- 992 Okunma
- 19 Yorum
- 8 Beğeni
SEVGİLİ HACER MÜDÜRÜM...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ilımlı bir renkti aşk: şafağı atan gecenin dahi itibar ettiği.
Gönlün de hutbesi ve kubbesi alaşağı ettiği
Yalnızlığın da iade-i itibarı
Öznesi yok gülüşlerimin, seferi tanığıyım sözcüklerin.
Esen rüzgâra b/akıyorum da sonra cesaretimi toplayıp bentleri aşıyorum.
Günse gecenin inhisarında saklı: uyutulmuş rüyalar gözümü her açtığımda kırıntılarından nasiplendiğim bazense efkârım kadar büyüyorum ya da düşüyorum insanların gözlerinden.
Açık veren bütçe gibi açığa da çıktı mı duygularım asla da kar-zarar hesabı yapamadığım bir mizansende gönlüm şakıyor bazen gözlerimden yaşlar akıyor.
Unutulduğum ne ki kaybettiklerimin yanında ve işte yıllardır yana yakıla aradığım canım müdürüm.
Müdür annem benim: bir elinde kalem bir elinde sigara ders çıkışında direkt odasına koştuğu ama bir içimlik olmayan acılarını da içine attığı…
Yolumun onunla kesiştiği o güzel yaz mevsiminde bana sunulan iş teklifi ile ilk kez özel bir dershanede öğretmen olarak çalışmaya başlayacağım ki daha dün gibi.
Mesleğimi yok saydığım eğitimci olmak için epeyce ihtisas yaptığım ve kaderin sillesini bir kere daha yediğim ki ne hayallerle MEB na baş vurmuştum ve tayinimin yapılmasına günler kala evraklarımın bakanlıktan geri döndüğü.
Özel sektörde öğretmen olmaya sıcak bakmadığım o uzun süre meteliğe kurşun attığım ne de olsa hazıra dağ mı dayanır?
Sözcüklerim un ufak edilmişken ve ben otuzuma bile gelmeden kendimi bir köşede terk edilmiş hissedip mesleki kaygılarım da tavan yapmışken gazetede gördüğüm o iş ilanına başvurduğum.
Güleç yüzümün henüz solmadığı ve içimde kaynayan bir volkan gibi aklıma da öğretmenlik yapmayı koymuşken.
Sıcak bir ortamda kendimi bulduğum: sevgili Hacer Müdürüm ve dershanenin sahibi sevgili Mahmut Bey ve onun ortağı yine çok genç bir yönetici.
Çok müşküle düştüğüm bir zamandı. Yüksek lisans yapmak için bir köşeye ayırdığım birikimim erimiş üstelik akademik kadroya da alınmamıştım elbet anlamını hali hazırda bilmediğim torpil denen mefhumdan hem uzak hem bihaber iken bir kere daha anlamıştım hayallerimin asla gerçek olmayacağını ama öğretmenlik sevdam ve çocuk sevgim tam hız devam ediyordu.
Haftada üç gün gidecektim dershaneye ve çok da komik bir ücret ile muhataptım. Dişimin kovuğunda kalacak olsa da ders ücretim düşümün kovuğunda kalan öğretmenlik yapma sevdama yenik düştüm ve o hafta İngilizce Öğretmeni olarak dershanenin çalışmaya başladım.
Ve işte bir cenneti ayaklarıma sunmuştu bana yüce Rabbim.
Özel bir dershane olsa da öğrencilerim ve aileleri oldukça dar bütçeli insanlardı ve özel bir dil kursu onların kabul etme ihtimali yüksek olan düşük bütçeli teklifler sunmaktaydı doğal olarak cennetimi de bana tahsis etmişti yönetim.
Sınıf sayım zaman içinde artmış ve dershanenin göz bebeği olmuştum.
Sevgiden yana sıkıntım yoktu keza öğretmek zaten aşktı benim için ve güzel bir iletişim kurdum hem yönetimle hem öğretmen arkadaşlarımla elbet sevgili öğrencilerim ile de.
Spora bayağı kafayı taktığım bir dönemdi.
Sabahın dokuzunda dersim başlarken ben yedi gibi evden çıkıp acımasızca yürüyüp akabinde dershaneye koşturuyordum ve henüz başlamıştım ki görevime ve de tüm günüm dolu iken kendimi inanılmaz halsiz ve hasta hissedip eve zor attım derken müdürümü aradım ve hasta olduğumu derse gelemeyeceğimi söyledim büyük ihtimalle de işime son verilecekti ama canım müdürüm beni yanılttı.
‘’İnan ki başkası olsaydı senin yerinde işine son verirdim ve bil ki tekrarı olursa sana yeni bir şans tanımayacağım.’’
Mutlu ve hasta ve de yorgun bir öğretmen olarak tüm günü yatağımda dinlenerek geçirdim ve müdürümü de kendimi de yanıltmayacağıma söz verdim o gün.
Uzun addedilecek bir süre görev yaptım bu eğitim kurumunda derken piyasa daralmaya ve öğrenci sayısı azalmaya başladı ama artık yetinmeyi öğrenmiştim.
Önce çalıştığım bankada aldığım dil farkı bile burada bir ayda kazandığımın kaç katıydı ama benim nefes aldığım hatta uçtuğum bir cenneti bu dershane.
Çocuklarımı çok seviyordum üstelik sadece öğretmenleri değil adeta onların ablası ailelerinden biri gibiydim.
Hacer Hanım uzun yıllar MEB’inde görev yapmış emekli olunca da burada çalışmaya başlamıştı ve kızının çalıştığı açık öğretim kursunda da çalışmak isteyip istemediğimi sordu.
Evet, İşletme çıkışlıydım ve bilgi sahibiydim dersler konusunda gelin görün ki sevmeden bilmeden edindiğim mesleğime ısınamadığım için yoluma sadece İngilizce öğretmeni olarak devam etmek istiyordum ve öyle de oldu.
Eşinden boşanmış ve kadın başına hayat mücadelesi veren müdürüm benim örnek aldığım çok değerli bir öğretmendi. Sevgiyle eşleştirdiği mesleği bir o kadar yeni yetme bir öğrenci gibi de hevesli olduğu bilgi asla yabancılık çekmediğim tek yer onun yanı oldu desem abartmış olmam.
İşler yolunda giderken dershaneden ayrılacağı geldi kulağıma ve yerine başka müdür atanacaktı hatta benim bile bu göreve gelme ihtimalim varken ben asla ihanet etmedim müdürüme ve yine öğretmen olarak devam edecekken yoluma onun yerine gelen müdür nasıl da aratacaktı gideni.
Disiplin elbet olmazsa olmazıdır iş dünyasının ama insan kuralları azıcık da olsa yumuşatmalı ve sevgiyle ifa etmeli vazifesini sözün kısası yeni gelen müdürle anlaşamadığım için ben de bastım istifayı.
Aradan yıllar geçti akabinde birçok yerde yine ücretli hatta gönüllü öğretmen olarak çalıştım.
Devlet okullarında üstüne cepten harcadığım zamanlar oldu öğretmenlik sevdam sebebiyle aslında sebep değil aşk demeli bunun adına.
Yasalar değişti ve ben çok yıprandım kapılarda.
Tam alışıyordum ki okuluma atanan öğretmen gelip de çalışma şansımı yitiriyordum.
İstemesem de açık öğretim kurslarında çalıştım bir süre.
Yetişkinlere İngilizce dersi verdim ve sürtüştüğüm yöneticiler oldu sonunda pes ettim. Bir süre tercüme yaptım evden ve…
Otuzlu yaşlarımın çok başında hayattan ve her şeyden emekli oldum inzivaya çekildim ta ki yazmaya başlayana değin.
Her şey bir yana herkes bir yana çok izini sürdüm Hacer Müdürümün.
Bilinmeyen numaralardan tutun da ismine cismine de rastlayamazken çok uzun bir süre.
Kondurmak istemiyorum ama Hacer Müdürümün ebediyete intikal etme ihtimalini de göz ardı edemiyorum.
İnsan çalıştığı yerde yetkilisi arkadaşları ile de uyum içindeyse anlamıştım ki yeryüzünde de saklı cennetler var sonra birileri gelip cehenneme çevirdi mi de…
Son işim de böyle olmuştu ne yazık ki.
Bana verilen ders programına göre hareket ederken bir şekilde haberim olmadan yapılan bir zamanlama hatası ile zor duruma düşüp işimden oldum yine.
İnsan olmak bir sanat hele ki bir de öğretmen olmak ayrı bir değer ve huzur sunuyor size bir o kadar meşakkatli.
Göçebeler gibi bu okul senin o dershane benim, çalışmak asla kolay olmadı ama ben öğretmenlik yapmanın anlamını şifresini çözmüştüm ve öğrencilerimden bana o kadar güzel şeyler yansıdı ki ve eğitim yönetimine de yöneldi mi insan idareci olmak da ayrı emek ve donanım istiyor.
Keşke an itibari ile Hacer Müdürümü tanıyan birileri olsa da yeniden sesini duysam müdürümün.
Ama benim sesimi duyan birileri şükürler olsun ki oldu ve ben bir ömür hangi hayalimin peşinden koştumsa gerçek kıldım. Evet, para kazanmayı en başta reddettim sonra da uygun ortamlar bulamadım ama manen doygun ve zengindir yüreğim çünkü yüreğimin götürdüğü her yere bir bir gittim ben ve yüreğimi sevgiyle umutla besledim ve doyurdum.
Her şeyin bittiğini düşündüğüm en sıkıntılı dönemimde ise yolum kalemimle ve sizlerle kesişti ve işte yazarak pek çok yarım kalmış hikâyemi bir bir tamamlıyorum ve yazacağım daha da çok şey var Allah’ın izniyle.
İçim buruk mu peki?
Asla değil çünkü yapmam gerekenleri gönül rahatlığı ile gerçekleştirdim ve bilgiyle sevginin gücüne iyice vakıfım da ve anladım ki; sevmeden hiçbir iş yapılmıyor hatta yaşanmıyor da bu bağlamda şükrediyorum ve sizlere çok teşekkür ediyorum, sevgili gönül dostlarım.
Belki kimine göre bir hiçim ki ben zaten hiçlik makamında yaşayan bir derviş gibi salınmışken bir ömür biliyorum da neye denk düştüğümü belki de net olarak izah edemiyorum ama Allah’ın bir bildiği var ki madem an itibari ile burada aranızdayım elbet şükürler olsun güzel Rabbim.
Ve iyi ki de sizler varsınız.
Ve sevgili Hacer Müdürüm, her neredeysen sana selam olsun ve ayağınıza taş değmesin sevgili öğretmenim ve ben ısrarla sevmeye baş koymuşken bilin ki; durduk yere yazmıyorum, sevgili dostlarım.
YORUMLAR
Yüce Allah, elbette bir kapı açıp , böylesine güzel bir kalp taşıyan kulunun karşısına birilerini çıkartacaktı. Hacer müdür de bunlardan birisi. Nezdinde acizane kendi adıma da kocaman bir teşekkür Hacer müdüre. Çok katılamasam da, burada olman ve projektör gibi parlayan sevgi ışığın, çok çok güzel değerli dost. Eminim, sen de bir çok kişiye Hacer müdürün gibi ışık olmuşsundur. Sevgiyle kal değerli dost...
Gülüm Çamlısoy
:))
Ne güzel bir ışık ne içten bir yorum bu bağlamda bir kere daha mutlu oldum bu gün.
İnşallah olmuşumudur sanırım oldum da. Öğrencilerim bir servet değerindeydi dünde kalmadığını da vurgulamak istiyorum.
Bir zincir eklenen yeniden bir tane daha mutluluk çemberine.
Yürekten yüreğe kurulan bu sağlam köprüler nasıl da bir servet değerinde yerini asla hiç bir şey tutmaz.
Güzel yüreğine selamm olsun can dostumun.
Sevgimle yürek dolusu selam ve iyi dileklerimle
Güne düşen bu güzel yazıyı ve şaire'yi yürekten kutlarım... Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık... Saygı ve selamlarımla...
Geç kaldım yazmakta lakin bu aralar müsait olamıyorum fazla...En güzele Emanet olun...
Gülüm Çamlısoy
Ne zaman dilerseniz.
Çok teşekkür ederim duyarlı yüreğinize kıymetli hocam.
Kapım her daim sizlere sonsuza kadar açık.
Sağ olun var olun
Sonsuz içten selam saygımla
Sevgili Gülüm Hanım
Değerli dostum
Sıcacık, sevgi dumanı üzerinde tüten, modern çalıkuşu kıymetli bir öğretmene ait güzel anıları içeren çok güzel bir yazı okudum. Ne yazık ki iyilerin saf olarak görüldüğü günümüzde dünya kötüler dünyası. Zaten eğitimli bir toplum isteyen de yok. Sebebi çok açık.
Mutlu olmanıza sevindim.
Kocaman sevgilerimi sunuyorum ve kutluyorum.
Saygılarımla.
Gülüm Çamlısoy
Hayat ayrıntılarla yüklü ve genelleme yaptı mı insan anlıyor hiç bir şeye yetmediğini.
Ve...
İşte güzellikler ve sevgi ve de umut oldu mu işin içinde bir detay nasıl kucaklıyor siz.
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuza.
Ne yazık ki; olan iyilere oluyor ama insan değerlerinden taviz vermeyip mücadelesine devam ediyor ansızın sonlansa bile hep niyet ediyor insan.
Kanat açtığım çok şey.
Kanadığımdan da fazlası kandığım ama...
Sevgiyle umutla ve emekle insan bir şeyleri muhafaza edebiliyor.
Her şeyden hatta yaşamaktan dahi ümidimi yitirip kabuğuma çekilmişken ansızın yazmaya başladığım o gece ve o gün bu gündür bazen öğretmen kimliğim bazen öğrenci kimliğim aslında haiz olduğum hiçlikle yoğrulmuş bir var olma amacı benimki ve severek dağlar tepeler aştığım.
Tüm hiçliğimin farkındayım ama yazarken ve de sizlerin arasında iken hayat cennete dönüşüyor ve işte geride kalıyor sıkıntılar ve tüm kötülükler en azından bir süreliğine.
Varlığınız hep güzel varlıklarınız çok güzel.
Mutluluk bir o kadar sevmekle ve yazmakla ve paylaşmakla eşleşen.
İyi ki de.
Sevgimle selamımla gönül bahçenize.
Yüreğiniz dert görmesin asla
Sevgili Gülüm Hanım
Değerli dostum
Sıcacık, sevgi dumanı üzerinde tüten, modern çalıkuşu kıymetli bir öğretmene ait güzel anıları içeren çok güzel bir yazı okudum. Ne yazık ki iyilerin saf olarak görüldüğü günümüzde dünya kötüler dünyası. Zaten eğitimli bir toplum isteyen de yok. Sebebi çok açık.
Mutlu olmanıza sevindim.
Kocaman sevgilerimi sunuyorum ve kutluyorum.
Saygılarımla.
Gülüm Çamlısoy
Sevgimlesin her daim
Her zaman ki gibi çok nefis bir çalışma almış kaleme , su gibi akıcı bir yatakta finale doğru sel oldu aktı çok beğendim bu güzel çalışmalarınızın devamını bekliyoruz kutluyorum saygılar sunuyorum
Gülüm Çamlısoy
İnşallah gelecek devamı
Var olun hocam siz sizler
En içten selam saygımla
Günün yazısını kaleme alan değerli yazarımızı yürekten tebrik ediyorum.
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz yürekleriniz dert görmesin asla.
Selam saygılarımla
Muhteşem
dimağım uyuştu hazdan
uyuşuk dimağla ne konuşulur ne yazılır
ne denir ne denebilir ki
binlerce dere pınar ırmak bileşimiyle oluşmuş olan
bir nehirin ( nehrin ) akışına kapılmış anılar deryasına
dalmışım anlatımınız öyle akışkan öyle güçlü ki
okura nefes aldırmıyor dense yeridir Tıpkı yerinin
kırmızı kordeleli köşe olduğu gibi saygı duyulur
sabah sabah selama durulur
Gülüm Çamlısoy
Selam ola selam ola hocam
Çok teşekkür ediyorum
Ömrünüz çok olsun
İyi ki varsınız sizler
Sonsuz içten selam saygımla
Günün yazısını ve yazarını canı gönülden tebrik ederim
Konusu ve anlatımı çok güzeldi.
Sevgiler saygılar tüm öğretmenlerimize
Gülüm Çamlısoy
Selam olsun
Sonsuz sevgimle
Tüm öğretmenlerimiz aziz olsunlar iki cihanda
Güne düşen eserinizi beğeniyle okudum tebrik eder hayırlı çalışmalar dilerim değerli kardeşim selamlar saygılar
Gülüm Çamlısoy
Eksik olmayın
Selam ve saygılarımla değerli hocam
Kendini yine çok güzel ifade etmişsin. Güne de seçilen yazını tüm içtenliğimle tebrik ediyorum arkadaşım. Sevgimle Gülüm.
Gülüm Çamlısoy
Eksik olma arkadaşım benim.
Seni seviyorum
Çiğdem Karaismailoğlu
Okurken yine kendimi bulduğum satırlara rastladım .
Hayatın bitmek bilmeyen yokuslarinda sevgi her zaman yol olduğunu ve güzel gönüllere dokunmanın eserlere bedel olduğunu sizin hayatınızda da gördüm .
Yola ciktiginizda niyet güzel olunca Rabbim akıbeti hayr ediyor .
Ben hala bu yaşımda neler yapabilirim sevdasıyla manevi rehber olan ve hayatı her zaman kolaylaştıracak insanlara ,Hacer müdürlere sayfanızdan selam olsun diyorum ..
Zahmette rahmet vardır Rabbimin size verdiği bu güzel rahmet zorda olsa güzel insanlarla yolunuzu kesiştirmis ..
Rabbim gönlünüzden sevgiyi ,yüzünüzden tebessümü eksik etmesin .
Sağlıklı huzur dolu günler sizlerin olsun Yine uzattım kusura bakmayıniz Rahmetli babannem hep şöyle derdi "kalbinin ekmeğini yiyesin"...
Rabbim sizinde o güzel kalbinizin rıza lokmalarıni ,hakikat penceresinden bakarak sevgi yolunda olmanızı her daim nasip eylesin yedirsin....
Tebrik ederim
Bu arada özür dilerim yazılarınızı cokk geç okuyorum bazen
Güne damgasını vuran yazı....
Gülüm Çamlısoy
Başım gözüm üstüne canım arkadaşım.
Kapım ardına kadar açık.
Çok mutlu oldum içten yorumunuzla.
Mekanı cennet olsun babaannenizin benimkimin de.
Babaannem çok özel bir insandı ve benim ilk arkadaşım o kadar seviyordum ki onu: hep derim: babaanneme aşığım diye.
Allah razı olsun yüce gönüllü sevgili arkadaşım.
Rabbim çok büyük ve işte yürekten yüreğe köprüler kurduk burada
Güne son derece yakışan anlam dolu harika duygularla yazılmış paylaşımınızı tekrar okumaktan ve kutlamaktan mutluluk duydum.
Daha nicelerine inşallah.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler diliyorum.
Gülüm Çamlısoy
Ben de o kadar mutlu oldum ki ve yeniden o müthiş sevgi dolu atmosferi yaşıyorum.
Bir kapı kapansa bile açılan o kapıdan içeri girmek ve kabul görmek: şükürler olsun ki ve de iyi ki aranızdayım.
Sevgili Defter, adeta benim yeniden okuduğum eşsiz okulum oldu olmakta da.
Öğrenci kimliğimi asla yitirmedim ve burada sizler arasında neler öğreniyorum günbegün: edebiyata dair nice güzellik nice değerli kalem mevcut ve ben yazdığım kadar bunca güzellliği bir arada bulduğum ve güzel kalemleri okuduğum kadar mutluyum
Çok çok teşekkür ederim.
Sonsuz selam saygılarımla değerli hocam
UMudun ekini.
Hayatın bitimsiz o hayta ritmi...
Sevgili Müdürüm, selam olsun güzel yüreğinize ve her nerede iseniz ayağınıza taş değmesin.
Çok değerli Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna ve sevgili gönül dostlarıma teşekkür ederim.
Adeta düne ışınlandım ve adeta öğrencilerim beni eskiden olduğu gibi kucaklıyorlar bu bağlamda çok mutluyum.
Hayat bazen öylesine haşin davranıyor ki ve ben aralıksız nerede yanlış yaptığımı düşünüyor ve kendimi sorguluyorum ve yanlış bir şey yapmadığımı yüce Mevla bir kere daha gösterdi bana şükürler olsun ki...
Güzellikler ve güzel insanlar kolay kolay unutulmuyor bir o kadar canımı yakanlar da ama ben sadece önüme bakmak istiyorum bakıyorum da ve biliyorum ki sırtımı kollayan biri var.
Asla hız kesmeyen maneviyatım ve Allah sevgim ve Yaratan'dan dolayı yaratılan her canlıyı sevebilmek benim açımdan çok kolay bir o kadar kabul görmek hep içimdeki geçmeyen yara ama ben yaza yaza hele ki aranızda iken yaram artık eskisi kadar acımıyor.
Bu bağlamda yeniden ve yeniden teşekkür ediyorum sizlere.
Rabbim utandırmasın beni ve güzel yürekleriniz dert görmesin asla.
Tüm öğretmenlerimin öğretmenlerimizin elinden öpüyorum.
Ebediyete intikal eden öğretmenlerimizi ve öğretmen babamı rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.
Var olunuz.
Sonsuz içten selam sevgimle saygımla...
Gülüm Çamlısoy
Allah razı olsun
Çok çok teşekkür ederim
Tüm güzellikler sizinle sizlerle olsun
selam ve dua ile
Her şeyin bittiğini düşündüğüm en sıkıntılı dönemimde ise yolum kalemimle ve sizlerle kesişti ve işte yazarak pek çok yarım kalmış hikâyemi bir bir tamamlıyorum ve yazacağım daha da çok şey var Allah’ın izniyle.
İçim buruk mu peki?
Asla değil çünkü yapmam gerekenleri gönül rahatlığı ile gerçekleştirdim ve bilgiyle sevginin gücüne iyice vakıfım da ve anladım ki; sevmeden hiçbir iş yapılmıyor hatta yaşanmıyor da bu bağlamda şükrediyorum ve sizlere çok teşekkür ediyorum, sevgili gönül dostlarım.
Belki kimine göre bir hiçim ki ben zaten hiçlik makamında yaşayan bir derviş gibi salınmışken bir ömür biliyorum da neye denk düştüğümü belki de net olarak izah edemiyorum ama Allah’ın bir bildiği var ki madem an itibari ile burada aranızdayım elbet şükürler olsun güzel Rabbim.
Ve iyi ki de sizler varsınız.
Ve sevgili Hacer Müdürüm, her neredeysen sana selam olsun ve ayağınıza taş değmesin sevgili öğretmenim ve ben ısrarla sevmeye baş koymuşken bilin ki; durduk yere yazmıyorum, sevgili dostlarım.
Hissederek, içtenlikle ve vefâ dolu harika duygularla yazılmış muhteşem güzellikteki yazınızı gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Keşke atanma şansınız olsaydı ne kadar özverili bir öğretmen olurdunuz yine de elinizden geldiğince yapmışsınız ama özel sektörde çalışma şartları gerçekten çok zor ve acımasız anında kapıya koyar hiçbir açıklama da yapmazlar.
HERFE şairemiz de aynı sorunları yaşamış muhtemelen o da en etkili yorumu yapmış kendisini size bu anlamlı yorumu yapmasından dolayı kutluyorum, sağolsun.
Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun ve yolunda gitsin inşallah.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Gülüm Çamlısoy
Gerçekten de çok çabaladım bir şeyleri yoluna koymak adına.
Helal-i hoş olsun verdiğim emek.
Öğrencilerim ve sevdiğim onca insan değdi hocam değdi inanın ki.
Kariyer yapma şansımı yok sayıp eğitim dünyasına dalış yaptım.
Nice özel kurumda çalıştım ve nice devlet okulunda.
Tabiri caizse kesik baş gibi gittim geldim maddi imkansızlıkları sırtlandım çünkü ben rüyalarımı gerçek kıldım öğrencilerim uğruna.
Onlar aman Allah'ın onların o devasa masum dünyaları bana neler kattılar ben de onlara.
Allah'ın var bildiği. Olmadı mı olmuyor.
Çok da kırıldım sonra dünyaya çok kırgın bir şekilde her şeyden elimi ayağımı çektim otuzlu yaşlarımda en verimli dönemimde inzivaya çekildim hocam.
Beynim çalışıyor ve enerjim tavan yapmışken içimde infilak etti çok şey.
Daha da kötü gitti hayat ilerleyen yıllarda: dibi gördüm defalarca ve işte her şey bitti derken:
Kalemim geldi dayandı kapıya. Al beni eline, dedi.
:))
O gün bu gündür kalemle güzel bir hayata adım attım elbet zorlukları olmadı değil ama yazmak da artık bir tutku halini aldı bende.
Teşekkür ederim değerli hocam size sizlere çok teşekkür ederim
Haklarınız ödenmez
Sonsuz selam saygımla...
ŞÜKRÜ ATAY
Selamlar ve saygılarımla.
Gülüm Çamlısoy
Okudum şimdi okudum.
Ortak paydada buluşmak ne güzel
Var olun
Hayat çok ilginç...Kiminin yaşamı dümdüz çizgilerde ilerlerken kimininki inişli çıkışlı..Ama yaşananlar ve yaşatılanlar benzer....
Öğretmenlik sevdanızı burukluğa çevirenleri kınıyorum. Sistemlerin hatası vardır ya da kişilerin...Yöneticilerimi değerlendirirken makamdaki tavırları ile makam dışı tavırlarını ayrı ayrı kefelere koyup ölçüp tartmışımdır hep. Çok fazla müdürüm olmadı, ama içlerinden birini hatırladıkça içim burkulur. Hep aynı tarz çalıştım ben...Hatta çalışmalarımı dosya olarak "benim diyen okullar"da çalışan arkadaşlarım fotokopi aldılar. Sonuç mu? onlar benim çalışmalarımla övgü, ödül aldı ben hep eleştirildim. Çalıştığım için mobbingin alasını gördüm....Anılarımda da yazmıştım okumuşsunuzdur belki.
Hacer Müdüre Hanım gibi andıkça yüreğimin sevgiyle dolup taştığı müdürlerim ve çalışma arkadaşlarım da oldu, ismi lazım değil kişiler gibi yüreğimi sızlatıp, her hatırlayışımda kanatanlar da..Hatta hakkımı helal etmeyip, bir ömür boyu helal etmediğim gibi "haram olsun" diye defalarca tekrarladıklarım da...Bir noktadan sonra adeta "arınmak" gibi her şeyi silip atmak istiyor insan...Yoksa yüreğe, sineye çakılan ve çıkarılan her çivi öyle bir iz bırakıyor ki kanamasa da sızlıyor....
O yüzden bir müddet sonra insanlara çok değer vermemeyi, oluruna bırakmayı, herkesten her şeyi beklemeyi öğreniyorsun...Derler ki "Tecrübe hayatta yenilen kazıkların bileşkesidir". Tavırlarınızı sizi tanımadan, dışarıdan bakışla yargılayanlar "güvenmeyen", "kendini beğenmiş" gibi yaftalasalar da inanın ki yoğurdu üfleyerek yiyince, çok insan yerine seçilmiş .kafanıza uyan azınlık tercih edilince hayat daha çekilir oluyor...
Geçmiş ilişkilerime bakınca "bir dirhem bal için binlerce ton odun çiğnemişim"" diyesim geliyor. Çoğu insanın dostluğu keçiboynuzu gibiymiş.
Öğretmenliğe gelince ömrümün yarısından çoğunda bu işi severek yapmış biri olarak son dönem sistemsel yozlaşma, öğretmenlere yönelik kasıtlı oluşturulan baskılar, kendini bilmez velilerin tavırlarını gördükçe, duydukça yeni nesile "Aman öğretmen olmayın, illa ki olacaksanız rehber öğretmen veya branş öğretmeni olun...sınıfçılık çok yıpratıcı "diyorum...
Yıprandık, yıpratıldık..Çünkü amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olan bazı kişiler bize amir diye sunuldu...( Bazı kelimesine dikkat her müdür aynı değildi ama çorbaya sinekler de düştü...)
Hayat hikayeniz kendi hikayeme dönüşler yaptırdı bana...Yazdıklarım belki yorum boyutunu aştı...Ama bir kitabı okuyunca da içinden geçenler olmaz mı insanın? Kendi kendine mırıldanmaz mı?
HERFE tarafından 16.8.2022 13:08:01 zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Dünyalara bedel varlığınız varlıklarınız.
Ah ah.
Nice insan tanıdım burada bahsetmediğim misal: değerli hocam Mehmet Müdürüm. İlk yetkilim eğitim alanında.
Kartal da bir devlet okulunda yaptım ilk görevimi:
Nerede ise tüm okulun İngilizce derslerine ben giriyordum hatta fen ve matematik dersleri de boş geçerken o dersleri de ben yüklendim.
Koca İstanbul'un ücra bir köşesinde unutulmuş bir köy okulu idi orası adeta ve işte ilk olarak o gün mesleğime aşık oldum.
İnanın tüylerim diken diken an itibari ile.
Atamam yapılmadığı gibi üniversitede akademik kadroya alınacağıma o kadar emindim ki ama oynanan oyunları başkalarının ağzından duydum.
Sevgi sevgisiz hiç bir iş yapılmaz.
Parayı sevemedim: öğretmen kızıyım lüks bir yaşantım olmadı asla olmaz da. Şükretmeyi bildim bir o kadar ailem ellerinden gelen her imkanı sundu bana.
Devlet okullarında Anadolu Lisesinde okudum ve devlet üniversitelerinde ve kendim hep borçlu hissettim devletime vatanıma.
Güzel ülkem güzel insanlarım...
Ahh. Ne hayallerim vardı sevgili hocam ne hayallerim aslında tüm hayallerimi gerçek kıldım ama devamı gelmedi.
En son City Bankta çalıştım son bir kere daha denedim bankacılığı ama öğrencilerimin öğretmenliğin tadını aldıktan sonra o devasa plaza üstüme üstüme geldi.
Para kazanmayı reddetmiş bir Don Kişot olarak çevrem beni alaya aldı çok kırdılar çok da malzeme verdim ellerine bol bol gıybet yaptılar hala yaparlar da.
Hayatta kimseden korkmadım sadece Allah sevgim Allah korkum.
Yeter ki kalp kırmayayım yanlış anlaşılmayayım.
Maalesef kendini bilmeyen insanlar hep sıfatlar zanlar sundu bana.
Şimdi severek severek yazıyorum canım hocam ve çok şey aştım yaza yaza.
Bir unvanım yok belki ama ben hala aynı insanım hala coşkulu sevgi dolu.
Yeniden dünyaya gelsem öğretmen olurdum yine ve yazardım da.
Sevdiğim ne varsa dokundum ve gerçek kıldım uzun süreli olmasa da kendimce bir şeyleri iyi kötü başardım.
İngilizce İşletme çıkışlıyım ve bana inanmadı insanlar aşağı gördüler delisin, dediler çünkü ben pembe hayalleri olan çağdaş Çalıkuşu idim.
Çok istedim uzak bir yere atanmayı çok istedim daha çok emek verip öğrencilerimi doya doya yetiştirmeyi.
Teşekkür ederim içtenliğinize.
Teşekkür ederim değerli yorumunuza.
Sizlere çok teşekkür ederim.
Yazmasam nice olurdu halim?
Bir kapı kapanırken Rabbim yeni kapılar açtı bana.
İyi ki varsınız siz sizler.
İçimdeki cenneti yaşanır kıldığım bir iklim Edebiyat dünyası ve dünyanın tüm çirkinliklerini kötülüklerini yok saydığım.
Sonsuz sevgimle sevgili hocam değerli arkadaşım
Sevgili Hocam,
Okuyorum hayat serüveninizi...
Odak noktası insanlık olan...
Öğrencilerimiz için katlanmak, tatsız tuzsuz bir hayatı yaşanır kılmak...
Semeresi tartışılır toplamda zamanla...
Toplumsal olgu Öğretmenlik, Uncu kantariyla tartılır yanı yok...
Çok güzel olmuş.
Çok saygımla Şairim.
Gülüm Çamlısoy
İyi ki de geldiniz.
Çok teşekkür ederim değerli hocam.
Ucundan kıyısından çok şeyden çok meslekten nasiplendim hep çabaladım hem sebat ettim bir şeyleri yaşanır kılmak adına.
An itibari ile savunduğum şu ki:
Ben iflah olmaz bir hayalperestim.
Bu çağın Don Kişotu ya da Çalıkuşu.
Çevremdeki insanlara göre hiç bir şeyim ki...
Ben zaten hiçlik makamına talibim ilk günden beri.
Sessizce yaşadığım sevdiğim bir dünya ve yanımdaki insanlar sevginin çok uzağında ve...
Yazarak nefes alıyorum s,zler sayesinde bir şeyler yapmak yazmak duyumsamak ve şükretmek Rabbin sunumu.
Birden fazla mesleğim oldu sil baştan eğitim aldığım:
Bankacı ve öğretmen akademisyen olma hayallerim bir süre yaptığım tercümeler
Ve
Elde sıfır...
Hayır, elde var sonsuzluk.
Çünkü bu dünyada kabul gören maddi değerlerin dünyanın malının mülkünün uzağında ben sadece içimdeki cenneti yaşanır kılıyorum yazarak ve severek.
Çok çok teşekkür ederim asil yüreklerinize.
Altı üstü aciz sevdalı bir kulum bir o kadar yazmaya aşık.
Sonsuz içten selam saygımla değerli hocam
Akacak kan nasıl da durmuyor akıyor.
Akacak mürekkebin de önünü almaya yeltenmiyorum.
Bir girift ki hayat denen denklem ve içerlesem de dünya hallerine ve dünya ahvaline içime çektiğim hava gibi bunca duygu gibi biriken ne varsa derinde salıyorum kendimi boş sayfaya derken derlenip toparlanıp insan içine çıkıyorum ve çıkarıyorum da yazdıklarımı elbet devinen yüreğimle devirdiğim putlar gibi kırdığım onca potu da yok sayıp d/okunuyorum usulca kalemin yaz, dediği ne ise elbet O, ‘’ol’’ dediği takdirde defalarca ölüp doğmanın t/adına vakıf alıyorum üstelik t/araf aldığım hiç kimse yok iken…