- 250 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Masal gibi
Bılo ellilerinde anadan doğma sabi subyan . Çocukluğunda geçirdiği bir kaza
nedeniyle askerlikten muaf aynı nedenle raporu uyarınca mağduriyet maaşıyla
babadan kalma baba evinde yaşamını sürdürmekte.
Bu gariban ve fukaralık haliyle ’ Bülent bey’ olmamış ama köyün ’Bılo can’ı’ olmuş.
Bazen uğrarım bugün yine uğradım Bılo cana.
-Vay sen hoş geldin. Kapımı açan üç-beş kişiden birisin ... çek yatın üstünü düzeltip
hele şöyle buyur ...
Bir taraftan hal hatır bir taraftan çay hazırlığında ...
-Zahmet etme bılo can
- Zahmet olur mu...
Derken amcası oğlu Bayram da geldi olduk üç .
Saygılı misafir sever hoş sohbettir bılo can Hele çobanlık anılarına dalınca.
Bir masal dinler gibi merakla dinlemekten kendinizi alamazsınız. Ne de olsa oda o işin
40 yıllık emekçisi. Öylesi anıları var ki inanasınız gelmez. Hele o yaşamı az çok biliyorsanız
Uzatmayayım çaylar geldi.’Laf lafı açar’ derler.
-Malı dağları özlemişsindir bılo can
- Özledim tabii! Köyde mal davar kalmadı
-Hele bir ikisini anlat da gülelim
- Hangi birini anlatayım
-Mesela ilk bahar anılarından başlasan
-Kışın köy halkı adına ileri gelenler muhtarın orada toplanır o yaz malı kime vereceklerine
karar verirler.
- Onu biliyoruz görev sana verildi başladın günü geldi değneğini eline aldın haydı komşular dedin ...
- Komşular mallarını salar toplama alanına getirirler işte macera oradan başlar dedi devamla hayvanlar
4-5 ay biri birlerini görmemişler koklaşıyor yabancı görüp kapışıyorlar. Bakımlı güçlü olan zayıfı boynuzluyor. öyle vuruyor ki devirdiği sakatladığı oluyor. Araya girip ayırıyorum. Ama hangi birini ayıracaksın.. Nitekim bir keresinde iki tosun kapışmış... Güçlü diğerini devirmişti. Yer çamur ne küçük bir dere..Hayvan çamura saplanmış biraz da kokmuş olmalı kalkmıyor.Gücüm yetmiyor. Yanımdaki ipi bonuzlarına doladım. ucunu da eşeğin palanına bağladım.
Eşeği dehledim. Tosunu da kuyruğundan tutup çekiştirdim tosun ayağa kalktı ama titriyor gözünü hasmından ayırmıyor. Belli ki korkmuş. Aradan 5-6 gün geçmişti ki bu sefer bu diğerine çalıma getirmiş böğründen bir tosladı ki... yetiştim araya girdim. Böylece öcünü almış oldu. Buna benzer çok vuruşmalar toslaşmalar oluyordu. Bunu önlemenin bir çaresi varmış hepsini bir arada tuzlamak Mağaracık tuzla taşında tuzladım. Sahide kavgaları kesildi.
Büveleklenme (sineklenme) 15 Mayıs 15-20 Haziran arası bu mal kısmı bir sineklenir ki sormayın Büvelek denen bir tür sinek üreme mevsimi imiş. Yumurtalarını hayvanların derisine aşılar . Hayvana nasıl bir acı veriyormuş ise hayşuursuzlaşır.Her biri bir yerlere kaçışır. Bir keresinde koyun sürü çobanına büvelekten kaçınan mal gelecek olursa davarın (sürü) içine komayasın sakın demiştim. Güldü inanmadı .Birkaç güm sonra bir tosun sürünün içine dalar ne önüne gelirse tepeler iki koyunu ezer. Bunun çaresi de dumanmış duman.Büveldek günleri kuru odun geven ne varsa toplar malı da toplar yakardım. Malların bulunduğu yer duman sisi içinde kalır büvelek yani sinek girmez.Bunu anlamış öyle alışmışlardı ki Bir gün koyun çobanı ’bu malı nasıl toplayacaksın akşam oldu’ dedi
’ kendileri toplanıp gelecekler’ dedim. Yine inanmadı güldü. kalktım iki geven yaktım dumanlar savrulunca her biri bulundukları yerden salına salına yanımıza geldiler,
Bir de çağrı sesimden anlar gelirlerdi. Toplamak için peşlerinde dolaşmazdım 4-5 yüz mal bir dağıldılar mı
Onun sırrı mı birine avucumda tuz yalatır kendime alıştırır bir de isim vermiştim
adıyla çağırdım o da bir ses verdi belli ki diğerlerine haydı diyor olmalı o önde sürü peşinde toplanıp gelirdi.Çoban arkadaş şaşmıştı
Daha kurt anısı neler neler...
Tüm bunları Bılo canın kendisinden dinlemeli o anları anları yaşarcasına anlatımıyla
03.09. 2023
Avşarcık
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.