- 291 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI/ Kısım 2 Bölüm 5
Cahit, Asayişten içeri adeta koşar adımlarla doğru Büşra Amirin odasına girdi.
‘’ Amirim, elimde size verecek bomba gibi bir haberim var.’’
‘’ Otur önce bir soluklan Cahit.’’
‘’ Oturma zamanı değil Amirim’’ dedikten sonra elindeki fotoğrafı Büşra Amirin masasına bıraktı.
‘’ Amirim, uluslararası aranan terörist Vera Suzan. Bizim siviller Bir otelden içeri girerken resmini çekmişler.’’
Resme dikkatle bakan Büşra, hemen Kirli’ye seslendi,
‘’ Kirli, arkadaşları bir araya topla konuşacağım.’’
Biraz sonra, Asayişin bütün elemanları karşısındaydı.
‘’ Arkadaşlar, Narkotikten Cahit Başkomiser bomba gibi bir haberle yanıma geldi. Ünlü terörist Vera Suzan, Aksaray’da Güzel Gece oteline girerken görülmüş. Hemen operisyona çıkıyoruz.’’
Bu arada elden ele geçen fotoğrafa herkes dikkatle bakıyordu. Fotoğraf şimdi Serra Komiserin elindeydi. Resme dikkatle baktı. İkna olmamıştı. Bu işte bir terslik vardı. Elindeki gazetede basılı olan fotoğrafa baktı. Aklı bir türlü yatmıyordu. Şu an çıkaramadığı bir terslik vardı. Büşra Amir,
‘’ Resme bakman bittiyse, yanındaki arkadaşına ver.’’
‘’ Bir dakika Amirim, emin olamadığım bir şey var.’’
‘’ O bir şey ne?’’
‘’ Amirim, Cahit Başkomiserin getirdiği fotoğraftaki kadın yüksek ökçeli ayakkabı giymiş ve saçları kabarık. Gazetedeki fotoğrafta ise ökçesiz ayakkabı giymiş, saçları düz. Fotoğrafları yan yana getirecek olursak, otelden içeri giren kadın Vera değil.’’
İki resmide inceleyen Büşra Amir,
‘’ Aferin Serra, iyi yakaladın.’’ İlhan Başkomiser,
‘’ Amirim, bu Vera’nın kız kardeşi Moly.’’
‘’ Eğer Molly buradaysa, Vera’da buralardadır. Bu kızı izlemeye alacağız. İki kardeş buluşacak. İlhan Başkomiser ilk nöbet senin. Gece Güzeli oteline git ama polis etiketi ile değil.’’
‘’ Ne demek istediğinizi anladım Amirim.’’
‘’ Nöbeti gece üçte Ruşen’e devredeceksin. Kirli, sende Ruşen’den devralacaksın. Kızın her hareketini izleyeceksiniz. Müdahale etmek yok. Diğer arkadaşlarda hazırda bekleyecek. Şimdi dağılabilirsiniz.’’
****
Aynanın karşısına geçen Vera, bu iş böyle olmaz önce bazı şeylerin değişmesi lazım’’ diye düşündü. Sadece başına sarı saçlarını kapatan siyah bir peruk taktı tekrar aynanın karşısına geçti. Üzerindeki pantolonu çıkarıp daha soluk ve dizlerin de yırtık olan bir pantolonla değiştirdikten sonra otelden ayrılıp bitpazarının yolunu tuttu. Sadece geriye ihtiyacı olan simitçi tablası kalmıştı.
Vedat Komiser, Asayişin bahçesine girmeden, yanı başından geçen simitçiyi gördü. Simitlerin taze olup olmadığını anlayacak kadar tecrübeliydi. Yine de sordu,
‘’ Bacım, simitler taze mi?’’
‘’ Fırından daha yeni çıktı bayım. Dumanı tütüyor.’’
Vedat Komiser, kafasında bir hesap yaparak,
‘’ Oradan yirmi simit ver.’’
‘’ O anda telefonu çalınca, aceleyle telefona bakıp,
‘’ Bacım, kapıdaki Komiser seni Asayiş şubeye çıkarsın. Şunu da al ücretin.’’
Vera, Asayişten içeri girerken, Büşra Amir,
‘’ Hafsanur, yanıma gelir misin’’ diye seslendi. Vera, birden başını kaldırarak, kalabalığın içinden çıkan kıza baktı ve Hafsanur Komiseri aynı hızla başka yöne döndü. İçinden ‘’demek hedefim bu’’ diye düşünmekten kendini alamadı.
‘’ Çokta güzel kızcağızmış. Yazık olacak doğrusu.’’ Yanına gelen sivil polislerden birine simitleri teslim ederek, Asayişten çıktı.
Hansa, Büşra Amirin yanına giderek,
‘’ Biraz önce tuhaf bir şey oldu. Siz Hafsanur’u yanınıza çağırdığınız anda, simitleri getiren kadın, elinde olmadan dikkatle Hafsanur’a baktı.’’
‘’ Sende sudan nem kapıyorsun Hansa, yok artık? İçimize kadar mı girdiler?’’
‘’ Benden söylemesi Amirim.’’
Asayişten çıkan Vera, simit tablasını gözlerden uzak bir yere bıraktıktan sonra, Asayişin karşısındaki kafeden içeri girerek, Hafsanur’un Asayişten çıkmasını beklemeye başladı. Uzun ve sıkıcı bir bekleyiş oldu. Kaç bardak çay içtiğini hatırlamıyordu ama uzun bir süre çaydan uzak kalacağını biliyordu. Nihayet beklediği av Asayişin bahçesinde göründü. Yanında kendisi gibi bir kadın Komiser vardı. Bahçedeki arabalardan birine binerek Asayişten çıktılar. Vera’da vakit kaybetmeden peşlerine takıldı.
Yolculuk Hafsanur’un oturduğu sokağa kadar sürdü. Öğreneceğini öğrenen Vera, kaldığı otele dönerek odasına çıktı. Son bir işi kalmıştı. Telefonunu çıkartarak bir numarayı aradı. Uzun bir konuşmadan sonra keyifle telefonu kapatarak masanın üzerine bıraktı. Âdeti olmadığı halde bir sigara yaktı ve derin bir nefes çekti. Yarın bu saatlerde Hafsanur kucağında olacaktı. Kurduğu plan çok basitti Kızı evinin önünden kaldırıp, gizli inine götürecek ve orada hesabını görecekti. Ondan sonra sıra Cemile’ye gelecekti.
Ertesi günü Hafsanur’un eve geleceğine yakın oturduğu apartmanın yanına arabasını park ederek, zillerden birini rast gele çalarak, kapıyı açtırıp içeri süzüldü ve beklemeye başladı. Yaptığı ilş çok riskliydi ama denemeye değerdi.
Hafsanur, kendine hazırlanan tuzaktan habersiz apartmanın kapısını açıp girdiği anda her şey bir anda olupbitti. Vera, eterli pamuğu Hafsanur’un burnuna bastırarak bayılttı. Saniyeler içinde arabanın içine atarak, vakit kaybetmeden hareket etti.
****
Vera’nın arkasından itmesiyle, önce yere kapaklanan Hafsanur, hızını alamayarak karşı duvara kadar yuvarlandı. Biraz sersemlese de toparlanmaya çalışarak sırtını duvara vererek yaslandı. Karşısında ayakta dikilen kadına birkaç saniye baktıktan sonra,
‘’ seni tanıdım. Gazetelerde boy boy resmin çıktı. Sen Orta Doğuyu karıştıran terörist kadınsın.’’
‘’ Öyleyim şekerim. Bir kerede kim olduğumu bildin. Ama konu ben değil sensin.’’
‘’ Benimle alıp veremediğin ne?’’
‘’ Bak kızım, ben iş kadınıyım. Seni öldürmek için yüklü miktarda bir para aldım.’’
‘’ Hayret demek başıma ödül koydular?’’
‘’ Aynı zamanda meraklı biriyimdir de. Hatice adı senin için bir şey ifade ediyor mu?’’
‘’ Galiba şimdi anladım. Şu vatan haini orospu. Bana diş bilemesi normaldir. Kurmuş olduğu tezgâhı tek başıma dağıttım. Şimdi seni iyice tanıdım. Asayişe gelen simitçisin. Değişik şartlarda tanışmış olsa idik, senin yanında staj bile yapabilirdim.’’
‘’ Bak sen gururumu okşamayı da biliyorsun. Ağzın iyi laf yapıyor. Bana Hatice’yi anlat.’’
‘’ Konuşmaya ne gerek var öldür beni gitsin. Sende kurtul Hatice’de’de kurtulsun.’’
‘’ Bak canım, benim çalışma alanım Ortadoğu, Türkiye değil. MİT beni iyi tanır. Yıllarca bu ülkenin ekmeğini yedim. Seni öldürecek olsa idim, ilk başta öldürürdüm. Şimdi bana söz verirsen, seni o iplerden kurtarırım.’’
‘’ Sonra?’’
‘’ Asayişe gider Büşra Amir ile konuşuruz.’’
Bu sırada kapı gürültü ile kırılarak açıldı. İlhan Başkomiserle kirli, yuvarlanırcasına odadan içeri girdiler. Kirli,
‘’ Silahını yere bırak Vera. En ufak bir hareketinde seni delik deşik ederim. İlhan, Hafsanur’un ellerini çöz.’’ Vera,
‘’ Bende onu söylüyordum Asayişe gidelim diye.’’
İlhan Başkomiser, hafsanur’a bakarak,
‘’ Bu karıya güven olmaz. Doğrumu söylüyor?’’
‘’ Evet, Başkomiserim, siz içeri girmeden ipleri çözüyordu.’’
‘’ Kirli bu karıya güven olmaz gözün üzerinde olsun.’’
‘’ merak etme, gözüm üzerinde.’’
‘’ Davranın o zaman Asayişe dönüyoruz.’’
****
Büşra Amir, Asayişten içeri girenlere dikkatle baktı. Zira son zamanlarda hep diken üstündeymiş gibi hissediyordu kendini. Hafsanur’un kurtarılmış olduğunu görünce, rahat bir nefes aldı. Ama yanındaki kadına dikkatle bakınca, al işte bir bela daha geliyor kendi ayakları ile diye düşünürken, ayağa kalktı ve beklemeye başladı. İçeri önce İlhan Başkomiser girdi. Sonra sırasıyla hepsi.
İlhan Başkomiser geldiğinden beri ofise girerken,
‘’ elinde bombayla geliyorsun. Şu sarışın kadın Vera Suzan değil mi?’’ Derken,
Vera, daha önce davranıp,
‘’ Ta kendisi Amirim, ben Vera Suzan. Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.’’
‘’ Seninle konuştuğumu sanmıyorum. Senden cevap bekliyorum İlhan Başkomiser.’’
‘’ Çatışma falan çıkmadı Amirim. Zaten Hafsanur’la beraber Asayişe geliyorlarmış. Biz sadece kendilerine refakat ettik. ‘’ Hafsanur,
‘’ Amirim Vera’nın söyleyecekleri var. Bir dinleseniz, bir şey kaybetmezsiniz.’’
‘’ Amirim, beni dinlerseniz, hiçbir şey kaybetmezsiniz. Hatta çok şey kazanırsınız.’’
Büşra Amir biraz düşündükten sonra, Kirli’ye baktı. Kirli olur anlamında başını sallayınca,
‘’ Geç karşıma otur ve anlatmaya başla ama bir yanlışını yakalarsam bir daha gün yüzü göremezsin.’’
‘’ Anlaştık Amirim, kırmızı bültenle arandığımı benden iyi bilirsiniz. Orta Doğuda birçok terör eylemlerine karıştım. Ama şuna çok dikkat ettim. Çocukların ve sivil halkın bulunduğu hiçbir yerde eylem yapmadım.’’
‘’ Buna inanayım mı?’’
‘’ İnanın Amirim. Ankara’da çok kalın bir dosyam var. İstetin ve inceleyin. Doğru söylediğimi göreceksiniz.’’
‘’ Gelelim Hafsanur’a, benim komiserimi niye kaçırdın? Niçin öldürmedin? Eline fırsat geçmişti.’’
‘’ Amirim, başından beri Hafsanur, namlunun ucundaki hedefti. Ben Hafsanur’u korumak için kaçırdım. Hatice daha önce bir kere denedi, başaramadı. Demir yumruk Cemal dürüst bir adamdı. Bana gelince, Ben Hatice ile kanlı bıçaklıyım. Sebebi de onu biraz kazıkladım.’’
‘’ Sen Hatice’yi mi kazıkladın?’’
‘’ Evet, Amirim. Beni bir şartla affedeceğini söyledi. Hafsanur’un leşini önüne atarsam. Hemen kabul ettim. Üç milyonu da peşin aldım.’’
‘’ Çok ilginç.’’
‘’ Evet, Amirim. Çok ilginç ama daha önemli konular var. Sınır içi, sınır ötesi. Anlatacaklarımı kaydedecek teybiniz var mı? Bildiklerimi anlatmak istiyorum, bilhassa sınır ötesi.’’
‘’ Bana Hatice’yi verebilir misin?’’
‘’ Denerim, Hatice’nin saklanacağı dört beş yer var. Hepsinin adreslerini size yazar veririm. Yine de yakalayacağınıza dair bir umut besleyemem.
‘’ Sen adresleri ver gerisine karışma. Henüz kendin için bir şey istemedin?’’
‘’Evet, bana gelince? Öncelikle kız kardeşim Moly’i rahat bırakın. Bana gelince, Bu işlerden bıktım usandım ve emekliye ayrılmak istiyorum. Moly’i alıp Okyanusya’nın minik adalarından birine yerleşmek istiyorum. Yeni bir kişilik, yeni bir kimlik ve yeni bir hayat.’’
Büşra Amir, tekrar Kirli’ye bakınca,
‘’ Ben Vera’ya inanıyorum Amirim.’’
Bu sırada Vera karıştı konuşmaya,
‘’ Son bir eylem yapacağım. Eyleme başlamadan önce sizi haberdar edip, yirmi dört saat vereceğim. Bu yirmi dört saat içinde siyasetçiler devreye girip Irak’lı yetkilileri uyaracak ve eylem başarısız olacak. Ve Hükümetiniz İtibar kazanacak.’’
İlhan Başkomiser,
‘’ Buradan eylemi yöneteceksiniz Öylemi?’’
‘’ Yönetemez miyim? Siz benim yalnız çalıştığımı sanıyorsanız çok safsınız Başkomiserim. Eylemi buradan yöneteceğim. Son anda yapacağım eylemden haberiniz olacak ve Türk polisiyle girdiğim çatışmada öldürüleceğim. Ama bu arada çatışma esnasında Hafsanur’u, öldüreceğim. Hiç olmazsa Hatice Hafsanur’un peşini bırakır.’’ İlhan Başkomirer,
‘’ Üzerinde çalışılırsa iyi bir plan.’’ Büşra Amir,
‘’İyi güzelde sana nasıl güveneceğiz. Bir kalemde Hatice’yi sattın. Bizi satmayacağın ne malum?’’
‘’ Beni ve Hafsanur komiseri kimsenin bilmediği bir yerde saklayın. Ben işimi her yerden idare ederim.’’
Kirli ve İlhan Başkomiser, aynı anda,
‘’ çiftlik’’ diye bağırdılar. Büşra Amir,
‘’ Üçünü bizim çiftliğe götürürüz Benim kâhyaya teslim ederiz. Yanlarına, Eda, Serra, Cansın, birde Yasemin Şevval diye biri vardı onu da yanlarına katalım.’’ Kirli,
‘’ Üçü derken Amirim?’’
‘’ Moly, Vera ve hafsanur.’’
‘’ Anladım Amirim.’’
‘’ Hemen bu gece gidiyorsunuz Kirli.’’
‘’ Serra’nın yerine Aynınur, Eda’nın yerine de Milver gitsin Amirim. Serra ile Eda komiser, bize lazım olacak.’’
‘’ Tamam, dediğin gibi olsun.’’
Kirli, yolda Moly’de alarak çiftliğe doğru hareket etti. Büşra Amir, Cahit Başkomiserle görüştükten sonra, Serra ile Eda’yı yanına çağırıp,
‘’ Gelin kızlar, ikinize ayrı bir görev vereceğim. Hatice’nin evine giderek, evi tekrar arayacaksınız.’’ Eda,
‘’ Amirim, evi Serra ile defalarca aradık bir şey bulamadık.’’
‘’ Eda, ben sizden daha fazlasını bekliyorum. Bu sefer kesinlikle eli boş gelmeyeceksiniz. Eğer evden eğer eli boş dönerseniz buraya gelmek için hiç zahmet etmeyin. Oto Gardan Doğuda her hangi bir şehre gidiş bileti alın. Anlaşıldı mı?’’ Serra,
‘’ Galiba anladık Amirim. Şimdiden vedalaşalım.’’
‘’ kaybolun ortadan şebekler, bir de bana tavır koyuyorlar.’’
Bu sırada Cahit Başkomiser, Asayişten içeri girdi.
‘’ Amirim emrinizdeyim.’’
‘’Rica ederim Cahit, adamlarına ihtiyacım var. Kaç elemanın var?’’
‘’ Amirim, siz kaç eleman istiyorsunuz?’’
‘’ Şimdilik on kişi yeterli.’’
Bu sırada açılan kapıdan içeri tanıdık bir sima girdi. İçeri giren kadını gören, Büşra Amir, önce gözlerini ovuşturdu. Hızla ayağa kalkarak, ‘’ Belgin, sen misin? Hayal görmüyorum ya?’’
‘’ Benim Amirim, hayal görmüyorsunuz.’’
‘’ gel kız bir sarılayım sana. İlhan Başkomiser, al sana bomba gibi bir Komiser daha.’’ Belgin’i gören Leyla, koşarak geldi. Kızlar birbirlerine sarıldı. Belgin,
‘’ Amirim, Doğuya giderken, siz Başkomiserdiniz. Kutlarım sizi.’’
‘’ Tamam, kızlar artık herkes işinin başına dönsün. Sen yanımda kal Belgin.’’
****
Büşra Amir, sabah daha yerine oturmadan, kirliye seslendi,
‘’ Arkadaşları bir araya topla Kirli. Cahit Başkomiserde arkadaşlarıyla beraber gelecek. Yapacağımız ortak operasyonun detaylarını konuşacağız.’’ Kirli,
‘’ Ruşen Komiseri göremiyorum Amirim?’’
‘’ Ruşen’i çiftliğe gönderdim. Kızları orada kendi başlarına bırakmak içime sinmedi.’’
‘’ Eda ile Serra henüz gelmediler Amirim.’’
‘’ Onlar bu toplantıya katılmayacak Kirli. Onlara başka bir görev verdim. Heval,
‘’ Amirim biz gözden düştük galiba. Burada paslanıyoruz haberiniz yok.’’
‘’ Sen sus bakayım Heval.’’
‘’ Bende sustum.’’
****
Öğleden sonra yapılan toplantıya Cahit Başkomiser tam kadro ekibiyle katıldı. Büşra Amir,
‘’ Yarın sabah harekete geçiyoruz. Güvenilir bir muhbirimden aldığım ihbara göre vereceğim adreslere baskın yapacağız. Ekipler beşer kişilik gruplar halinde olacak. Ekiplere, Cahit Başkomiser, Heval, Hansa, İlhan başkomiser ve Kirli liderlik yapacak. Ekiplerinizi şimdiden yarın yapacağınız baskınlara hazırlayın. Beni her konuda bilgilendireceksiniz. Belgin sen benimle kalıyorsun. Leyla baskına sende katılıyorsun. Dağılabilirsiniz.’’
Büşra Amir yalnız kalınca, telefonunun rehberinden bir numarayı tuşladı.
‘’ Arzu Hanımla mı görüşüyorum?’’
‘’ Evet, efendim ben Arzu.’’
‘’ Ben Asayiş Şubeden Büşra Amir, müsait misimiz?’’
‘’ Çok özür dilerim Amirim, sesinizi alamadım. Emrinize amadeyim.’’
‘’ Rica ederim Arzu, öğle yemeğinde bana eşlik eder misin?’’
‘’ Ne demek Amirim, seve seve eşlik ederim.’’
Saatine bakan Arzu, konuşmasına kaldığı yerden devam etti. ‘’ Amirim hemen yola çıkıyorum. Nerede buluşalım?’’
‘’ Seni Asayişin bahçesinde bekleyeceğim.’’
‘’ Anlaşıldı Amirim.’’
Telefonu kapattıktan sonra, masasını üstünkörü toplayan Arzu, Patronunun kapısından içeri sarkarak,
‘’ Patron ben kaçıyorum.’’
‘’ Kızım daha yeni geldin?’’
‘’ Patron düşündüğüm gibi ise, büyük bir balık yakalayacağım.
Arabasıyla, Asayiş Şubenin bahçesine giren Arzu, Büşra Amirin kapıda dikildiğini gördü. Hemen yanına giderek,
‘’ Amirim, nasılsınız?’’
‘’ Seni gördüm daha iyi oldum Arzu. Yolun karşısındaki kafeye girelim daha rahat konuşuruz.’’
Çaylarını içerken, Büşra Amir, vakit kaybetmeden konuya girdi.
‘’ Senden asparagas bir haber yapmanı istiyorum.’’
Arzu bir an şaşkınlıkla Büşra Amire baktıktan sonra,
‘’ Nasıl yani Amirim? Burada gazetemin ilkesine ters düşen bir durum var.’’
‘’ Merak etme Arzu, büyük bir operasyona başlıyoruz. Bu operasyonun kilit noktasında sizin gazete olacak bazı kişilere operasyonu haber vermiş olacak.’’
‘’ Nasıl yani?’’
‘’ bu gün gazeteye gittikten sonra bir haber hazırlayacaksın. Bu haberde, Orta Doğunun en acımasız teröristi Vera Suzan’ın yapılan operasyonla ölü olarak ele geçirildiğini. Komiser, Yasemin Hafsanur Kara’nın Vera’nın tabancasından çıkan kurşunlarla ağır yaralandığını belirteceksin. Ben sana Vera’nın ve Komiserin hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğraflarını vereceğim. Operasyonun Sarıyer sırtlarında gerçekleştiğini yaz.
Arzu, birden çok büyük bir balık yakaladığı kafasına dank etti. Sevincini belli etmeden,
‘’ Ya sonra Amirim?’’
‘’ Sonrası sadece sana, Vera ile röportaj yapma şansı vereceğim.’’
‘’ Vera elinizde mi Amirim?’’
‘’ Söylediğimi dinlemedin galiba. Bir şartla, bu röportajı ben izin verdiğim zaman yayınlayacaksın.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
‘’ Daha bitmedi, sen bu haberi yaptıktan sonra, diğer gazetelere de servis edebilirsin. Bu kadar yeter mi?’’
‘’ Amirim ne derseniz onu yapacağım. Ne bir eksik ne de bir fazla.’’
‘’ Sana olan güvenimi boşa çıkarma yeter.’’
****
Hatice Teyze, pencereden sokağa bakarken birden, ‘’ Aha bizim kızlar yine Hatice karısının evinin etrafında dolaşıyorlar ‘’ diye düşünürken, onların dikkatini çekmek için elini sallamaya başladı. Serra,
‘’ Tamam buraya geldik ama elimizde arama kâğıdı olmadan eve dalacak mıyız? Aa başını kaldır Eda. Hatice Teyze bize el sallıyor. Yukarı çıkıp bi hatırını soralım.’’
‘’ Önce Hatice Teyzenin gönlünü hoş edelim Bende izin konusunda Büşra Amirle görüşeyim. Hadi yürü.’’
Büşra Amir, tam tam koltuğuna otururken telefon çalınca, hemen baktı arayan Serra idi.
‘’ Amirim, iyi güzel de, elimizde arama izni yok. Eve elimizi kolumuzu sallaya sallaya mı gireceğiz?’’
‘’ Siz işinize bakın, ben şimdi savcı ile konuşup arama iznini çıkarttırıyorum.’’
HATİCE TEYZE
‘’ Ee kızlar, yine bizim sokakta dolaşmaya başladınız?
‘’ Adaşının evinde arama yapacağız. Savcılıktan izin belgesi bekliyoruz’’ diye cevap verdi Serra.
‘’ Siz bekleye durun ben size başka bir şeyden bahsedeceğim. Birkaç defa Hatice karısının evine girip çıktım. Dikkatimi çeken başka bir şey oldu. Dışardan bakınca evi görüyorsunuz. Ama içeri girince, ev göründüğünden daha küçük. Baştan bir anlam veremedim. Sonra düşününce aklıma başka bir düşünce geldi. Eda,
‘’ Anlat ta bizde bilelim Hatice Teyze.?’’
‘’ Öyle yağma yok. Önce mutfağa git çayı demle. Su ocakta kaynıyor.’’
Mecburen Hatice Teyzenin keyfini yaptıktan sonra, ağzından çıkacak sözleri beklemeye başladık.
‘’ Bence evi içerden değil, dışardan incelemeye başlayın derim. Zira eminim ki, evin altında bir oda veya odacıklar var ve girişi bahçenin yan tarafındandır. Gerisi size kalmış bir şey.’’
Merdivenlerden inerken Eda,
‘’ Hatice Teyze doğru söylüyor. İşe dışardan başlayalım.’’
Bahçeden içeri girip, evin yan tarafına geçtik ve incelemeye başladık.
‘’ Eda bu tarafa gel, akıllı kadınmış, doğru söylemiş. Burada bir kapı ver aşağıya inen ama kilitli.’’
‘’ Yerden büyücek bir taş al kır kilidi.’’
Kilide taşla iki üç defa vurunca, kapı ardına kadar açıldı. Aşağı doğru inen dar bir merdiven çıktı karşımıza. Tedbiri elden bırakmadan, ağır ağır inmeye başladık. Elektrik düğmesini bulmak zor olmadı. Serra düğmeye basınca, etraf gündüz gibi oldu. Gördüklerimizin karşısında birbirimize bakıştık. Her taraf çeşitli elektronik cihazlarla donatılmıştı. Birkaç bilgisayar, duvarda üç ekran, iki sabit telefon. Demek ki Hatice Teyze işleri buradan yürütüyordu. Serra, Büşra Amiri aradı.
ÇİFTLİK
Çiftlikte ilk gün etrafı tanımakla geçti. Ertesi gün sabah kahvaltıdan sonra kuyunun yanında toplandılar. Hafsanur,
‘’ Kızlar, burada boş boş mu oturacağız? Sıkıntıdan patlarız’’ Vera,
‘’ Bana dokunmayın ben güneşleneceğim.’’
Yanlarına gelen Ruşen,
‘’ Sizi boş mu tutacağımı sandınız. Yapacak bir sürü iş var. Önce etrafı toplayın ben size iş bulurum.’’ Hafsanur,
‘’ Ruşen Komiserim sen nereden çıktın? Sabah kahvaltıda yoktun.’’
‘’ Şimdi varım, herkes bir işin ucundan tutsun.’’ Moly,
‘’ Biraz yürüyüş yapacağım benimle gelen var mı?’’ Ruşen,
‘’ Bu gün buradan ayrılmak yok. Ortalıkta tek başına dolaşmak yok. Kâhya ile görüşeyim size oyalanacak bir şeyler buluruz.’’ Cansın,
‘’ Arkadaşlar bakın top buldum. Tek kale maç yapalım.’’
İlk üç gün sessiz ve sakin geçti Kızlar, boş zamanlarında domates biber topladılar, etrafı toparladılar. Milver,
‘’ Ruşen Komiserim, buralarda gazete satılmaz mı?’’
‘’ Kâhya ile görüşeyim mutlaka bir yerde satılıyordur.
ÜÇ GÜN ÖNCE
Beş koldan yapılan baskınlarda Hatice’nin ofislerini terk edilmiş halde buldular. Ekipler arka arkaya elleri boş olarak asayişe döndüler. Büşra Amir, hırsından sinir küpüne dönmüş, önüne gelene çatıp duruyordu. Başını ellerinin arasına almış düşünüp dururken, Kirli
‘’ Amirim, kendinizi bırakmayın. Henüz işin başındayız. Hatice orospusunu eninde sonunda yakalayacağız.’’ Heval,
‘’Kirli, doğru söylüyor Amirim. Bu işten de yüzümüzün akıyla çıkacağız.’’ Bu sırada Büşra Amirin telefonu çalmaya başladı. Kendi kendine söylenerek telefona baktı. Arayan Serra Komiserdi. Belki onlar bir şey bulmuştur diye umutla telefonu açtı. Bu sırada Leyla, masaya bir gazete getirip bıraktı. Aynı anda telefonda Serra konuşmaya başladı.
‘’ Amirim buraya gelseniz iyi olur. Bizim gördüklerimizi sizde kendi gözünüzle görmeniz lazım.’’
‘’ Hemen geliyoruz, oradan bir yere ayrılmayın.’’
‘’ Emredersiniz Amirim.’’
‘’ Kirli, ilhan Başkomiser yola çıkıyoruz. Heval, Hansa burası sizde. İstanbul’un hareketli trafiğinde, kırkbeş dakika sonra sokağa girdiler Serra Başkomiser kapıda bekliyordu. Bahçeden içeri girdiler. Büşra Amir, eve girmeye kalkınca, Serra,
‘’ Eve girmeyeceğiz Amirim’’ dedikten sonra peşinden gelmeleri için işaret etti. Evin yan tarafından dolaştıktan sonra, kilidi kırık olan belli belirsiz kapıyı açan Eda, lambanın düğmesine dokundu. Bodrum aydınlanınca kenara çekilerek Büşra Amire yol verdi. Serra Komiser,
‘’Dikkatli inin Amirim, merdivenlerden yuvarlanabilirsiniz. Çok dik zira.’’
Büşra Amir, merdivenlerden indikçe şaşkınlığı daha da artıyordu. Zira aşağısı bodrum değil, Adeta bir uzay üssünün kumanda merkezi idi. Bilgisayarlar, çeşitli cihazlarla donatılmıştı. ‘’ Allah aşkına, bu kadın buradan dünyayı mı idare ediyor?’’ Bodruma ayak bastığında şaşkınlığı daha çok artmıştı. Eda, bilgisayarlardan birini açtı. Ekrana Kirli’nin bastığı ofisin görüntüsü geldi. Durup düşünmeye başladı.
‘’ Biz nerede hata yapıyoruz? Serra, bütün bilgisayarları açın. Aa sizi tanıştırmayı unuttum. Yanımdaki arkadaşım bundan sonra bizimle çalışacak. Belgin Başkomiser. Yıllar önce kendisiyle sokaklarda çok koşmuştuk.’’ Eda,
‘’ Aramıza hoş geldin arkadaşım.’’
‘’ Hoş gördük Eda.’’ Serra,
‘’ Bir ekip burayı incelesin, ayrıca buralarda takılmaya başlasak iyi olur Amirim.’’
‘’ Bir dakika durun kızlar kafamı karıştırmayın. Kafama bir şey takıldı. Biz beş yere baskın yaptık, burada altı bilgisayar var.’’ Serra,
‘’ Altıncı bilgisayar, evin içini kontrol ediyor.’’
‘’ Asayişe dönelim, burayı gözaltında tutacak iyi bir plan yapalım. Binin arabaya Asayişe dönüyoruz.’’ Eda,
‘’ Siz önden gidin biz arkadan geliriz Amirim.’’
‘’ Doğru ya siz kendi arabanızla gelmiştiniz.’’
ASAYİŞ ŞUBE
Asayişe gelen Büşra Amir, Asayişten içeri girerken neredeyse, Demir yumruk Cemalle çarpışıyordu. Cemal’i görünce,
‘’ Teslim olmaya mı geldin Cemal?’’
‘’ Yapmayın Amirim, biz Asayişin bir elemanı sayılırız.’’
Birden aklına bir fikir geldi ve Cemal’e,
‘’ Siz bi gelsenize odama. Sizinle biraz sohbet edelim.’’
‘’ Valla bir vukuatımız yok Amirim. Geçiyorduk bi uğrayalım dedik sadece.’’
‘’ Hele bir gelin siz, vukuatınız var mı yok mu anlarız.’’ Süslü,
‘’ Aldın mı başına belayı. Ben sana uğramayalım demiştim.’’
‘’ Çok konuşma Süslü, seni içeri atar, kocanı serbest bırakırım.’’
Koltuğuna oturan Büşra Amir, vakit kaybetmeden,’’
‘’ Şu anda bir işiniz var mı Cemal?’’
‘’ Yok amirim tatildeyiz.’’
‘’ Güzel, şimdi bir işiniz oldu. Benim çiftliğe gideceksiniz, ben gelin demeden yerinizden kıpırdamayacaksınız. Çiftlikte bulunanları herhangi bir saldırıda koruyacaksınız. Bu zayıf bir ihtimal ama ben işimi sağlam kazığa bağlayayım. Çiftli
ğe gider gitmez Ruşen’i Asayişe gönderin.’’
‘’ Baş üstüne Amirim ama önce eve uğrayıp üst baş bir şeyler alalım.’’
‘’ Fazla oyalanmayın.
Süslü ile Cemal kalkmaya davranınca,
‘’ Oturun şaşkınlar, adresi almadan nereye gidiyorsunuz? Bir dakika bekleyin adresi bir kağıda yazıp vereyim.’’
‘’ Adresi vermenizi bekliyoruz Amirim.’’
Süslü ile Cemal, Asayişten ayrılırken, Büşra Amirde arkasına yaslanıp, memnun memnun gülümsedi.
Büşra Amirin odasına giren Heval,
‘’ Amirim, siz buradasınız ama aklınız nerelerde geziyor?’’
‘’ Çiftlikte dolaşıyor Heval’im çiftlikte.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.