- 468 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ALEKSANDR PUŞKİN
’’Tanıdığım bütün güzel kadınlara aşık oldum; ve bir teki dışında, bütün hepsi gönül eğlendirdiler benimle.’’
Aleksandr Puşkin, Maria Rajevskaya’ya yazdığı mektubunda böyle diyordu.1799’da dünyaya gelen Rus yazarı Puşkin, soylu bir ailedendi. Dışişleri bakanlığında görev aldı. İlk şiirlerinde, liberal fikirleri dile getirdi. Gavrilliada adlı manzumesinde, geleneksel kurumları ve görüşleri eleştirdi. Bundan ötürü Baserabya’ya sürüldü. Uzak yerlere gönderilmesi onu pek etkilemedi. Daha sonra, bir mektubunda, tanrı tanımaz olduğunu açıklaması yüzünden Pskov’da Mihaylovskoye’deki malikanesinde gözaltında tutuldu. Bu dönemde bir çok yapıt verdi. 1814’ten itibaren çok sayıda lirik şiir yazdı. Ününü yaygınlaştıran Ruslan ve Lyudmilla, Baahçisarayskiy Fontan, Çingeneler, Yevgeniy Onyegin ve ünlü tarihsel dramı Boris Godunoy’u yazdı. 1826’da Moskova’ya, dönmesine izin verildi. 1831’de Natalya Gonçarova ile evlendi. 1833’te Rus Akademisi üyeliğine seçildi. 1832’de Dubrovskiy’i, 1834’te Maça Kızı’nı yazdı. 22 Ocak 1837’de, bir düelloda ağır yaralandı ve öldü
.
Puşkin, hem lirizme hem de gerçekçiliğe yönelttiği modern Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edilir. Bu güzel insanı ’’Tutsak’’ adlı şiiriyle selamlayalım:
Zindandayım, nemli bir karanlıkta.
Beslediğim genç kartal, avluda,
Altında parmaklıkların çırpıyor kanatlarını
Gagalarken kanlı bir yiyecek parçasını,
Gagalıyor ve fırlatıyor, gözleri pencerede,
Sanki aynı arzuyu taşıyor benimle.
Bakışı ve çığlığıyla diyor ki tutsaklık yoldaşım:
“Vakit geldi artık, uçalım dostum, uçalım!
Bizler özgür kuşlarız, hadi davran!
O beyaz dağa doğru, daha öteye bulutlardan,
Denizin gökyüzüyle buluştuğu maviliklere,
Sadece rüzgârın ve benim gidebildiğimiz o yerlere...”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.