OKUMAK-3
OKUMAK-3
Daha önceki okumak başlıklı yazılarımda bahsettiğim gibi, bu devami yazıma da yine gerçek bir örnek vererek başlayacağım. Bundan senelerce önce bir yaz günü köyde bulunuyordum. Bir komşunun yemeğine çağrıldım. Oraya vardığımda 3-5 kişi kendi aralarında konuşuyorlardı. Bunların bazıları şu anda aramızda değiller. Rahmetle anıyorum. Kendi aralarında yemekte acaba Mevlit mi, yoksa Kuran mı okunacak diyorlardı. Bende söze karışıp ne okunursa okunsun bir gelenek, bir vecibe yerine getiriliyor dedim. Bana ne deseler beğenirsiniz? Eğer Mevlit okunacaksa abdest alacaklarını belirttiler. Buyurun cenaze namazına; Bundan asırlarca önce Süleyman Çelebi gibi bir şair Peygamber için övücü şiir yazıyor. Bunun için abdest alacaklar, ama Kuran okunacaksa almayacaklar. İşte size okumaktan uzak kalmanın, aklımızı çalıştırma yeteneğimizin zafiyeti mantıksızlığın en güzel örneği.
Onun içindir ki verdiğim örnekler insanlarımızı yargılamak, onları düşüncelerinden dolayı hakir görmek değildir. Akıllarını kullanmadıkları, okuyup kendi kapasiteleri oranında bilgi sahibi olmamaları bakımından önemlidir.
Bizim yurtdışındaki işçileri dinleyince oraları sözde hiç beğenmezler. Şahsen ben Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Avusturya, eski Yugoslavya’yı Türkiye de ki birçok batı ve güney doğu şehir ve kazalarının çoğunu gezmiş birisiyim. Kültürlü toplumların yaşadığı toplumlarda kalkınmışlıkların her yönde mevcudiyeti görülür. Avrupa da ki şehir ve hatta köylerindeki temizliği, insana verilen önem ve insan sevgisini, kültüre verilen değerleri, alış verişteki hakkaniyeti, dini inanışlarındaki bağnaz olmayan modern ve gerçek düşünce tarzlarını, hal ve hareketlerindeki tutarlı davranışlarını görürsünüz.
Genç ve yaşlıları kafeteryalarda, otobüs ve trenlerde, Gar ve hava meydanlarındaki beklemelerde hep kitap okurken veya ciddi konularda sohbet ederken görürsünüz. Kültürlü toplumlarda tatil ve boş zamanlar bile okumak suretiyle değerlendirilir. Bize gelince yukarıda saydıklarımızın maalesef hiç biri yoktur. Hatta sorarsın aykırı davrananlara eh burası Türkiye cevabını alırsınız. İşte okumanın insanlara kazandırdığı hasletler.
Bize daima iyiyi, güzeli, doğruyu, insan ve tabiat sevgisini öğretmesi gerekenler şunu yapma günah, böyle konuşma günah, büyüğünün dediğine karşımı geliyorsun ayıp(yanlışsa bile) diye tabiri caizse gazel okunmuştur. Hatta Kuran okunurken bile, sakın ha abdestsiz okunmaz, ibadet Arapçadan başka dille yapılmaz (Sanki Allah Arapçadan başka dil bilmiyormuş gibi) Kuran çevirisi ile namaz kılınmaz,(namaz İmamı Azam fıkhına göre bildiği
Dil de dualarla kılınır.) baş açık kuran okunmaz, Kuran’ı mealinden okuyarak hatim yapılmaz, kadınlar loğusa veya hayizli ise kuran okuyamaz ticarette doğru tartarsan şu kadar yıl, eğri tartarsan şu kadar yıl yanarsın, kadın erkek giyimi, kılık kıyafet durumu, işte kadının saçı görünürse bilmem kaç yıl yanacağı, kadın erkek arasındaki sosyal münasebetle, konu komşu ve hısım akrabalar arasındaki ilişkiler, kız çocuklarının okutulması vs. hep okuyup araştırılmadan, aklımızı kullanmadan, kulaktan dolma yalan ve yanlış bilgi kirliliği ile hep beyinlerimize işlenmiştir. Halen işlenmeye devam edilmektedir.
İşte sevgili okurlarım cehaletin, bilgisizliğin, akıl ve mantıksız fikirlerin beyinlerimize pompalanmasını istemiyorsak okumaya önem vermeliyiz. Genç, ihtiyar, kadın, erkek, çoluk çocuk demeden okuyarak aydınlık yarınlara erişmek, vatana millete kültürlü birer birey olarak faydalı olmaya çalışmalıyız.
ATATÜRK ÜN dediği gibi: fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmesi temennisiyle, Allah insanlarımızı doğru yoldan ayırmasın İNŞAALLAH.
DURMUŞ KARABAĞLI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.