kafa tutup, savaş açan bir zihniyet içine girdiler!.
Silindirin önünde durmayın, ezer geçer; dedik; “silindirin ezip geçeceğini fark ettik”, deyip; silindirin önüne uzandılar!!!
“Ateş yakar, acıma duygusu yoktur ateşin; su boğar” dedik… “Anladık, fark ettik ateşin yakacağını, suyun boğacağını”, deyip; içine atladılar ateşin, suyun, güya sistemi anlamış(!?) olarak!.
Yuh olsun!.
Bu ne anlayış?.
Bu ne gaflet!.
Bu ne ters kavrayış!.
Akılla yaşadığını söyleyen güya hesap-kitap adamları, nasıl bu kadar akılsız olabiliyorlar!.
Sanırım bu da bir tür ters mûcize!?
Tüm yayınlarımda, Allah Rasûlü’nün “İKRA=OKU”yup bildirdiği “DİN”i=Sistemi bir kere daha açıklamaya çalıştım…
“Salât”ın bâtın boyutuna işaret ettim; ancak bütün bâtınî yaşamların bedensel beyin çalışmalarıyla birlikte değerlendirilebileceğini defalarca anlattım!
Ayrıca, bedensel boyutuyla “salât”ın yeterli olmayacağını, gönül=şuur yanının yaşanmasının da şart olduğunu anlatmaya çalıştım… Bunu ters anlayıp, “beş vakit salât”ın bedensel yanını rafa kaldırdılar bazıları!.
İnsan, bu dünyada, bedeni, ruhu ve şuûruyla bir bütündür!.
İbadet adı verilen bütün çalışmalar dahi, beden-ruh-şuur boyutları bir arada olarak kemâle ulaşır.
Bunlardan yalnızca biriyle o ibadetin yerine getirilmesi eksikliktir; sonuçta, ihmal edilenin, o boyuttakinin karşılığını ağır bir bedelle ödemek zorunda kalır insan!.
Sistemin sonucudur bu!.
Allah Rasûlü’nün yapılmasını tebliğ ettiği şeyi yapmayan kişi, otomatik olarak, Allah’ın yaratmış olduğu SİSTEM SONUCU, eksik bıraktığı çalışmanın karşılığı olarak, cezasını çekecektir!.
İnsan, gittiği ortamda, yanında götürmediğinin eksikliğini duyacak; ve bunun sonucuna çok acı bir şekilde katlanacaktır!.
Dışardan biri onu yargılamayacak; o kendi yapmadıklarının sonucunu yaşayacaktır!.
Sistemde ve sistemin işlemesinde duyguya yer yoktur!.
Gereken ilacı kullanmadığın zaman, nasıl bedenin, o davranışının sonucunu otomatik yaşıyorsa; ilaç almadın diye dışarıdan birisi cezalandırmıyorsa seni; mâzeretin ne olursa olsun yapmadığının sonucunu elde edemiyorsan…
Aynı şekilde, ölümötesi yaşamın ihtiyaçlarından olan BEDENİ İBADETLERE, çalışmalara da gereken önem ve değeri vermezsen, bunun da sonuçlarını orada otomatik olarak yaşayacaksın…
Belki gökteki bir tanrı seni cezalandırmayacak; ama gittiğin ortamda, çok kuvvesiz olduğun için, o ortamın yaşam koşulları içinde perişan olacaksın!.
Bundan seni ne Ahmed Hulûsi kurtarabilir; ne de bir başkası!.
Çünkü sen dünyada, ŞEFÂAT olarak Allah Rasûlü’nden gelip sana ulaşan ilmi, inkâr anlamına gelen yaşam biçimini seçtin!.
Defalarca söyledik ve yazdık ki; “salât”, “oruc”, “hac” ve diğer teklif edilenler, hep senin kendini geliştirmen içindir; yukarıdaki bir tanrının gönlünü alman amacıyla değil!.
İşin püf noktası budur!.
Sana, bugün ve yarın içinde yaşayacağın evrensel SİSTEM açıklanarak, buna göre kendini geleceğin tehlikelerinden koruman isteniyor!.
Oysa sen, hem sistemi anladığını söyleyip; hem de, “bana bir şey olmaz” demek hamâkatini ortaya koyuyorsun!.
“Kızım Fatma seni baban olduğum halde ben bile kurtaramam” diyor Allah Rasûlü, SİSTEM=değişmez Allah sünneti gerçeği ışığında… Bizim anlayışı kıt, sisteme kafa tutmanın “mârifet” olduğunu sanıyor!.
Güneşi batmış; yıldızı dökülüp sönmüş; kör olmuş; hayâlindekiyle avunuyor; kendini, “evrenin sırlarını görüyorum” diye kandırıp avutuyor!.
Hâlâ sistemi kavramayacak mısınız?
Hâlâ kişiye göre DİN=SİSTEM olmayacağını idrâk etmeyecek misiniz?
Ey ulaşabildiklerim…
Kendi iyiliğiniz için, içinde yaşadığınız SİSTEMİN GERÇEKLERİNİ fark etmek için, kozanızdaki hayâl dünyanızdan başınızı dışarı çıkartın!.
Sisteme uymadığınız zaman, nasıl bu dünyada perişan oluyorsanız; bilin ki, gelecek ölüm ötesi boyutta da aynı EVRENSEL SİSTEME tâbi olarak, perişan olacaksınız!.
Hiç kimse de, buradaki inkârınızdan dolayı size orada yardımcı olamayacak!.
Kim, Sisteme kafa tutarsa, sonucuna çok ağır katlanır!…
Böylece biline!