- 423 Okunma
- 6 Yorum
- 6 Beğeni
ÖĞRETMENLER GÜNÜ- İYİ Kİ ÖĞRETMENİM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İYİ Kİ ÖĞRETMENİM
Ne kadar da çok şey biliyordum oysa mesleğime dair. 657. Maddenin muhatabıydım artık. Devlet şemsiyesi altında 3 ay tatili, hafta sonu dinlencesi olan bir yolculuğun yolcusuydu muallim, otobüs biletini alıp görevine giden her birimiz için. Atamamızın yapılmış olmasının coşkusuyla koşuverdik kelebekler gibi çoban ateşlerine…
90 derece köşeleri olan, güneş ışınlarını 45 derece eğik açıyla alan, Failatun sigasında terennüm edilen, öğrenci nefeslerinin karışmasıyla tepkimeye giren, bir tualin profil ve perspektifi, kesir ölçekle çizilmiş arz-ı endam, teneffüste “La,, derste ‘’Fa,, sesiydi girdiğimiz ilk anda sınıflar. Mohaç seferine beraber çıkacağımız, üçgene dik bir şekilde ineceğimiz açıydı yer, mekan yekpare saha olacaktı idman adına. Her şey ne kadar da kolay olacaktı aslında. Onca kitap ve ansiklopedi yazılmıştı eğitim adına, tedris etmiştik işimiz için bir çoğunu.
Ancak daha ilk adımı attığımızda sınıfa meraklı gözler karşıladı kapı eşiğinde. Her biri bir dünya kendi bünyesinde keşfedilmeyi bekleyen körpe dimağlar… Mevlana hazretleri ne güzel demiş: ‘’ “İnsan gözden ibarettir, gerisi deridir” gözlemledikçe gözleri, gözlemlerimiz de değişti. Bildiğimiz doğruların yavaş yavaş değişip bilmediklerimizi öğreneceğimiz gerçek karşısında. Anladım ki her birey deniz yıldızı gibi bir köşede lisanı hali ile bekliyordu. Öğretmen oldum çünkü: Deniz yıldızları denize matuf, bize bu görev ise verilmiş bir lütuf...
Sabah mahmurluğuyla sırada oturan bireylerin sıranın birer parçası olmadığını anlarsın zamanla. Karnı aç gelenle tok gelen, annesini kaybedenle annesi tarafından sıraya oturtulan, babasının aldığı bilgisayarı düşünenle babası kâğıt toplayan, sıhhati kaim olanla dermana düçar olan, karşında harmanlanmış seyrederken cihanı, Mevla’nın seni nasıl bir yükün altına soktuğunun idrakidir öğretmenlik.
Karışıverir kafandaki tüm bilgiler. Öğrencilerden hangisi yüklem hangisi özne, hangisi meridyen hangisi enlem bilemezsin. Bir cetvelin olsa da bir doğru çizerek aynı eksende birleştireyim istersin tüm noktaları. Ama nafile, ortak paydalar çok uzak zıt kutuplu mıknatıs misali yaklaşmaz biri diğerine… Oysa ne kadar da kolay olacaktı. Ben dersimi anlatacağım her biri diğeri ile yarışacaktı, bilgi adına. Bir gün Ali Kuşcu, diğer gün Farabi gelecekti sınıfımıza. Bir sonraki hafta Mimar Sinan’ı ziyaret edecektik Selimiye de. Kim bilir? Sedefkar Mehmet Ağa ağırlayacaktı geçerken Sultan Ahmet camiinde bizleri.
Her şey çok güzel olacaktı, ta ki bir gazete parçasına sarılmış bir kağıt mendil, öğretmenler gününde hediye namıyla‘’ başka bir şey alamadım öğretmenim , diyerek elime tutuşturuvermeseydi. Öğretmen oldum ÇÜNKÜ: Islandığında gözlerimi silecek bir adet mendile ihtiyacım vardı benim….
Öğretmen öğretendi elbet, öğrenecek ne çok şeyim olduğunu kavradım zamanla, her sabah sırada gözlerinde paylaşılacak sıkıntıların olduğunu keşfetmem gereken talebelerim olduğunu. Arkadaşının kıyafetini neden kendisinin de alamadığının sebebini izah etmem gerektiğini, anne ve babasının televizyon dizilerine, bilgisayar oyunlarına ve sokağa emanet ettiği körpecik düşünceler amade durunca, karşımda.
Öğretmen oldum ÇÜNKÜ: Öğretenin sanal alem, ahlakın diziler olduğu bugünde araya girip, hakikati terennüm etmenin adı olmak istiyordum… Her metrekareye kaç kişi düştüğünü bilmektense, her yıl bir öğrencinin gönlüne bir öğretmen düşerse yılda 700 bin, 10 yılda 7 milyon denklemini çözmektir öğretmen olmak. Maaş gününden ek dersi çıktığımızda, bir yetimin ayağına ayakkabı, öksüze şubatta mont olmak, mayısta bir sinema bileti ile mısır yemekti öğretmen olmak. Kimi zaman hep beraber gülmek kimi zaman oturup ağlayabilmektir muallim olmak…
Başardığında öğrencilerin her engeli aşmayı, başarısını tebrik ederken, başarısızlığı kendi üzerine almaktır öğretmen olmak. Okul kapısında bırakıp kendi derdini gam-ı kederi ardında koyup; eşini dostunu ihmal edip, dört elif miktarı sabır göstermektir koridorda.
Öğretmen oldum ÇÜNKÜ: İlk emri Oku’dan aldım şiarı, nebevi emanet bildim kitabı. Çanakkale den emanet aldım evlad-ı fatihanı, her talebeyi kuyudaki Yusuf bilip, Yakup gibi pervane olmaktı muradım. Tost yiyerek test çözen bir nesile a,b,c,d, şıkkının yanında tefekkür ve tevazu şıkkının da olduğunu göstermek istedim. Sağını solunu sayarken, büyüğünü küçüğünü saymasını gerektiğini de hatırlatmak istedim.
Öğretmen oldum çünkü: Zenginle fakiri, mağrurla mağduru, el üstünde tutulan ile başkasına el açanı, elif olan ile vav gibi duranı, gözlerinin içi gülen ile kalbi kanayanı aynı masada hercümerç görüp, Şeyh Edebali’nin nasihatini, Mevlana’nın öğüdünü, Yunus Emre’nin sevgisinin bize emanet olduğunu gördüm..
Anladım ki öğretmen olmak 657 de tabi olmak değil, gönüllere talip olmakmış. Çanakkale de Ezineli Yahya çavuş, Antep diyarında Şahin Bey, Plevne’de Osman Paşa gibi durmakmış. Bir bazlama kokusunda kardeşliği, her talebede gül kokusunu çekmekmiş. Yolunu kaybedene yol, yolda kalmışa durak olmakmış. Anladım ki öğretmen olmak ümmetin emanetine sahip çıkmakmış.
Öğretmen oldum ÇÜNKÜ: Fani alemden baki aleme vasıl olunca, hatırda kalmak, hatırladıkça keşke yerine iyi ki cümlesinde yer almak, ardımdan dudaklarda bir Fatiha ile yaşamaktır, acizane muradım…( 2013.fatih KADERCAN )
YORUMLAR
Öğretmenliğinizi de yazınızı da tebrik ediyorum...
Yazınızın güne gelmesi zaten takdir edildiğinin göstergesi...
Bir güne sığdırılmaması gereken Öğretmenlerimizin her günü kutlanmalı aslında...
İçimde bir burukluk yok da diyemiyorum 24 Kasım günü için...
12 Eylül 1980 yılında Kenan Evren ve arkadaşları tarafından demokrasimize yapılan darbe sonucu 1981 yılında 24 Kasım gününün 'Öğretmenler günü' olarak kutlanması dayatmasını bir türlü içime sindiremedim...
Tüm Öğretmenlerimizin görev yaptıkları tüm günlerini can-ı gönülden kutlar, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum...
Öğretmen eğitmenliğin dışında topluma ve insanlara örnek olmanın en kutsal şahsiyetidir . Biz toplum olarak öğretmeni önemseriz bu bizim kültürümüzde var son yıllarda
dini inançların topluma dayatılması ile öğretmen ve eğitim önemimiz azalmış . Yani kısaca öğretmen insan olma sanatını örnekleriyle yaşayan yaşatan ve öğretendir , günü kutlu olsun