- 288 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
EN BÜYÜK MESELEMİZ
EN BÜYÜK MESELEMİZ
Ülkenin Geleceği ve Gençlik için Yapılması Gerekenler
Arkadaşlarla konuşuyoruz. Büyükşehir Belediye başkanının kardeşi de orada.Eski bir genel müdür. Gençlik elden gidiyor. Evet. Zenginleşme ile birlikte dünyevileşme ve sekülerleşme aldı başını gidiyor.
Geçen hafta iki belediye başkanını da ziyaret ettik. Her iki ziyarette de daha önceleri yapmadığım bir şey yaptım. Gençlik üzerine düşüncelerimi söyledim. Bu konunun düşünülmesini gençlerin kötü gidişten kurtarılması için gençlik merkezlerinin daha kapsamlı ele alınması gerektiği, gençliğin enerjisini doğru yolda sarf edebilmesini, arta kalan zamanlarında aynı mekan ve ortam içinde kültüre ve sanata yöneltilmesini, bu çalışmada belediyelerin sivil toplum merkezleriyle el ele vermesi gerektiğini aktardım.
Bu gençlik merkezlerinin spor artı satranç ve dama gibi zeka oyunlarını barındıran salonları yanında, okuma salonları, seminer ve tartışma salon ve ortamları olmalı, aynı ortamda ibadet mekanlarının bulunması ayrıca konferans salonları bulunmalı, buralarda periyodik okuma çalışmaları seminer ve konferans faaliyetleri, tartışma, bilgi ve kültür yarışmaları, sanat eğitimi verebilecek ortamların oluşturularak gençlerin yeteneklilerinin sanata yöneltilmesi gerektiğini kısaca anlattım.
Ayrıca bu merkezlerin okullarda eksik bırakılan eğitimlerin tamamlanması ve desteklenmesi amacıyla gönüllü eğitim çalışmalarının yapılması sağlanmalıdır. Ancak bu tür faaliyetlerdir ki gençliği bu gün düştüğü başıboşluk, cafe ve avm ortamlarından biraz olsun alacak, facebook ve tweet kültüründen kurtarabilecek onların kötü alışkanlıklardan kurtulmasını sağlayacak, kendine güvenen, düşünebilen zamanını iyi kullanabilen, içinde bulunduğu cemiyet için yararlı bireyler haline getirilebilecektir.
Ülke çapında güzel bir planlamayla büyük çalışmaya ihtiyaç var. Gerek gönüllü kültür teşekkülleri gerek devlet kurumları ve hükümet, gerekse belediyeler bu konuda çalışmalar yapmalı, bu konuda acil tedbirler ele alınmalıdır. Kayıp bir gençlik istemiyorsak y ve z kuşaklarının yıkıcı etkisini azaltmak, asımın nesline kapı açmak zorundayız. Bu da ancak bu kurumların işbirliğiyle olacaktır. Aksi halde benmerkezci, bencil egoist ve hedonist bir nesille karşılacağız ve bu nesil ülkenin geleceğini tehdit eden unsur olarak karşımıza çıkacaktır. Hiçbir değer eğitimi, almamış, kitap okumayı değil herhangi bir dergi ve hatta gazete kültürüne bile sahip olmayan, elinde telefonu ünlü harfleri yok sayıcı mesajlarla gününü gün eden, hayatı kafe, AVM, ve sinema çevresinde geçen bu gençlik, ne anne baba tanımakta, ne büyük ve yaşlı tanımakta, ne saygı ve sevgi bilmekte, ne mukaddes bilmektedir. Ne ezan, ne namaz bilecek, ne cami ne mescid tanıyacak, ne kutsal kitabı bilecek, ne kutsala ve inançları saygı gösterecek. Tek bildiği yemek içmek ve eğlenmek olacak. Bu neslin ülkenin geleceğini felakete götürmesi muhakkaktır.
Eğer yakın ve uzak gelecekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmek istemiyorsak, evimiz, sokağımızı ve mahallemizi yeniden dizayn etmeli, gençliğimizi iyi, güzel ve doğruya yöneltecek kurum ve kuruluşlarımızı en yakın zamanda büyük bir özen ve ciddi bir planlamayla oluşturmak zorundayız. Bu en acil işimiz, vicdani ve vatani borcumuzdur. Bir var olma sorunudur. Varlık yokluk kavgasıdır. Bu kavgada en büyük düşmanımız geçip giden zamandır. Her şey geriye gelebilir ama geçen zamanı geri getirmek kolay olmayacaktır.
Ben bu gençlik kültür merkezlerini yabancı devletlerin kültür merkezleri ve belediyelerin kurduğu çoğu spora dayalı tek yönlü gençlik kültür merkezlerinden farklı düşünüyorum. Bu hareket gönüllü kültür teşekküllerinin eliyle yapılmalı ancak belediyeler tarafından finanse edilmelidir. Öncelikle bu hizmetlerin yapılacağı bir gönüllü kültür sarayı inşa edilmeli, bu karmaşık yapı içinde bölgenin sivil toplum kuruluşları bulunmalıdır. Ayrıca yukarda bahsettiğim gençliğin her türlü aktivitesinin sağlanacağı ortak mekanlar olmalıdır.
Yönetimi belediyelerce sağlanacak bu kurumun kültürel ve sanatsal aktiviteleri sivil toplum kuruluşlarınca sağlanmalıdır.
Evet, böyle hayati kurumlarım oluşturulması acaba kapitalizmin mabetleri olan AVM’lerin mantar gibi bir biri ardınca ortaya çıkmasından daha mı az önemlidir.
Haydi, bakalım kendini sorumlu hissedenler, halk için, millet için bir şeyler yapma mevkiinde olanlar ve bu alanda bir şeyler yapmaya niyetlenmiş gönüllüler işin bir yerinden başlayalım.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.