Yine Kahve Ne Güzel Koktu
Oğlum, bir Türk kahvesi yap da içelim.
Kokusuyla ta çocukluğuma gidelim
Yanıyor tandır, patatesler pişmiş, çömlekte bulgu pilavı
Annemin yaptığı köpüklü ayranı bir nefeste kafaya dikelim…
Hani kerpiç evler, taş duvarlarla çevrili tarlalar, uçsuz bucaksız yaylalar
Tezek toplayalım, eşeğe yükleyelim … Gidelim ayın etrafında varken aylalar!
Ha çeşme şuracıkta… Kana kana yeniden doğmuş hissi veren sudan içelim.
Kokuyor kahve hala…
Kokluyorum gözümde yaşlar geçmişe dala dala…
Kimler ölmedi ki… O eski günlerdeki gülücükleri kulaklarımda.
Ninem, dedem, halalarım, dayılarım… Capcanlı işte karşımdalar!
Nisanda erirken karlar hani hep birlikte yürürdük ya tarlaya
Hala paltolarımız üstümüzde havlayan köpeklerin sesi kulaklarımda
Güneş… Ah güneş… Çölden gelir gibi olurdu ister sıcaklığında, ister soğukluğunda… Yanardı yanaklarım.
Gören derdi ki, sen Arap mısın, Zenci misin? Bozkırın tozu ve güneşin yakıcılığı yok mu, ah yok mu?
Dilimde kahve dokunuşu, burnumda kokusu
Hele Erciyes’i daha net gördüğüm nefes nefese kaldığım çıkarken o ünlü yokuşu…
Koşardım… Hedefim nereyeydi… Kaybedeceğim geleceği mi, içinde olan sevdiklerimle
erguvan mavisi bir ağacın hep yaşadığı anılar gibi onun altında içerken kahveye mi…Kimlerin içtiği, içeceği… Her bitişte hele yediğin lokum şekeri, bisküviler arasında.
İşte beş dakika, bir ömrüm anatomisi, kadavra edilişi… Beni güçlü bir depremle sarsışı… O bile saniyelerle kaldığında yaşattığı dehşeti insanların gönlüne ekerken… Düşündürür müydü ki, tarlada ekin ne olacak, hangi mal beni güvenle yaşatacak, kaç günlük iş verecek, var mı güzel gelecek… Onun dehşeti, kısa süren kokusuyla yine sonsuza kayboldu gitti… Kahvenin dibine geçmiş çöktü… Gitti!
Artık ikinci kahve içen kadar hayat kaldığı yerden devam edecek. Kim ölmüş, kim sağ kalmış aklıma bile gelmeyecek… Tıpkı bu gerçek, Erciyes’in karının erimemesi gibi kesik kesik hatırlanacak, duygusal bir ağıtla… Hatırlanışla! Elimizde mi var olan güzellikler ölmesin demek, değişmeyen ne var ki… Dünyaya veda etmeyen hangi canlı var ki… Geçmiş ve gelecek gözlerimde ve o hatıralar benimle mezara gidecek. Kahve kokusu ancak insanların anılarıyla kalan bir geçmişe kısa süreli saracak… Yiten geri gelmeyecek.
Beni ancak beni görenler anacak
Yaşattıkça, hasretimle onlar yanacak…
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.