- 276 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Şiir ve Şaire Yol
Şiir ve Şaire Yol
İyi, sahih şiire, kalıcı şiire gidişin, buluşun yöntemleri ve yolları adım adım takip edilmelidir. Şiiri tanımlama ve anlama perspektifinde bir portre çizilmelidir. Şiirin duygusal, düşünsel ve kuramsal yönleri etraflıca ele alınmalı ama şiir düşsel alandan, okumaların etkisinden ve kurgudan ibaret olmadığının da bilinmesi gerekmektedir. Şiirin kuluçkası, sancısı, etikası ve estetikası da olmalıdır elbette. Genel anlamda sanatın, özel anlamda şiirin temel direğinin hayal ve ustalıktan geçtiğini de biliriz. Bu geniş çerçeveyi bölümlere ayırıp şiirde, edebiyatta yer edinmiş temel kuramlar ve kavramlar üzerinden açılımı yapılmalıdır. İmge, metafor ve bellek kavramları üzerinden derinlemesine bir yolculuğa gidiş olmalıdır. Tabi ki de bu kavramlar içselleştirilmelidir. İmgeye ve çağrışıma dönüşen haller resmedilmelidir. Şiirin daha çok çağrışım yüklü bir sanat olduğu, nitelikli bir okur ve nitelikli bir şair için malumdur. Şiir ayrıntılarla, farklı boyutlarıyla, alegori ve timsaller cihetleriyle de ele alınıp irdelenmelidir. Şiirde simge, imge ve anlam konularına da etraflıca kafa yormak gerekecektir.
Kırmadan, dökmeden yapılan yapıcı eleştiriler daha çok şiire bakışın ve olması gerektiğinin serimlenmesi üzerine olmalıdır. Yapılan eleştirilerde, eserlerin daralarının düşüleceğine, şairin iyi, güzel ve olgun eserlere yönelmesi teşvik edilip bu şekilde yol alınmasına vesile olunmalıdır. Yazar için, eleştirinin ve eleştirmenin durduğu yer ve işlevi çok önemlidir. Eleştirmeni bu bağlamda niyet okuyucu olarak nitelendirebiliriz. Eleştirinin, bir başka ifadeyle bizim kültürümüzde karşılığı olan tenkidin; en temelde doğru okumayı ve tespit için bir araç olduğuna dikkat çekmek gerekiyor. En önemli tenkit ilkesinin, metnin anlaşılmasına, eserin anlaşılmadan tenkit edilemeyeceğine, öncelikli olarak şiiri anlamak gerektiğine ve kullanılan imgeyi anlamanın önemine bir yol gerekiyor... Şiirde imge konusunda tafsilatlı bakış açılarını ve düşüncelerini irdelemek elzem olacaktır. İmgenin kuruluşunun çoklu bir seyir izlediğini de görmek gerekiyor. Bütün bu alt tamamlayıcılar, şiirin etki gücünü yükseltici, şiirin estetik yönünü besleyici, mecazlı ve hatta aktarımlı dili kuvvetlendirici bir pekiştireç görevi üstlenecektir.
Şiire bakış açılarını, yetkin şairler üzerinden örnekleyecek olursak; Mesela Mallarme, şiir hakkında şöyle söylemiş. “Şiirin görevi nesneyi anlatmak değil, esinlemektir” Bir de kendi değerlerimiz üzerinden şiire bakışı örnekleyecek olursak; “Şuur devrinde şiir susar, şiir devrinde şuur seyirci kalır” Ziya Gökalp sözünde olduğu gibi yer ve zamana bir vurgu yapılır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, şiiri; “iç kale sanatı” olarak tanımlamasıyla da bu konu başka bir açıdan ele alınır. Şiirin öncelikle tahkiyeden kurtulması gerekiyor. Daha çok bizim şiirimizin, edebiyatımızın ve sanatımızın maruz kaldığı Frankofoni (batı taklitçiliği), dekadan (yozlaşma) üzerinde durulup yaşanılan ikilemler bir bir irdelenmelidir. Ayrıca şiire, sanata bakışta doğu-batı kıyaslamaları da olagelmektedir. –Kadim bilgelik- ve –hinterland- kavramları üzerinden de bu konu etraflıca ele alınabilir.
Şair; vicdan ve tavır sahibi olmalıdır. Mesela şair, “aferin delisi” olmamalıdır. Eskilerin, “zarf değil, mazrufa bakmak gerek” sözünün bir örneğini yaşamıyor değiliz. Daha öz anlamda, şairin sepetinin dolu olması önemlidir. Ama her şeye rağmen yine de şairden çok şiire bakış önceliklidir. Şiire, şaire yönelik bütün mülahazaların okur ciheti de vardır elbette. Okurun, metni içselleştirmesi ve metnin kalbine nüfus edebilmesi arzulanmalıdır en azından. Şiiri yazarken özen, şiirin şairini çağırması, alelusullükten kaçınmak, sahih şiire ulaşmak gibi onlarca olguyu havsalada tutmak gerekiyor. Bu olgular gelip geçen, değişen bakışlardan daha çok behemehâl sağlam temeller bağlamında ele alınmalıdır. Şiirde bilinmedik yolları denemek, yeni damarlar bulmak, münşerih şiirler yakalayabilmek gibi birçok boyutunu da beraberinde tasavvur etmek gerekecek. Şairlerinin etki alanlarını, var olması gereken daha etkili bir dünyaya taşıma gayretlerini görmek gerekiyor. Bu durum şiirin hem niteliğini artıracak hem de şairin iyelik ilişkisini kuvvetlendirecektir.
Kurgusu, biçemi ve matematiği olan şiirler hep dikkatimi celp etmiştir. Yürekleri yıkayan, duygulara ritim veren, yürek sesini hareketlendiren içli şiirler… Diliyle, söylenişiyle, haliyle temayüz etmiş, pozitif içerikli güzel şiirler. Kullanılan dil ve içerik bağlamında ahlakî umdelerin göz ardı edilmediği edepli şiirler... Herkesin kendi vicdanı oranında hislendiği dünyamızda müstecab dua hükmünde olabilecek derin anlamları ihtiva eden şiirler… Hayatın aynasına okuyarak bakan şairin, hakikate yazarak bulmaya çalıştığı kalıcı şiirler... Hakikate muttali bir güzergâhta yazılan yürekli şiirler...
Derdi olan, toplumsal içerikli şiirler yazan şairler gözlerini budaktan kekitmezler. Suya sabuna her dem dokunan şairlerin yazdığı devrimci şiirler… İnsan olma şuuruyla temerküz eden şiirler... Mazinin, tarihin değerleriyle beslenip geleceğe ışık tutan bir hüviyette ki şiirler... İlahi aşka ulaşma güzergâhında olan şiirler... Yalın bir anlatım da daha çok ta süsten ve laf kalabalığından uzak şiirler... Sesin, ahengin ve ritmin olduğu şiirler... Farklı bakış açılarıyla örülü ve farklı ironik bakışları da içerisinde barındırmış olanlar… Gerek tetkik gerekse de tenkid içeren şiirleri de bunlara dâhil edebiliriz.
Kalbimizi ferahlatan, yer yer hüzünlendiren… Hayata, aşka, felsefeye yönelmiş olan şiirler... Hayatın içinden süzülmüş duyguların şiire ulaşması, başka bir ifade ile yaşamdan süzülmüş geniş bir tecrübe ve tanıklıkla ele alınmış olan hayatın içinden şiirler… Şiirimizin neşvünema bulduğu daha güzel günlere hasretle…
İlkay Coşkun
13.12.2022
Kültür Çağlayanı Dergisi
Eylül Ekim 2023, sayı 82
YORUMLAR
Toplumsal duyarlılığı olan şairleri ve şiirleri seviyorum, sevmeliyiz. Bir çok edebiyat sitesinde binlerce sayısız şair var. Var da var olmasına elle tutulan kaç tane bunların içinde. İki elin parmaklarını biraz geçer. Üstatlarımızdan Bedri Rahmi Eyüboğlu ''Şairim, Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası, Ayak seslerinden tanırım. Ne zaman bir köy türküsü duysam, Şairliğimden utanırım.'' demiştir... Aşk, meşk hep yazılıyor, sayısız miktarda, ben şuna bakarım, kimsenin değinmediği toplumsal konularda yazıyor mu şair? Asırlardır çok önemli olaylar oldu, yaşandı, acılar çekildi savaşlarda, bunları araştırıp da yazan var mı? Biraz zahmetli zor bir iştir hem araştır, sonrada defalarca oku ve şiirini yazmaya çalış, sabır lazım. Çanakkale Savaşı ile alakalı şiir yazacaksan öyle şıp diye olmaz, okuman araştırman lazım Havranlı Seyit Onbaşı kimdir? Sadece o topu mermiye süren bir topçu askeri mi Yahya Çavuş kimdir? Liman Von Sanders o Alman ne arıyor orada? Mustafa Kemal Anafartalar da Mehmetçikler ile omuz omuza neler yapmıştır... Nusrat Mayın gemisi tarihin akışını nasıl değiştirmiştir bir anda... Genç şair arkadaşlar bir araştırsınlar o kadar çok yazılacak konu var ki... Tarih şiiri besleyen yegane alanlardan birisidir, kıymetini bilmek lazım... Bu ülke de ve de dünyada ne acılar çekildi, hala da çekiliyor, dik durmak lazım, mücadele etmek lazım, bizim silahımız da beynimiz ve oradan çıkan düşünceler. Dizelere döktüğümüz zaman duygu ve düşüncelerimizi bütün diktatörlerin uykuları kaçmalı... Hatta oda yetmez bütün diktatörler altına ...çmalı... Kutluyorum yürekten İlkay Bey güzel bir yazıydı...