KEMAL
Miyav dediniz mi iflahı kesilir aniden, ağzında en okkalı küfürlerin biri gider biri gelir. Damarına basmış sayılırsınız, yanan ateşin üstüne benzin dökmüşsünüzdür galon galon. Miyav Kemal nerden gelmiş, bu lakap nerede onu bulmuştur, bilinmez. Bir hikâyesi vardır mutlaka kendinde saklı duran. Ancak ona uyduğu, üzerinde şık durduğu da bir gerçek.
Küçükken ya bir kedinin saldırısına uğramıştır, ya bir kedi gece rüyasına girmiştir, ya bir kedi onun elindeki ekmeği çalmıştır, ya kedi gibi nankörlüğün pençesini yemiştir yüreğinin en narin noktasında. Ya da mart ayında kedi gibi miyavlayıp durmuştur ömrünün en bakir zamanında. “Miyavını sevsinler emi!” senin diyeceği gelir aklıselimin ama nerede?
Çarşıda pazarda, caddede sokakta nerede denk gelirse gelsin; onu gören herhangi bir insan gayri ihtiyari de olsa miyav der usulden. Bu selam gibi bir şeydir esasen. En ince sesten en kalın sese değin, her ses renginde bir miyav gelir bulur bizim Gariban Kemal’i.
Kemal; ne uzun ne kısa, tam orta ayarında, pos bıyıklı, kır saçlı gözleri fıldır fıldır, miyavı meşhur bir garip adamdır ilçemde. Sokağın başında göründü mü, başlardı bütün miyavlar. Sanırsınız ki mart ayıdır, kediler toplu taarruzda. O da bu durum da çaktırmadan memnun.
Onu bir an görmezlikten gelseniz, etrafınızda pır döner, ne eder eder kendisini size göstertir, lafını yer, küfrünü eder gider. Yapısı bu, neylersiniz?
Geçenlerde Belediye Parkı’nda yine tora takılmış balık gibi çırpınıp dururken millettin laf salatasında, bin bir küfrünü bir patos gibi savurdu millettin üstüne. O masa senin, bu masa benim derken onlarca sesten oluşan ve bir kedi armonisi oluşturan miyav lafzı Kemal’i dinden imandan ettirdi. Millet zaten kurulmuş saat gibi, kendilerine Kemal tarafından sarf edilen küfürler, kahkahalar arasında etkisini yitiriyor ve miyav sözcüğü daha lezzetli ve kıvamında bir espri olarak dudaklardaki yerini hemencecik alıyordu. Sanki edilen küfürler miyav diyenlerde ters etki yaratıyor, miyavlar küfür eşliğinde daha bir tat alıyor, Kemal’i mahalle ağzı ile haşat ediyordu.
Son bir kızgınlık, son bir sitemkâr nazar ve son bir küfür ile Kemal parkın kapısına doğru yönelirken sahiden bir kedi ile karşılaşmasın mı? Bir de buradan yakın tarzı bir durumla karşı karşıyayız, ne yapacak acabalar bütün park ahalisinin gözlerinde heyecanla beklemekte. Herkes pür dikkat bu tarihi ve bir daha aynı kıvamda denk gelmeyecek müthiş karşılaşmanın derby heyecanı ile bir Kemal’e bir de kediye bakmaktadır. Kedi karşısında Kemal’i görünce aniden korkudan mıdır artık şaşkınlıktan mıdır, tanıdığından mıdır nutku tutulurcasına, taş kesilircesine sap gibi kalıverir. Bir film karesi nasıl dondurulursa öyle. Kemal ise park ahalisinin yıpratmış olduğu sinir ile söylenirken bir de ezeli hasmı olan kedi ile karşılaşınca üç gol yemiş olan bir takımın kaptanıymışçasına- kazanılmış olan bir penaltının kullanımına hazır halindeki gibi- öfke ile vole pozisyonu alır. Bu esnada tirübündeki seyirci pozisyonundaki park ahalisi Kemal’in atacağı golün beklentisi ile gözlerini kırpmadan ve çıt çıkarmadan tarihi anın her anını bir fotoğraf makinesi hassaslığıyla kare kare çekmektedir. Saniyeler dakikaya doğru ilerlerken Kemal kedinin donup kalmış olmasından faydalanarak sağ ayağıyla tam kedinin suratının ortasına var gücüyle vurmasın mı? Kedicik neye uğradığının farkında olmadan yolun karşı tarafına değin bir hava gezintisine çıkar ve sert bir iniş ile yerin çamurlu yüzünü öper. Bu ana şahit olan park ahalisi ise gerçek miyav ile kendi kahramanları olan miyavın bu karşılaşmasının neticesinde bütün ilçeyi ayağa kaldıracak olan kahkahayı gözlerinden yaşlar boşaltırcasına patlatırlar.
Parkın kapısında geriye dönüp, gol atan futbolcu gibi ellerini havaya kaldırıp demin küfrettiği ahaliyi selamlayan Kemal artık yeşil sahalardaki lakabını pardon ilçenin taştan yollarındaki lakabını bu enfes vole ile perçinledi.
Kedicik ise herhalde ilçedeki diğer kedilere Kemal’in eşkâlini verip bu adamla sakın karşılaşmayasınız, psikopatın teki şeklinde propaganda travmasına girmiştir.
Kediler arasında bir şehir efsanesi haline gelen Kemal, Şahkedi ünvanını alarak kedilerin ebedi önderi olmuştur. Allah tamamına erdirsin. Fareler diyarının kralı, Kemal’in kedilerin yanında yer alması ile büyük bir yıkıma uğrayıp kendisini fare kapanına atmak suretiyle intihar etmiştir.
Miyav dediğiniz zaman bunun karşılığı olarak bir ton küfrü hanenize yazan Kemal, bu ilçenin renklerinden, seslerinden birisi olarak “ilçe tarihinde iz bırakanlar” sayfasındaki yerini almıştır.
Oyun oynarken kahvede bir adam miyav dedi. Bizim Kemal hemen kükredi. Ardından bir adam daha miyav dedi. Bizim Kemal kahveciye küfretti. Bir adam daha miyav dedi. Kemal yine kahveciye küfretti. Bir adam daha miyav dedi. Kemal kapıya doğru sokulup cümbür cemaate küfredip kaçtı. Kedi gibi dokuz canlı Kemal, kedi gibi nankör Kemal. Kahvecinin suçu ne?
Kimileri miyav der, kimilerine miyav denir. Dile düşmeyin de bu ilçede ne yaparsanız yapın. Miyavlaşan bir ömür ve heder olup giden bir adam. Sakız olmaktansa milletin ağzında, takma diş olun daha evla. Olmazsa arada bir çıkartır durursunuz.
Miyav Kemal lakabıyla meşhur, lakabıyla barışık.
Anlayacağını Kemal’in de kafası karışık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.