- 238 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bileşim Ve Bileşimin Özelliği 7
Bu öneklerimiz, kavrama bağlamında örneklerdir. Bir boyutlu alan ipliksi kuantlardı. İleri geri çizgisel devinmeye izin verir. Zar yüzeyli kuantlar iki boyuttu. Hem bir boyutlu eylemleri içeriyordu. Hem bileşim yüzeyli gerilimle vardı. Hem de bileşimi veren yüzey ile sağa sola salınımlı devinmelerle olunabiliyordu.
Bir boyutlu alanı oluşan çizgisel fizik bir başlangıçla ileri doğruydu. İleri olanın geri olana göre bir farkı vardır. Bu fark nedenle ileri ile geri arasında bir farktan ötürü bir potansiyel oluşuyordu. Fark potansiyel de iplik kuanta, zar yüzeye yük bir yük etkisiydi. Fark potansiyel bir enerji dönüşümü olmakla her iki boyut üzerine basık biçimde yüzeyin kendisi gibi olukla yansıyordu.
Her sağa sola yapılan salınımlı hareketler, aynı başlangıç noktasında tersi bir salınımla vardı. Tersi bir soyut boşluk enerjisi durumla vardı. Burası geri olmaya bağlı gecikme açısından oluşan girişmelerin boşluk salınımını ortaya koyar. Böylece iki salınım arasında açı momentine bağlı bir fark potansiyel durum oluşur. Bir ve daha çok fark potansiyele sahip bir durumun enerji alan etkisi de, yük akışıydı.
Bir boyut içindeki ileri geri titreşimle sağa sola yapılan salınımlar, yine bir yük etkisiydi. Genleşişi olan alandı. Her alan en az bir boyutla ileri geri; iki boyutla da "ileri geri ve sağa sola" doğru salınımlar gerilimiydi.
Bileşim yüzeyleri, alan hareketini iki boyuta taşımıştı. İki boyut "sağa sola, ileri geri salınımlarıyla yüzey alanını oluştu. Süreç matematik bir değer olan noktasal durumdan hareketle, nokta sal titreşimlerin bileşimi, bir boyutlu ipliksi yapılarda sadece ileri geri hareketle bir boyuttu. Bir boyutlu fizik, bir boyutun yanına ve yan yana olan bileşimleriyle, bu bileşimin eni vardı.
Yan yana çizgilerle oluşan düzlem yüzeyin en, boy oluğuyla süreç iki boyuttu. Bileşimdeki kenarlar ayırttı. Düzlem yüzeyler üst üste istif gibi bir araya geldiğinde; İki boyutlu, üst üste yüzeyler fiziği olan bileşimler oluşur. Böylece üst üste binen düzlem yüzeyler ikinci boyuta üçüncü bir yükseklik ya da derinlik veren boyutun eklenmesidirler. Üçüncü boyut kendi içinde, kendisine hacimdi. Kübik veya prizmatik alan etkisiydi.
Nasıl ki iki boyutlu düzlem yüzeyin, bir boyutlu çizgi alana olan farkı; baskısı; basıncı, iki boyutun bir boyuta bir “en “ etkisi vardı .Düzlemde, bir boyuta doğru düzlemin "en ayırtı olmasının bir alan etkisi" vardı. İşte bunun gibi üçüncü boyutun da tabandaki iki boyutlu düzleme hacim veya oylum boyut etkisi vardı.
Boyutlanan ileri sürecin geçmişteki sabit bir başlangıç olarak; sabit başlangıcın kendisi olukla yerinde kalan soyutluk vardı. Bu soyutluk içimizdeki çocukluk gibiydi. Çocukluğumuz geçmişte olan, şimdi ile geride kalan soyutluktu.
Soyut boşluk enerjisiydi. Boşluk enerjisinin böyle bir imaj özelliği vardır. Boşluk enerjisi imaj daha azı olası olmayan bir en az enerji durumla boşluktu. Boşluğun enerjisiydi.
Kırılan simetri, kendi gibi olurlu imajıyla ve kendi gibi kalamayan ileri akışıyla adeta sünen incelen bir açılmanın gerisinde kalan kesikli süreklilikti. İleri akış, geride başlangıç enerjisi olan imajıyla boşluk alanı bırakmıştı. Gerideki olan boşluğun enerjisi ile ileri süreçli bileşimleri çelişiyordu. Çelişme de potansiyel farktı. Potansiyel fark ta, genleşmeyle ileri de fizik ve fizikler bileşimi olan en, boy derinliğe ayırt olan, ayırtın belirlediği düzlemlere, boyuttular.
Fizik yüzeyler şimdi iki boyut düzlem üzerine hacim sel bir fark gerilimdi. Tesseract (tetraküp-teserat) ta dördüncü boyuta, dördüncü ayırt olmakla dördüncü ayırtın da fizik hacme olan alan etkisi, ZAMANDI.
El doğa yasalarının akış eğimi gereği olarak, iki boyutlu kişi benci özneydi. El iki boyutlu özne imaj olmakla üç boyutlu üreten zaman içindeydi. Üç boyutlu özne kişi özne değil, kolektif özneydi. Kolektif özne, iki boyutlu özne üzerine yansıya bildiği kadar yansıyordu.
İki boyutlu zaman içindeki biri, daha çok boyut içindeymiş gibi davranamıyordu. Ancak iki boyutlu özne, iki boyutlu acizliği yenen kolektif bir akıl içinde olmakla da, sanal boyut görüntüleri içinde hayal ve düşüncelerle oluyordu.
İşte El fikrine, El ‘in ikinci özelliğini kazandıran inanıcı algılar, kolektif kapasiteli üç boyutlu kolektif özneli düşünce içinde, iki boyutla sınırlı kalmayan bu düşüncelerdi. El ‘in sahiplik kontrolünde olan, kişileri kontrol eden düşüncelerdi.
Kolektif alan, evrimsel başlangıcın kendi kendisine organizasyonuyla kimsenin determine etmediği bir tekrarlar organizasyondur. Bu kendi kendisine kolektif organizasyon nedenle beslenme (avcı, toplayıcı olma), savunma, yavru bakımı, barınma vs. vardır.
Bu şu demekti. Kolektif bir yapı alan bileşimi içinde kimse size iş vermiyordu. İşveren iş belirleyen yoktu. Kimse lütuf etmiyordu. Kolektif oluş kendi kendisine organize oluşla zaten bir iş görmeyi zorunlu eder.
İş görmeyi zorunlu eden sağlama koşulları ve kolektif oluşun bileşim özelliği içinde olan "kolektif birim zamanlı" durumu da iş organizesi içine ekleyelim. Sistem teknik gelişme ve otomasyonlarla giderek kendisini oluşan duruma karşı olacaktır.
Sistemin kendi gibi kalmak istemesiyle, sistemin kendi gibi kalamama çelişkisi sistemin ikili zıt yapısıydı. Teknik gelişme ve otomasyon da kolektif gücün işi olan kolektif mirastı. Tekniğin de otomasyonun da kolektif mirasında konusu bizdik.
Ve bunlar bizim yaşam kalitemiz için öznel düzenlemelerdi. Değilse teknik teknolojik gelişme ve otomasyon bizleri işsiz kılıp; kolektif güç içinde bizi kolektif güçten yoksun kılıp; bizlere derdinize yanın, kaderinize küsün demek değildi. Otomasyonlu süreç te, teknik teknolojik süreç te kolektif kapasite bileşimi içindedir.
Tarım, çobanlık, basit dokuma işleri gibi kolektif bileşenli, kolektif kapasite toplum içinde kişilere yansıdı. Köleci yapı içinde de tekil kişilerle belirli kılınan bağ ile karmaşık olmayan kolektif kapasite aile ve aile kişilerine yansımış oldu. Aileler kendi yağında kavrulan; olabildiğince en az şartlarla kendi kendisine yeten köleci yapılardı.
Köyler, kolektif yapıyla zaten iş olanakları içine doğmanın en küçük birimdeki muhafazasıydı. Bu kolektif olanak ve bu kolektif etki içine doğmak, köleci sistem hariç kolektif süreçlerle birlikte zorunlu kaderdi. Hem yeni doğanlar hem kolektif alan içinde olan herkes iş sahibidir.
Kolektif alan işsizliği ön görerek oluşmaz. Aksine kolektif bileşim kişilerin doğada sağlama yapma gibi günlük rutin ve zorunlu iş süreçleri bileşimi üzerine bir inşadır. Bu sağlama nedenle kolektif alanda kişi işsiz değildir. Sağlaması yoksa kişi kolektif alanda ne yapacaktı?
Köyler kısmen izole olan kolektif tutum içinde dünyadan habersiz en az dış ilişkiler bağıntısı içindedir. Muhafazakar köyler dış belirleyen etkisi, en az bir durum içinde olmakla herkesin iş gören olduğu muhafazakarlıktır. Muhafazakar köylerde kişiler bir iş alanının her aşamasında uzmanlaşamadan iş görür olmakla hiç kimse meslek sahibi de değildir.
Köyler dar alan paslaşması içindedir. Çok gevşek bir yalıtım içinde. Üreten bir temel sağlama içindedir. Üreten sağlama ilişkileri günceldeki gibi karmaşık değildir. Köyü dışına bağlı bir gelişme değildir. Aileyi oluşan bireylere bağlı kolektif yansımalar nedenle hemen her kes her şeyden birazdır. Hem herkes asgari bir kolektif bileşimin özelliğiydi.
Evren bileşik olgu ve olaylar üzerine kendi damgasını vurmuştu. Artık şeyler evrene rağmen evren etkisiz değildi. Artık bağlantısız ve evrensel olgulara karşı bağımsız, geri bağlanım sız olmanız olanaksızdı.
Ancak çevrenin; değişen koşullar içinde çevre; çevrede olanlara "değişmeyi, seçme ayıklama dayatması" yapar. Yani çevrenin olgu ve olaylar üzerinde, seçme ayıklama dayatması yaptığı bir seleksiyon yasası vardı. Kolektif çevre de sizi kolektif öze uygun seçme ayıklamaya tabii tutar.
Yani doğal çevre de kolektif çevre de evrimsel olurlu bir doğa yasanın içindeydi. Değişen bileşik koşullara karşı, sosyal ve toplumsal organizasyonlar içinde yeni bileşen süreçlerin, "özel alan fanusu (yalıtması)" içindeydik.
Hemcinsler zamanın ruhuna bağlı olarak "önce sosyal, sonra da toplumsal organik ligin ve organikler arası ör genliğin aiti olan birey kişiyi" oluşacak kolektif tutumlu bileşimlerini ortaya koymayı başarmıştı.
Birçok organize süreçler gibi sosyo toplum sal organizeni süreçler de "geri bağlanım" yasasına tabiidirler. Geri bağlanım koşulunun özneler dünyası içindeki mantığı, "zamanın ruhu" olukla kavranır olmasıydı.
İşte El ’in en çok istismar durumla kullandığı, geri bağlanımla olduğu süreç, özneler dünyası içinde olan kolektif zamanın kolektif ruhunu istismar etmesiydi. Zamanın ruhu üzerinde kendisine düşünce ve eylem alanı açmasıydı..
El kendi köleci sistemine olan ger bağlanım yasasını iyi biliyordu. El; korunma, barınma, beslenme gibi kolektif sürecin başlangıç koşullarına olan geri etkimeyi çok iyi biliyordu. El İyi bildiği bu süreçlerin kişisi sahipliğini ortaya koyacak olan tuzakların içindeydi.
El, tekraren geri bağlanma yapan kolektif özneli bu durumları; "gaibi bilmek" olukla söylüyordu. Gaibi bildiğini söyleyen El, tıpkı kolektif yapı bileşenleri gibi yanına da insan olmayan ama iş görsünler diye insan benzeri yardımcı kolektif özneler alıyordu.
El ’in yanına kolektif özneli, kolektif belirleyenlerle, kolektif birim zaman içinde olan; insan olmayan iş gören, iş paylaşımı yapan kolektif ortakları, vardı! El ’in yanına insan benzerleri kolektif özneli, iş görenler alması demek; El tarzı mananın da kolektif biçime benzetili olmasıydı. El ’in iş gören ortakları olma organizasyonu kolektif süreçli organizasyona dayanaktı.
El sürecinin kolektif tutum olmaktan kurtulamayan bir yanı vardı. Ama El ’in kolektif güç ile kalmak istemesiyle birlikte kolektif gücü, kolektif kapasiteyi ortaklaşmayı, yok saymak, unutturmak isteyen amacı ve çelişkisi de vardı. Bu nedenle El ’in yanında insan olmayan yardımcı, iş takipçisi ve iş gören varlıkların olması demek; somut ve kolektif paydaşıyla olan kolektif durumun tersi durumla, iz düşümü imaj durumla; kolektif durumun SOYUT benzerlerini alıyor olması demekti.
Üreten kolektif sistem; belli bir zorunlu yaşam kalitesini ortaya koyar. Kaliteli yaşam koşulunu ortaya koyan kolektif sistem bu özelliği ile başlangıç koşullarına hayli sıkı bağlıdır.
Sosyal alan büyük oranda kolektif alana bağımlıdır. Başlangıçta sağlama olan daha sonra üretilen tutum ile belli ve zorunlu bir yaşam kalitesi, toplumla oluşturulur. Sosyal yaşam bu bağlamla topluma zorunludur. Ama sosyal alan en az durumla topluma bağlı olmak istemekle, üretilen kaliteyi tüketir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.