- 447 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
ÇOCUK EĞİTİMİ VE AHLAKİ YOZLAŞMA
Çocuk Eğitimi ve Ahlaki Yozlaşma
Toplumun ahlaki değerlerinin git gide aşındığını artık sağır sultan bile duydu. Ama bunun sebepleri üzerinde düşünen yok. Vaizlerimiz bas bas bağırıyor ama sosyologlarımız boş boş oturuyor. Bu sorun ayyuka çıkmadan toplumumuzun her kesimini tehdit eder hale gelmeden buna bir çare bulunması gerek.
Bir yandan sigara, içki alışkanlığı diğer yandan esrar, eroin ve diğer uyuşturucu kullanma alışkanlıklarının toplumun her tabakasına yayılma eğilim giderek artıyor, geleceğimizi tehdit eder hale geliyor, hatta gençliğimizin bir bölümünü tamamen etkisi altına alıyor, tehlikenin boyutları artıyor, geri dönülemez noktaya geliyor. Bunun yanında kumar alışkanlıkları devlet eliyle teşvik ediliyor, Milli Piyango, Spor Toto, Spor Loto ve İddia gibi oyunların yaygınlaşması, Altılı Ganyan gibi oyunların bir yaşama biçimi haline gelmesi toplumun ne noktaya geldiğinin açık göstergesidir.
Ayrıca toplumda yaşanan boşanma olaylarının artması, evlenme sayısının azalması, nikâhsız birlikteliklerinin çoğalması, zinanın yaygınlaşması gelinen noktanın vahametini göstermektedir.
İşte tüm bu veriler bize tehlike çanlarının bizim için çaldığını göstermektedir. Ancak hala bu sorunların üzerinde yeterince durulmadığı, nedenleri üzerinde ciddi araştırmalar yapılmadığı görülmektedir.
Bu ve bunun gibi bir çok ciddi meselelerde gösterilen umarsızlığımız sürdürülmekte ve bu konuda cahilce bir ısrar edilmektedir. Geleceği ve gençliğiyle bu kadar ilgisiz başka bir millet tasavvur edilebilir mi?
Evet, biz şimdi karanlığa küfretmek yerine bir ışık yakalım ve sorunun nedenlerine inerek çareler arayalım. Öncelikle bu sorunların nedenini sorgulayalım.
İlk eğitimi ailede alan gençlik sonra çevrede sonra okulda yetişiyor. O halde sorunun nedenlerini buralarda aramalıyız.
Öncelikle aileyi sorgulayacağız burada. Dini değerleri zayıf bir ailenin çocuğu da aynı zihniyette, hatta daha ileri bir durumda olacağı aşikârdır. Evde bütün gün para pul konuşulur, zevk ve eğlenceden dem vurulur, "bu gün nereye gideceğiz, yemeği hangi restoranda yiyeceğiz, hangi sinemada film seyredeceğiz. Biralarımızı soğuk mu, sıcak mı alacağız, hangi içkili lokantada balık yiyeceğiz. Hangi bara gideceğiz, hangi kulüpte vakit geçireceğiz, hangi kafede oturacağız" derken çocuk hayatın bu gibi tamamen zevk ve eğlenceye dayalı olduğunu anlayan çocuk onu bir az daha ileri götürecektir. Ne demişler ‘Rüzgâr eken, fırtına biçer.’
Dahası da var. Çocuk büyütülerek onu seven büyükler ona öyle kötü telkinlerde de büyütür ki şaka da olsa söylenen bu sözler çocuğun zihin dünyasında gerçek olarak algılanır ve çocuk böyle bir hayata kurgulanır.
‘EŞKİYA OĞLUM, ASLAN OĞLUM. BENİM OĞLUM HER KESİ DÖVECEK. BENİM OĞLUM ALİ KIRAN BAŞ KESEN OLACAK ‘gibi sözler çocuğun gelecekte nasıl bir insan olacağını belirliyor. Benim oğlum bütün kızları peşine takacak, benim oğlum içkiyi küple içecek gibi laflar da cabası.
Dahası şimdi aklıma gelmeyen binlerce söz hep negatif telkinler çocuğun düşünce dünyasının şekillendirilmesinde büyük rol oynayacaktır. Ailede yapılan sohbetler, dedikodular, olumsuz örnek olacak olaylar yine çocukların geleceğini belirleyecek en önemli etken olacaktır.
Ayrıca çocuğa alınan oyuncaklar, çocukların arkadaşlarıyla oynadığı oyunlar yahut tüm günü TV başında geçen çocuklar orada aldıkları telkinle hayatlarını kurgulayacaklardır. Gerek izlenen film ve dizilerde, gerekse reklamlarda ortaya konulan hayat tarzları çocuk dünyasını kurmakta en önemli etkenlerden biri ve belki de başlıcası olacaktır.
Şimdilik bu kadar. Devamı başka bir yazıda ele alınacaktır.
Ahmet Kemal