- 266 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUR'AN TERK EDİLDİ
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
“Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş olarak bıraktılar." (Furkan 30)
Kur’an nasıl terk edildi ve Kur’an nasıl terk edilir?
Gelenekçiler halka;
“Kur’an’ı anladığınız dilde okumayın, anlayamazsınız. Biz, Arapça bilen âlimler, Kur’an + Hadis ile yeni bir din inşa edeceğiz; siz de bizim bu yeni dinimize tabi olacaksınız” dediler. Halkın, Kur’an ile irtibatını, kurdukları ruhban sınıfıyla kopardılar. Halkın 1350 yıldır Kur’an’daki İslâm’la, gelenekçilerin anlattığı din arasındaki farkı bilmemesinin ana nedeni buydu:
Kur’an’ı anladıkları dilde okumamak.
Bu yüzden hadislerin uydurma ve mezhep hükümlerinin de Kur’an’dan farklı bir din anlayışını savunduğunu anlayamadılar ve gelenekçilere tabi oldular, boyun eğdiler…
Kur’an Müslümanlığı sapıklıktır dediler hadislere uymanın doğru yol olduğunu iddia ettiler gerçekteyse cehaletleri sebebiyle şeytan onların ayağını kaydırdı. Ve insanların imanına değilde bilmeden şirke düşmelerine sebebiyet verdiler üstelik bunlar yüzünden günümüzde görüldüğü gibi gelenekçiler Kur’an’ı bir kenara bırakıp hadislere uydular Kur’an’da ne yazıldığından haberleri dahi olmadan Kur’an’ı Arapça okuyarak sevap kazandıklarını sandılar Kur’an’la çelişen hadisler gördükleri zaman bu hadisler uydurmadır demeleri gerekirken hadis Kur’an ayetini neshetti deyip Allah’ın emrine karşı geldiler bunların böyle demelerinin bir sebebide şirk içerisinde olup Allah’tan değilde kuldan utanıp korkmaları bununda farkında olmamalarıdır zira bunların bir kısmı biz hadis ayeti neshetti demesek birileri kâfir olduğumuzu söyler deyip korktular Kur’an’da ibadetler konusunda uzunca bir detay görmedikleri için Kur’an’ın eksik olduğunu iddia ettiler ama Kur’an’da Allah Kur’an eksiksizdir demekteydi bu sebeple akıllarınca ayetle çelişmemek için Kur’an eksiksiz ama tek başına yeterli değil deyip kendileriyle çelistiler gerçekteyse Kur’an’da uzunca bir detay verilmemesi eksikli olmayıp Kur’an’ın evrensel bir kitap olması nedeniyle esneklikti. Bu gelenekçi müşriklerin mantığı, diğer dinlerde de benzer özellikler gösterir. İncil’in tercüme edilmesinin önüne geçmek istenmesinin nedeni de aynıdır:
Ruhban sınıfının halk karşısındaki üstünlüğünün ve ayrıcalığının muhafazası!
Gelenekçi müşrikler, Kur’an ile hüküm vermek yerine, hükmün merkezine hadisleri aldı ve Kur’an’ın terk edilme surecide böylece başlamış oldu. Sonra, 200 yıl boyunca hadis adı altında yaklaşık 1,5 milyon, Kur’an ile çelişen hadis/ söz Arap yarım adasında dolaşır oldu. 200 yılın sonunda ortaya çıkan çift kimlikli münafıklar ve müşrikler hadisleri bir araya getirdi ve Kur’an’ın karşısına dikti ve “Bu hadis kitapları İslâm’ın ikinci kaynağıdır” dediler. Aslında bu ikinci kaynak iddiası da bir masaldı; çünkü ikinci kaynak dedikleri uydurma sözler/ söylentiler birinci kaynağın, yani Kur’an’ın önüne geçti. Bunu, F. Gülen’in şu sözlerinde görmek mümkün. Bu sözler, Ehli Sünnet dininin hadise ve Kur’an’a bakışını özetliyor.
"Hadisin Kurandan çok, Kuranın hadise ihtiyacı vardır, Kuran Müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı". ( F. Gülen)
Bugün yaşayan ve geçmişte yaşamış ne kadar Ehli Sünnet dinine iman eden âlim ve evliya denen adam varsa hepsi, F. Gülen ile aynı inanca sahiptir. Şirk bataklığının günümüzdeki bekçilerinden ve deve sidiğinde şifa arayan deha âlim Ebu Bekir Sifil’in sözlerine bakmak konuyu anlamak için yeterli:
“Beş yüz tane ayet gösterseler eğer selefin onayından geçmiyorsa biz buna bidat hükmü vermekte tereddüt etmemeliyiz"
Ayetlere itibar etmeyip, Kur’an ayetleriyle çeliştiğini görse de bu sözlere itibar edenler âlim ama Kur’an’a uyanlar münafık öyle mi? (Kur’an’ı tenzih ederiz )
Özetle ne diyorlar?
Ehli Sünnet dininin âlim ve evliyaları ne diyorlar?
Kur’an’ın inişinin tamamlanmasından, 200 yıl sonra ortaya çıkan hadis kitapları ve âlimlerin içtihatları İslam’ın temel iki ayağıdır; Kur’an ise üçüncü kaynaktır. Eğer, hadis ve âlimin içtihadı, Kur’an ayetleriyle çelişiyorsa hadis ve âlim içtihadı tercih edilir. Önemli olan, âlimlerin Kur’an ve hadisten ne anladığıdır. (Beş yüz tane ayet gösterseler eğer selefin onayından geçmiyorsa biz buna bidat hükmü vermekte tereddüt etmemeliyiz, Ebu Bekir Sifil )
Meşhur münafık ve Ehli Sünnet dini mensubu âlim ve evliyalar aynı fikirde. “Hadis olmadan din olmaz.” diyorlar!
Şimdi düşünün;
Kur’an nasıl terk edilmiş?
Kur’an’ı terk edip yerine ne koymuşlar?
İslam’ın tek kaynağı Kur’an’dır. Allah, Kendisine, Kendi mülkünde, Kendi hükmüne ortak kabul etmez. Allah, Kur’an’da, Kendi gönderdiği kitapta, gönderdiği kitabın terk edileceğini bildiriyor.
Bir şeyi terk ederseniz, yerine başka bir şey koyarsınız. Hayat böyledir. Fikir hayatı böyledir. İnsan hep bir şeyler düşünür ve bir şeylere iman eder. Terk ettiği inancının yerine, başka bir inanç koyar. Ehli Sünnet dininin âlim ve evliyaları, Kur’an’ı terk ettiler ve yerine hadis ve mezhep hükümlerini koydular ve bu gerçeği, bunun olacağını, bu adamlar daha ortada yokken Allah, bir mucize olarak Kur’an’da bildirdi.
Kur’an terk edilmiştir. Bu gerçek, tam olarak anlaşılmadan, Ehli Sünnet dininin âlim ve evliyalarının yaptığı tahribat anlaşılmadan, geçmiş ve gelenekler Kur’an merkeze alınarak sorgulanmadan, gelenek ve mezhepler terk edilmeden ve hadisler, Ehli Sünnet dininin âlim ve evliyaları terk edilmeden, Kur’an anlaşılamaz. İnsanlar bilmese de ahirette hiçbir hadisin, hiçbir mezhebin ve hiçbir Ehli Sünnet dininin âlim ve evliyasının din adına yaptığı içtihattan sorumlu tutulmayacağız. Kur’an’a göre, ahirette sadece Kur’an hükümlerini yaşayıp yaşamadığımızdan sorumluyuz.
Sadece vahye uyun ve müşriklerden yüz çevirin.
“Ve şüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız” (Zuhruf 44)
“Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka ilah yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir.” (Enam 106)
…Biz Kitap’ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır. (Enam Suresi, 38)
Rabbinin sözü doğruluk ve adalet bakımından tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, duyandır, bilendir. (Enam süresi 115)
Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Ankebut Suresi, 51)
Ne zaman onlara: “Allah’ın indirdiklerine uyun” denilse, onlar: “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız” derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu
da bulamamış idiyseler? (Bakara Suresi, 170)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.