- 398 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
METİN ALTIOK
Metin Altıok, özellikle tema ve form yönlerinden şiir geleneğimizin başlıca niteliklerini temsil etmiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısında ’’gazel’’ formunda şiir yazan başka hangi şairimizi gösterebiliriz? Metin Altıok’un dış dünyaya ilgi göstermek yerine, birey olarak insanın ruhsal dünyasının gizemli yönlerini dile getirmeyi yeğlemesi bizim içe dönük şiir geleneğimize özgü bir yaklaşımdır. Metin Altıok’un kendisine ’’alaturka şair’’ denmesine bayılırdı. ’’Alaturka Şiirler’’ adlı birde kitabı vardır.
Metin Altıok’u Bingöl Lisesi’nden sonra, aydın düşmanlığının ucuz örneklerinden biri olarak önce Bingül’ün Genç ilçesine sonra da Karaman İmam Hatip Lisesi öğretmenliğine atadılar. Parmak kadar bu şair çocuğu aşağılamayı, yaşam sevincini kırmayı, kendi aydın çevresiyle ilişkisini engellemeyi görev bilen bir kültür politikasının ağababaları daha sonra aydınlarımız diri diri yakıldığı zaman bu hunharlığa göz yumma alçaklığını da göstermişlerdir.
Karaman’dayken Metin Altıok’un sağlığı çok bozulmuştu. ’’Malulen’’ emekliye ayrılmış olması, çürüğe çıkarılması anlamına gelir. Ne var ki, şairler çürüğe çıkmaz.
Şiir sitillerinin dönemi kapandıkça o sitillerde yazmış olan şairlerin giderek unutulduğu varsayılır, ama bütün bunlar boş laflardır. Yargıyı tarih verir.
Metin Altıok’un ölümünden sonra kitapları art arda yeniden basıldı. En son Yapı Kredi Yayınları onun bütün şiirlerini kalın bir ciltte topladı. Birkaç yılda beş baskı yaptı bu koca kitap. Ölümünün onuncu yılında ise şiirleri üzerine Fazıl Say bir orotoryo besteledi. Bütün bunlar, bizim gibi değer bilmez bir toplum için az değildir.
Emekli olduktan sonra Metin Altıok’un Ankara’da yaşadığı son dönem şiire iyice sarıldığı, üretme sevincinin arttığı dört yılı kapsar. Bu yıllarda tam altı şiir kitabı yazdı. ’’Şiirin İlk Atlası’’ adlı deneme kitabı da cabası...
1990.da ’’Gerçeğin öte yakası’’ adlı kitabı ’’Türkiye Yazıları’’ndan çıktı. Melih Cevdet Anday’ın Cumhuriyet gazetesinde ’’Soylu Bir Şair’’ başlığıyla övdüğü bu kitabı, başka yayın evlerinin üstlendiği’’Dörtlükler Desenler’’, ’’Alaturka Şiirler’’, ’’Süveyda ve ’’Hesap İşi Şiirler’’ izledi. Bunların içinden ikisi Metin Altıok’un ölümünden sonra yayınlandı. Sivas kıyımı kimin aklına gelirdi ?
Sivas kıyımıyla Metin Altıok’un şiiri durmuştur. Bu söz tuhaf gelmesin size. Bir insanın yüreği nasıl durursa şiiri de işte öyle durur. Sanatçılar için ’’ölüm’’ sözcüğünün kullanılması yanlıştır. Şunu da hemen belirteyim. İnsan olarak Metin Altıok, eti kemiği ve ruhuyla bir şiir üretme organizmasıydı daha çok.
Dışarıdan bakan birisi gibi, şiiri hakkında kendisi şöyle demiştir: ’’Şiirini belli akımların dışında tutarak kendi duyarlılığıyla yaşam arasında kurduğu doğrudan ilişkiyle besledi, geliştirdi. Bağırmayan, yumuşak başlı bir şiirden yana oldu.’’
Metin Altıok, kendini zora koşma yöneliminde olduğu için, hatta bunu biraz yaşam biçimine dönüştürdüğünden şiirinde zora koşmuştur kendini. Sonnet ve gazel gibi, zorlu ve bağlayıcı formlarda şiirler yazmış, bu cendere içinde şiirini bir avuç kristalin dökülüşü gibi akıtmıştır.
Hey gidi dünya ! Hey gidi şair !